Mesajı Okuyun
Old 12-12-2012, 13:44   #3
olcayhukuk

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Taşınmazın mülkiyetinin tescilsiz kazanılması yolları EMK 633 TMK nın ise 705. maddesidir. Madde hükmü şöyledir ;
MADDE 705.- Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.

Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.

Dolayısıyla 2886 sayılı yasa çerçevesinde yapılan ihale cebri satış olmadığından mülkiyet ihale ile geçmez. Durum noter kanalı ile müvekkilinize bildirilmemiş ise davanız süresindedir.
BK225 maddesi uygulamasına gelince Yargıtayın ihtiyari ihalelerde ve özellikle 2886 ihalesinde cebri satış gibi kabulü ve uygulaması vardır. Ancak bu kararın doğruluğunu kabul mümkün değildir. Aksi yönde de karar bulunabilir


Yargıtay 09.03.1955 tarihli ve27/3 içtihadları birleştirme sayılı kararında şu hükme yer vermiştir;
"Bir gayrimenkulün şayi hissesinin aleni müzayede ile satılığa çıkarılması halinde, şayi hissedarlardan her birinin müazayedeye iştirak ederek satılığa arzedilen hisseyi satın almak hakkını haiz bulundukları gibi bu yola baş vurmıyarak müzayededen satın alan üçüncü şahsa karşı şufa hakkını kullanmak suretiyle de o hisseyi elde etmek salahiyetini haizdirler. Hissedarın müzayedeye iştirak etmesi, şufa hakkını kullanması demek olmayıp bilakis satılığa arzedilen hisseyi müzayede neticesinde taayyün edecek bedelle satın almak istemesidir. Muayyen bir hadden sonra hissedarın müzayededen çekilmesi de şufa hakkının istimalinden feragat olmayıp fiatı daha fazla yükseltmemek müzayede neticesini beklemek hususundaki kasdı ifade eder. Müzayededen çekilen hissedarın bu yoldaki irade tezahüründe şufa hakkından feragat kasdının da mündemiç olduğu manası çıkarılamaz. Diğer cihetden bir haktan feragat bahis mevzuu olunca feragat beyanının veya izhar edilen zımni feragat iradesinin hukuki netice husule getirmesi için bu beyan veya zımni iradenin borçluya, hadisede şufa mükellefine ( meşfuunaleyhe ) tevcih edilmiş olması şarttır. Çünki feragat beyanı tekemmülü vusule bağlı beyanlardandır. Ve bu kabil beyanlar mahiyetleri icabı diğer tarafa tevcih edilmiş olmadıkça hüküm ifade etmezler. Müzayedeye iştirak eden hissedarın müzayededen el çektiğine dair müzayede kaimesini imza etmesi suretindeki beyan şufa mükellefine karşı değil müzayede memuruna karşı tevcih edilmiş bir beyandır. Bu itibarla feragatın hukuki neticesini husule getirmesi için hukuken vücudu lazım olan şart tahakkuk etmemiştir."