Mesajı Okuyun
Old 07-01-2007, 12:04   #1
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan Meslekte Usandığınız Diyaloglar

Yukarıda açtığım başlık, tüm meslek grupları için geçerli.

Ancak kendi adıma uğraşımız avukatlık olduğu için, sık karşılaştığım ve meslektaşlarıma da son derece tanıdık gelecek , tabir yerindeyse, klişeleşmiş diyalogları aktaracağım.

Sizinkileri de bekliyorum.

Saygılarımla...

(Bundan sonra avukat A, müvekkil M, borçlu B, alacaklı AB , tutuklu T, tutuklu yakınları ve bilumum akrabaları (hatta sevgilileri vs) TY olarak anılacaktır )


***

(Daha yüksek kira bedeli alabilmek için mevcut kiracısını tahliye edebilmenin yollarını arayan bir M)

M: Kira bedelini gelecek dönem şu kadar arttır dedim, kabul etmiyor, kontratta ne yazıyorsa o kadar arttırırım dedi, kira süresi bir yıllık, yıl bitince çıkmasını istiyorum.

A:Kontratta kira artış oranı belirlemiş miydiniz?

M:Evet

A:Halen kira ödemelerinde bir aksama (geç ödeme gibi) var mı? Veya kira ödememe halleri?

M:Hayır, muntazam ödüyor. Gününde bankaya gittiğimizde alıyoruz.

A:Eve zarar veriyor mu, ya da kontratınıza aykırı herhangi bir davranışı var mı?

M:Hayır. Ama ben çıkmasını istiyorum.

A:Üzgünüm, çıkaramayız.

M.Ama çıkmalı! Ben çıkmasını istiyorum, bir yıl kontratın süresi . Bitince çıkartabilmeniz lazım.

A:Üzgünüm, tahliye koşulları mevcut değil.

M:Ama çıksın!





***


Bir TY:

TY:İyi günler. Ben T'nin uzak bi akrabasıyım.

A:Neyisiniz?

TY:Uzak bir akrabası. Halasının kızıyım yani.

A:Anladım. Ne istemiştiniz?

TY:T ye bir sürü mektup gönderdim, ama bana cevap göndermiyor. Neden acaba?

A:Bilemiyorum. (Kısıtlanma durumu yok)

TY:Ama ben çok üzülüyorum. Ne zaman ziyaretine gideceksiniz?

A: Duruşmadan bir kaç gün önce.

TY: Bana kırgın filan mı acaba?

A: Bilemiyorum, özel yaşamıyla ilgili bilgi aktarmadı.

TY:Lütfen ona selamımı iletir misiniz ve neden bana haber göndermiyor sorar mısınız? Ve çok üzüldüğümü de söyler misiniz?

A:Olur, sorarım, peki, söylerim.

TY:Sizi arayacağım, sağolun, sağolun.




***


( Diğer TY ler, sırasıyla kayınpeder, kayınvalide, anne, baba, eş vs vs ve varsayalım ilk görüşmeye geldiklerinde: )

TY'ler: Ne zaman çıkar?

A: Ölüm var, bu kadar erken tahliye beklemeyin.

TY'ler: Doğru.

TY'ler: İlk duruşmada çıkar mı? İlkinde çıkmazsa ikincide kesin çıkar di mi? Lütfen çıksın avukat hanım size güveniyoruz.




***


( Takibe konmak üzere adi senedini getiren bir A )

AB: Ne zaman tahsil ederiz?

A: İhtiyati haciz alamıyoruz. Normal takibe geçeceğiz. Şu kadar tebligat süresi, şu kadar takibe itiraz süresi, itiraz ederse dava açmamız gerekecek, etmezse tebligattan sonra 8.gün hacze gitmemiz mümkün.

AB: Neye itiraz edecekmiş! Borcu var bana.

A: Öyle haklısınız, ama belli olmuyor, itiraz edebiliyorlar.

AB: Etmez, edemez. Yalnız taşınmış olabilir. Ne zaman tahsil ederiz?





***

( Ödeme emrini alınca gelen bir borçlu )

B: İyi günler avukat hanımla görüşecektim.

A: Buyrun benim.

B: İyi günler, bana bir kağıt göndermiştiniz, onu görüşecektim.

A: Ne kağıdı acaba?

B: İşte falanca kuruma borcum vardı da.

A: Anladım. Borçlu yanla görüşme yapmıyoruz sayın B. Lütfen icra dairesine giderek ödemenizi yapınız. Orada dosya hesabınızı da yapacaklar. Biz tahsilat da almıyoruz.

B: Haklısınız, ben beni biraz bekleyin diyecektim.

A: Ne kadar mesela? (gaflet anı tabi, soru sorulur mu)

B: İşte 4 ay sonra başlarım, 5 taksitte öderim.

A: Üzgünüm, bu şekilde taksit anlaşması yapamıyoruz. Lütfen daireye giderek borcunuzu ödeyin.

B: Ama ödeyemem.

A: Siz bilirsiniz. Haciz tatbik edilir.

B: Neyimi alacaksınız? Böyle almaya çalışırsanız hiç bişi alamazsınız, karımla da boşandık, evdeki eşyalar da onun.

A: Boşandığınız karınızın eşyaları mı sizin evinizde?

B: Evet, ama biz ayrıldık. Mahkeme kararımız var.

A: Anladım beyefendi. Tekrar ediyorum, ödeyecekseniz, daireye gidiniz. Ödemezseniz hacze gelinir.

B: Ama haciz yapamazsınız diyorum.

A: Gider misiniz?!

B: Avukat hanım, ben bunun birazını şimdi ödesem, iki ay erteler misiniz?

(vs vs diye devam eden bilumum diyaloglar, sözde borçluyla görüşmüyoruz bu esnada!)



***

Yorulduğum bir gündü. Bayramın son günü, bir telefon geldi. Gelen telefon açtığım bir ortaklığın giderilmesi davasındaki 50'yi aşkın davalıdan birindendi ve bu 50 davalıdan sayabildiğim kadarıyla 10 kadarı da davalarını büromu arayarak takip ediyorlardı. (Böyle davalarda davalılar da sizi kendi avukatları sanıyor!) Dava öncesinde, sırasında ölenleri tespit, bilumum veraset ilamları, bilumum davaya dahil etmeler ve nihayet keşif ve rapor alınmış, dosya karara da çıkmış, ancak henüz karar taraflara tebliğ edilmemişti )

Karşıdaki sesi güçlükle aldıktan sonra tanıdım. Buyrun dedim:

Avukat hanım bizim karar ne zaman gelir?

Yanıtım korkunçtu:

Bayram günü dava mı olur, iyi günler!