Mesajı Okuyun
Old 15-10-2010, 16:07   #28
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Av.Nevra Öksüz size ve Sayın Av.Mehmet Saim Dikici'ye doğrudan cevaplamanız umuduyla soru sormak istiyorum. Ricam, sadece sorduğum soruya cevap vermeniz.

1- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş. Duruşmaya kadar, taraflar sulh oldu. Duruşmaya ben gitmedim, davalı da gitmed. Hakim neye karar verecektir?

2- Davacı vekili olarak dava açtım. Duruşma günü bana tebliğ edildi. Davalıya edilmemiş, ancak haricen öğrenip mahkeme kapısına geldi. Müvekkille oracıkta sulh oldular.Davalı mahkeme fobisi olduğunu söyledi. Benim girip davayı düşürmem koşuluyla anlaşmak istediğini söyledi. Ben duruşmaya girdim ve " davayı atiye terk ettiğimi" beyan ettim. Hakim neye karar verecektir?

Bu mesajınızdaki sorularınıza cevap vermeyi gerekli bulmuyorum. Çünkü, hepsine önceki mesajlarımda cevap vermişim.

P.S: Mesleğe başlayalı 25 yıl oldu, 26 değil. Siz ya stajı da dahil ettiniz ya da askerliği. Mesleğe bakış açımı az çok biliyorsunuz. Ben, müvekkilin davasını en hukuki en ekonomik ve en pratik şekilde bitirmeye çalışıyorum. Uygulamada onlarca defa yaşadığım vakıalar bunlar. "Meslektaş Soruları" alanında soru soran üyelere de, aynı şekilde cevap vermeye çalışıyorum. Önce soruyu doğru anlamaya çalışıyorum. Sonra da kendisi için en pratik hukuki bilgi neyse onu yazıyorum(bildiğim kadarıyla). Teorik tartışmaya girilmesi gerekiyorsa onu da yaptığımız oluyor. Ancak Sayın M.Erdoğan ve(sanırım) B.S.Akpunar'ın güzel bir önerisi vardı. Bir alan daha açılsın. Orada işin sadece teorik tarafı tartışılsın, denilmişti. Öyle bir alan olursa, ona da katkı sunabilirim. Bilmem, anlatabildim mi?


Sayın Ergin, sanıldığının aksine teorikle pratiği birbirinden ayıramayız. Özellikle söz konusu olan hukuksa ise bu zaten mümkün olmamalı. Çünkü hukukçu gerekçeli düşünür gerekçeli yazar. İşte bu "gerekçe" dediğimiz şey, sadece emsal yargıtay kararlarını değil; teoriyi dediğimiz şeyi de kapsar. Zira MK.m. 1 de bu husus vurgulanmıştır.

"Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır."