Mesajı Okuyun
Old 29-04-2014, 10:31   #8
MAHMUT MAVİGÜL

 
Varsayılan

Değindiğim üzere,1136 sayılı Yasa’nın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 45 yıllık zaman geçmiştir.İlk defa mesleğimiz ile ilgili çağdaş muassır medeniyetler seviyesine kısmen geçirilecek olan Yasa’nın daha tasarı halinde iken çıkan feryad-ü figanları anlamak gerçekten imkansızdır.
Hukuk yaşamın vazgeçilmezlerindendir, ekmek,su gibi…Bu yaşamın kanı ve canı olan bizler yani,savunma ve usül bilen kişileri, bilgi ve uygulanış yönünden bir okyanus olan hukuk bilimin,perakende olarak tabir edilecek tek başına avukatlık mesleği ile altından kalkmak,çözüm bulmak,adalete yardımcı olmak mümkün değildir. Dolayısiyle, avukatların şirketleşmeleri, şubelere yönelmeleri kaçınılmazdır.Çünkü avukatla temsil zorunluluğu ve neticesinde vekilin ücretinin,HMK’nun 114/g bendi kapsamına alınarak dava şartı olarak kabul edilmesi nedeniyle hasıl olacak iş yükünün artmasına sebebiyet verecektir. Olması gereken ve özlenen hukuk sitemi de budur.Bir avukatın tek başına tüm branşlarda başarılı olması,mücadele etmesi yaşamın olağan akışına terstir.Tabiidir ki,kurulacak yeni mesleksel oluşumlarla,tüm branşlarda hizmet vermek ve gereğini yerine getirmek bir zorunluluktur.Bu tasarının yasallaşması canımızı değil,yıllardır özlemini çektiğimiz “de lege feranda” nın aydınlanması ve daha iyiye gitmesi yönündeki tüm mumları yakacaktır.Meslek tekeli ortadan kalkacak,mesleki oluşumlarda görevli meslektaşlarımız köle olarak değil,ortak olarak çalışacaklardır.Elde edilen hasıladan tüm ortaklar layık-i veçhile haklarını alacaklardır.Mesleki sömürü de bu nedenle tarihin ortaçağ karanlığına gömülecektir.
Meslek yaşamındaki 10 yıllık bir süreç hiç de yabana atılmayacak bir süreçtir.Avukatlık mesleğini yapı itibariyle bir an için ruhani bir kimliğe indirgemiş olsaydık eğer,daha ilk üç yılında Mevleviler gibi dönmeniz,ermeniz,yanmanız ve nihayetinde uçmanız işten bile değildir… Duruşma saatinin 09.15 olarak belirtildiği duruşma listesine rağmen,saat:12:00 ye yakın sularda duruşmaya avdet eden avukatın yaşadığı yanma,pişme ve neticesinde isyan dahi,yaşanılan 10 yıllık süreç içerisindeki uzmanlık için,bilgi deneyimlemesi için,vekalet pulu eksikliği nedeniyle Yargıtay’dan bozma alan dava dosyası için yeterli olduğu kanaatindeyim.10 yıllık avukatın yaşadığı süreç, pratiksel uzmanlığı ile birlikte mesleki bilgi deneyimi noktasında çok önemli bir süreçtir.Hatta bu sürecin 15 yıl ile sınırlanması gerektiği kanaatindeyim.
Barolar, yürürlükte bulunan Kat Mülkiyeti Yasası çerçevesinde yürütülen site veya bina yönetimleri değildir.Barolar ve yönetimleri tamamen özverisel tutum ve eylemler ile görevlerini ifa eden tüzel kişiliklerdir.Bila ücret kaydıyla görev yapan meslektaşlarımızı,iki yıl gibi kısa bir süreç ile kayıtlamak olanak dışıdır.Altı bin nüfuslu beldeyi yöneten Belediye Başkanı için beş yıllık yönetim süreci belirlenirken,mesleki üye sayısı bu rakamın oldukça üzerinde olan Büyükşehir barolarını iki yıllık süreç ile kısıtlamak kabul edilemez.İstanbul-Ankara-İzmir-Adana vs. gibi büyükşehir beldelerinin baro yönetimlerinin,daha tasarı halindeki oluşumlarını yaşama entegre edebilmeleri için iki yıllık süreç ile kayıtlamak,yaşama geçirecekleri oluşumları tasarı halinde bırakmak anlamına gelecektir.Uygun görülecek 4 yıllık süreç,oluşumların tasarıdan çıkıp yaşama geçmesi için yeterli bir süredir.
Bence bu tasarıda karşı çıkılması gereken ana sorun,baroların Adalet Bakanlığı vesayetine girmesine engel olmaktır.Yaşanan bazı kurum ve kuruluşlardaki tuhaf değişimler gibi bir oluşumla karşı karşıya kalmak istemiyoruz!...Her ne kadar avukat hizmeti gereği kamu görevi ifa ediyor olsa da, bağımsızdır,tarafsız ve hürdür…Ne ayaklarımıza bağlanan ve ne de boynumuza geçirilmek istenen prangaları istemiyoruz…
45 yıllık süreç içerisinde avukatlık kapsamının bu denli dar tutulması anlamlı geliyor da,şimdi geniş tutulması mı anlamsız oluyor.Evet avukata bu denli kolay ulaşılmasını istemiyoruz.Bir avukat tarife gereği
olması gereken ücreti müşterisinden talep ederken,bir başka avukatın(yaşamın zorunlu gerçekleri itibariyle…) tarifenin oldukça altında bir ücretle beyaz eşya kampanyası yapmasını istemiyoruz!...Bir senfoni orkestrası gibi tüm meslektaşların tarifenin belirlediği asgari notadan enstürmanlarını çalmalarını istiyoruz.Türkiye kadar,Dünya’nın hiçbir ülkesinde avukata ulaşımın bu denli kolay olduğu bir ülke yoktur. Ülkemizde avukatlık bir GSM operatörü olsaydı eğer, kazancını beşe katlardı..…Gece iki de çalan cep telefonu…karşınızda müvekkil…” avukat abi…şu an dışarıda bir yerdeyim..canım sıkkın demleniyorum..yengenle aram açık…anlarsın ya…gelebilirmisin?!...” Dedim ya.. En kolay ulaşım bizde…
Ne tuhaf 45 yıldır tüm toplumun yükünü yüklenmiş bizlerin karşısında, iki kişinin yükünü sorun etmek çok latife gibi geldi bana..Avukat tutamayacak durumda olan müşterinin, bürolarımızla çalan son sistem cep telefonlarını gördükten sonra,bu yaklaşım çok oportünist geldi bana…
Hiçbir meslektaş,bir profesyonel olarak kendisine gelir kapısının açılmasına karşı duramaz.Buna karşı durmak ise,binilen dalı kesmek kadar tuhaf bir yaklaşımdır.Avukatla temsil zorunluluğuna ancak,
kanaryayı sevenler derneği üyeleri karşı durabilir…
Sevgi ve saygılarımla…