Mesajı Okuyun
Old 28-05-2007, 10:12   #6
uye8490

 
Varsayılan

Ölüm...
Dört harfli bir sözcüğün yürekte yarattığı tarifi imkansız deprem...

Depremin enkazı altında kalan gülüşler,çocuk sevinçleri...

Ölüm...Kapıya her çıkışımda, o iç ezici haberin alındığı an yürek dağlayıcı bir hıçkırıkla son bir kez inilirken o merdivenlerden kapı önünde umarsızca bırakılan bir çift beyaz terliğin gözlerimin ,yüreğimin içine bata bata zamanı durduran yansıması...

Bir çift beyaz terlik oldu adı,şimdilerde ölümün.Boğazda düğümlenen sessizlik oldu.Gürültüye,gürültüden rahatsızlık duymaya,duyulan özlem oldu.Sükut altındır mı,
demiş fi tarihinde birileri...Nasıl inanarım bundan sonra bu anlamsız harf topluluğuna...

Birilerinin ışığı sönmüşken sonsuza dek,kendi evimin ışığını açmak üzere uzanan elin sahibi olmaktan duyulan utanç oldu ölümün adı.

Yaşıyor olmanın ,o ,utanca batırıp batırıp çıkaran suçluluğu oldu.

Birilerinin uğradığı yıkıma ve bu yıkımın enkazına bakıp haline şükredenlere duyulan iğrentinin yüreği tekrar tekrar işgalinin resmi oldu ölümün adı...

*******

Bekle diyorum yine de...Güz yorgunu öyküler biriktiriyorum sana avuçlarımda.Bedeli ödenmemiş ve bağışlanmamış bir dakikalar yığını oluyor sofranda ömrüm...Bundandandır üstüme yağıp duran kırlangıç ölülerine benzemesi adının.Bütün benzerliklere düşman oluyorum bu yüzden...Kaf dağının ardına koşmuşken ben tüm kayıp bekleyişleri,her köşe başında yeniden vurulmuşluğumun resmi oluyor tüm gelmeyişlerin..

Kanayan bakışlarını ayırmıyorum kapımdan,kanadıkça bir yerlerim insanımdır çünkü...