Mesajı Okuyun
Old 20-12-2010, 21:57   #10
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
Peki, kesinleşen ilamsız tahliye takibi üzerine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış olan tahliye davasının ilamının icrası, eski dosyadan mı yoksa yeni bir esasla mı olur?
Alıntı:
Yazan av-ufuk
Aynı icra dosyası üzerinden işlem yapmaz da yeni bir ilamlı icra yollar.

Üstad yol gösterici bir karar buldum.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi

Esas No: 2006/15021 Karar No: 2006/16723 Karar Tarihi: 19.09.2006


Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı, borçlu hakkında T. İcra Müdürlüğünün 2005/48 T. sayılı dosyasından ödenmeyen 2005 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira paraları toplamı 405 YTL üzerinden icra takibinde bulunmuş ve borçluya örnek 51 nolu ödeme emrini tebliğ ettirmiştir. Borçlunun bu takibe karşı herhangi bir itirazının olmaması üzerine takip kesinleşmiştir.

Alacaklı Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak borçlunun oluşan temerrüt nedeniyle tahliyesini talep etmiş ve anılan mahkemece istem doğrultusunda tahliyeye karar verilmiştir. Alacaklı bu ilama istinaden borçlu hakkında yeniden Tire İcra Müdürlüğünün 2006/667 Esas sayılı dosyasında takibe geçmiş bulunmaktadır. Borçlunun bu takibin mükerrer olduğundan bahisle İcra mahkemesine başvuruda bulunduğu ve mahkemece alınan bu ilamın 2005/1848 takip sayılı dosyada işleme konulması gerekirken ayrı bir takip konusu yapılması doğru olmadığı görüşüyle takibin iptal edildiği anlaşılmaktadır.

2005/1848 takip sayılı dosyada takibin kesinleşmesi üzerine alacaklının İİK. nun 269/a m. uyarınca icra mahkemesine başvurup tahliye kararı alması gerekirken bu yolu tercih etmeyip sulh hukuk mahkemesine dava açarak aldığı tahliye kararına dayanarak işbu takibi başlatmıştır. 2005/1848 sayılı dosyada icra takibinin sürdürülebilmesi için İİK. nun 269/a m. uyarınca icra mahkemesinden karar alması zorunludur. Sulh Hukuk Mahkemesinden almış olduğu tahliye kararına dayanarak bu dosyada takibi sürdürmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,