Mesajı Okuyun
Old 26-09-2007, 12:28   #8
Bugulbay

 
Varsayılan

Mal beyanı için değer şartının aranmaması ile ilgili bir kararı aşağıda ekledim ama Kırklareli de bu karar dikkate alınmıyor,ağır cezaya yapılan bir itiraz da bugün reddedilmiş...Yasa aynı ama yerlere göre uygulama değişiyor...

Daire:CGK
Tarih:2007
Esas No:2007/1378
Karar No:2007/2027
Kaynak:MAHKEME İLAMI
İlgili Maddeler:İİK. 337. MAD.
İlgili Kavramlar:MAL BEYANINDA BULUNMAMAK-DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ


TC
YARGITAY
16.Hukuk Dairesi

ESAS NO: 2007/1378
KARAR NO: 2007/2027

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLAMI



MAHKEMESİ : MANİSA AĞIR CEZA MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2006
NUMARASI : 2006/511 DEĞİŞİK İŞ, 2006/411 MÜTEFERRİK SAYILI KARARI
DAVACI :
SANIK :


Mal beyanında bulunmamak suçundansanıklar ……. ve …………..’nin 2004 sayılı İİK.nun 337/1. maddesi gereğince ayrı ayrı 10’ar gün disiplin hapsi ile cezalandırılmalarına dair, Manisa İcra Mahkemesinin 20.04.2006 tarihli ve 2006/875-935 sayılı mahkumiyet kararının kaldırılmasına, davanın tüm neticeleri ile birlikte düşürülmesine ilişkin Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2006 tarihli ve 2006/511 değişik iş, 2006/411 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 5.3.2007 gün ve 11589 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 26.03.2007 gün ve K.Y.B:2007/50753 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi.
Tebliğnamede, dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında Manisa 2.İcra Müdürlüğünün 2006/515 sayılı dosyası üzerinden icra takibinde bulunulduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edilip, takibin kesinleştiği, ancak borçluların borcunu ödemediği ve İcra İflas Kanunu’nun 74. maddesine göre mal beyanında bulunmadığı ve alacağı karşılayacak miktadra malın da haczedilmediğinin anlaşılması karşısında, 4.02.2006 olan suç tarihine göre mal beyanında bulunmayan borçluların eyleminin 01.0.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 Sayılı Kanun ile değişik İcra ve İflas Kanunu’nun 337. maddesine göre suç teşkil edip, anılan maddede öngörülen 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeden itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden kararın bozulması gereğine işaret edilmiştir.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, mal beyanında bulunmamak eylemi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 337. maddesinin 1.fıkrasında, “müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlular, alacaklının şikayeti üzerine, icra mahkemesi tarafından on günden bir aya kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği takdirde yahut borcu karşılayacak miktarda malın haczedilmesi halinde borçluya ceza verilmez.” Şiklindeki düzenleme ile yaptırım altına alınmış iken, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 337. maddesininin 1.fıkrası, “müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlu, alacaklının şikayeti üzerine, on gün disiplin hapsi cezası ile cezalandırılır. Alacaklının alacağını karşılayacak miktarda malın haczedilmesi veya borcun ödenmesi halinde, bu ceza düşer.” İfiadesi ile müeyyide altına alınmak suretiyle değiştirilmiştir.
Görüleceği üzere önceki düzenlemede bulunan “Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği takdirde” ifiadesine, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Yasa ile değişik İcra ve İflas Kanunu’nun 337. maddesinde yer verilmemiştir.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Tanımlar” başlıklı 2.maddesinin 1.fıkrasının (L) bendinde disiplin hapsinin tanımı; “Kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanmayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi ifade eder.” şeklinde yapılmıştır. Disiplin hapsi için yapılan bu tanım, hapsen tazyik yaptırımını da kapsar niteliktedir.
Konu öğretide de ele alınmış ve disiplin hapsinin niteliği şu şekilde açıklanmıştır. “Kişinin yükümlülüğe aykırı davranmamak konusunda mevcuriyeti bulunmamaktadır. Ancak, kişi bazı durumlarda bir yükümlülüğe uygun davranmaya belli ölçüde icbar edilebilmektedir. Başka bir deyişle kişi, bazı durumlarda yükümlülüklerinin gereğine yerine getirmesini sağlamak için belli ölçüde icbar edilebilmekte ve bu amaçla bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilmektedir. Bu hürriyetten yoksun bırakma olğusu, bir disiplin hapsi netiliği taşımaktadır. Ancak, yükümlülüğün yerine getirilmesi halinde, bu yaptırımın uygulanmasına derhal son verilmektedir. Bu bakımnadn söz konusu disiplin hapsine ilişkin olarak kanunda sadece azami bir süre belirlenmektedir. Kişi kendisine terettüp eden yükümlülüğün gereğini yerine getirmeye zorlamak amacıyla ancak belli bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabicektir. Bu sürenin dolması halinde; kişi, yükümlülüğünün gereğini yerine getirmemiş olsa bile hürriyetinden yoksun bırakılmasına ilişkin yaptırım uygulanmasına son verilerek serbest bırakılacaktır. Bu nedenle söz konusu disiplin hapsine, kanunda tazyik hapsi denilmiştir. (Doç.Dr.İzzet Özgenç, Ceza Hukuk Genel Hükümler, 3.Bası, Sh.623)
Bu çerçevede, 1.06.2005 tarihinden sonra mal beyanında bulunmamak fiilini işleyen borçlu sanıklar hakkında; önceki düzenlemede bulunan “borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği takdirde” ifadesine 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı yasa ile değişik İİK.nun 337.maddesinde yer verilmediği gözetildiğinde, kişinin yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak için belli ölçüde icbar edilebileceğinin, bu amaçla bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabileceğinin kabulü gerekir.
Somut olayımızda, Manisa İcra Mahkemesinin 20.04.2006 gün ve 2006/875 esas ve 2006/935 sayılı on gün disiplin hapsi ile cezalandırılması kararına karşı itirazı inceleyen Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2006 tarih ve 2006/511 değişik iş, 2006/411 müteferrik sayı ile itirazın reddi yerine takibe konu alacak miktarının asgari ücretin altında olduğu, bu bedelin ekonomik koşullar gözetildiğinde olağan yaşamın sürdürülebilmesi için her kişinin üzerinde bulunması mümkün bir bedel olduğu gerekçesiyle mahkumiyet kararının kaldırılmasına, sanıklar hakkındaki davanın 2004 sayılı İİK’nun 354/1. maddesi uyarınca tüm neticeleri ile birlikte düşürülmesine karar vermesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğmade yerinde görülmekle Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/511 değişk iş, 2006/411 müteferrik sayılı kararının borçlu sanık aleyhine sonuç doğurmayacak şekilde BOZULMASINA, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.5.2007 günü oybirliğiyle karar verildi.


BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Lale GÜRÜN M.Akif Efendi Camal Baş Mehmet Kürtül A.Ayten Güllüoğlu