Mesajı Okuyun
Old 20-10-2011, 15:39   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. Danistay

4.Dairesi
Esas: 1984/1534
Karar: 1985/235
Karar Tarihi: 02.02.1985


Dava, itirazsız kesinleşen amme alacağının vadesinde ödenmemesi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesi hükmüne göne, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz Komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 13. maddesi hükümleri uyarınca itiraz Komisyonu deyimi, vergi mahkemesi, itiraz deyimi; vergi mahkemesinde dava açılması anlamım taşıdığından, madde hükmünün vergi mahkemelerinde dava açılması şeklinde anlaşılması gerekir.

Maddede de belirtildiği gibi, ödeme emirlerine karşı açılan davalar, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı konularına inhisar etmektedir. Ödeme emri ile istenen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin kendisine tebliğ edilmediğinin iddia edilmesi, böyle bir borcu olmadığı anlamına geldiğinden, sözü geçen 58. madde hükümleri uyarınca; ödeme emirleri dava konusu yapılabilir.

Bakılmakta olan davada davacının, vergi ile ilgili her türlü işlemleri yapmak üzere oğlu C____ Ç____'yi vekil tayin ettiği, oğlunun bu vekaletnameye istinaden 1977 ve 1978 takvim yılları için re'sen tarhedilen vergi ve kesilen cezalara uzlaşma talebinde bulunduğu, 29.6.1982 tarihinde yapılan toplantıya katılarak uzlaşma tutanağını imzaladığı, uzlaşmaya varılan vergi ve cezaları ödediği anlaşılmıştır.

C____ Ç____ Almanya'da geçici işçi olarak ikamet ettiği nedeniyle Berlin Başkonsolosluğunca düzenlenen 21.7.1981 tarihli «Hususi vekaletname» ile «işletme ruhsatı üzerinde olan 1296 Sokak No. 11 Basmane-İzmir adresinde bulunan otelini işletmeye, vergi beyannamelerini vermeye beyanlarda bulunmaya, gelir ve gider vergilerini ödemeye, makbuzlarını almaya, resmi dairelerde gerekli işlemleri yapmaya, gerekli belgeleri imzaya, bütün resmi dairelerde kendisini temsil etmeye ... H____ S____'yi vekil tayin etmiştir. Vekil tayin etme işlemi yukarıda anılan maddeler hükümlerine uygundur. Nitekim, bu vekaletnameye istinaden 1977 ve 1978 takvim yılları tarhiyatlarına ait ihbarnameler, davacının dilekçelerde gösterdiği adreste H____ S____'ya 18.6.1982 tarihinde tebliğ edilmiş, bu tarhiyatlar 28.6.1982 tarihli dilekçe ile uzlaşma konusu yapılmıştır. Davayı açan avukata da vekaletnameyi A____ Ç____ adına C____ Ç____ vermiştir. Bu durumlar davacı vekili C____ Ç____'nin başkasını tevkile de yetkili olduğunu göstermektedir. Bundan da, H____ S.'un davacı adına vergi ihbarları ile ilgili bildirimleri almaya yetkili bulunduğu sonucu çıkmaktadır.

94. maddenin son fıkrasında, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması halinde işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine tebliğ yapılacağı belirtilmiştir. Kendiside tebliğ yapılacak H____ S____'un bulunmaması nedeniyle tebliğin işçisi ___'a yapılmasında yasa hükümlerine aykırı bir durum yoktur. Bu sebeple, usulüne uygun olarak tarh edilip ihbarnamelerle tebliğ edilerek kesinleşen vergi ve cezaların vadesinde ödenmemesi nedeniyle ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesinde kanun hükümlerine aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Davacı vekili, ödeme emri ile istenen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin müvekkiline tebliğ edilmediğini, dolayısıyla böyle bir borçları bulunmadığını iddia etmiş ise de, dava dosyasında mevcut belgelerden davacının, 13.4.1977 ve 30.6.1982 tarihli dilekçeleri ile İzmir’in Basmane semtinde bulunan "____ Oteli" ni kiraya verdiğini bildirerek mükellefiyet kaydını yaptırdığı, adres olarak ____ adresini verdiği, tüm yazışmaların ve tebliğlerin bu adrese yapıldığı, dava konusu ödeme emri ile istenen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerinde, kanun hükümlerine uygun olarak bu adrese tebliğ edildiği ve vergi ve cezaların itirazsız kesinleştiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun <tebliğ yapılacak kimseler> başlığını taşıyan 94. maddesi hükümlerine göre; tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.

Maddede açıkça belirtildiği üzere, tebliğ yapılacak kimselerden birisi de mükelleflerin umumi vekilleridir. Vekalet müessesesi ile ilgili düzenlemelere Borçlar Kanunu'nun 386 ve müteakip maddelerinde ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Kanunun 386. maddesinde; "Vekalet, bir akiddir ki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya tekabül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler" denilmiş, 391. maddesinde de, Vekil salahiyeti haricinde başkasını tevkil ettikte onu fiilinden kendi yapmış gibi mesuldür.

Vekil, başkasını tevkile salahiyettar olduğu takdirde, yalnız salahiyetim kullanırken ve talimat verirken takayyüt ve ihtimam göstermekle mükelleftir" hükmü yer almıştır.

Vergi ihbarları ile ilgili bildirimlerin vekile yapılabilmesi için, vekaletnamede, vergi ile ilgili tebliğlerin vekile yapılabileceği hususunda açık hüküm bulunması veya genel olarak, vekilin mali konularda her türlü iş ve muameleleri takip ve intica yetkili bulunduğuna dair hüküm olması gerekir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddine, oybirliği ile karar verildi.

Karar da bu..