Mesajı Okuyun
Old 06-03-2009, 13:08   #3
lehdar

 
Varsayılan

Ancak suçun koruduğu menfaat ile suçun unsurları farklı konular olup, menfaatin ihali gerçekleşmiş ise de diğer unsurlar gerçekleşmemiş ise suç oluşmayacaktır.
burada "başkasına ait mal" başlı başına bir unsurdur ve "başkasına ait olma" pek tabiidir ki özel hukuka göre belirlenecektir.
Hatta korunan menfaat de tartışmalıdır ve bir kısım yazarla ve yargıtay korunan menfaatin zilyetlik olduğunu bir kısım ise hem zilyetlik hem de mülkiyet olduğunu söylüyor. Zilyetlik olduğunu savunan yazarlardan(Faruk Erem, Toroslu gibi) Nevzat Toroslu açıkça mülkiyet unsurunun özel hukuka göre belirleneceğini söylüyor. Elimdeki bir kararda da yargıtay mülkiyeti Medeni Kanun Hükümlerine göre tespit edileceğini söylüyor.
Bu halde geçersiz sözleşme, sonuçlarını doğurmayacağından ve MK ya göre taşınır mülkiyetinin intikali için anlaşma + teslim gerktiği düşünüldüğünde geçersiz anlaşma eksiklik yaratacak ve mülkiyet intikal etmeyecektir. Taşıt satışı ise Karayolları Trafik Kanununa göre noter eliyle yapılmalı yoksa "geçersiz"dir.
Bu halde mülkiyet alıcıya intikal etmediğinden, malik hala satıcıdır. Bunun sonucu da failin aldığı mal başkasına ait değildir.
Bence tartışılması gereken ceza hukukunda suçun unsurları konusunda ne kadar katı olunacağıdır. Kanunilik ilkesi gereği de unsurlar konusunda katı davranılmalıdır.
Benim görüşüm yukarıdaki gerekçelerle suçun unsurlarının gerçekleşmediğidir.