Konu: Dahili Dava
Mesajı Okuyun
Old 18-09-2006, 14:34   #7
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan hizmet tespiti - işçilik hakları

Sn. Meslektaşım,

Aşağıdaki Yargıtay kararı bu iki davanın birlikte açılmayacağı hakkında size yardımcı olabilir. Bence iki dava ayrı ayrı açılıp hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılmalı, birleştirme talepnden sonuç alınamayabilir.

Dahili dava ile ilgili de birkaç dosyam oldu, Yargıtay zorunlu dava arkadaşlığı bulunan hallerde bu fiili durumu kabul ediyor. Aslında usul yasamızda böyle bir kurum yok. Sizin durumunuzda taşeron ve asıl işveren arasında bir zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından ayrıca bir dava açıp birleştirme istemek gerekir görüşündeyim.
Saygılar


T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3675

K. 2003/4634

T. 15.5.2003

• HİZMET TESBİTİ DAVALARI ( İşçilik Hakları Alacaklarının Tahsiline İlişkin Davalarla Ayrı Ayrı Açılıp Görülmeleri Zorunluluğu )

• İŞÇİLİK HAKLARI ALACAKLARININ TAHSİLİNE İLİŞKİN DAVALAR ( Hizmet Tesbiti Davalarıyla Ayrı Ayrı Açılıp Görülmeleri Zorunluluğu )

• YARGITAY İNCELEME MERCİLERİ ( İşçilik Hakları Alacakları ve Hizmet Tesbiti Davaları - Mercilerin Farklı Olduğu/Davaların Ayrı Ayrı Açılıp Görülmeleri Zorunluluğu )

• BOZMA NEDENİ ( İşçilik Hakları Alacakları ve Hizmet Tesbiti Davasının Birlikte Görülmeleri )

506/m.6,79/10


ÖZET : Sigortalılığa ilişkin "hizmet tesbiti" davaları, sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgilidir ve kişi iradesi önemli olmayıp, doğrudan yasal statüsü gereği içerisinde alacağı bulunduğu durum dikkate alınır, hakimin doğrudan gerçeği bulma yükümlülüğü vardır, yasal dayanağı, SSK. m. 6,79/l0 dur.
İşçilik hakları alacaklarının tahsiline ilişkin davalar ise 1475 sayılı Yasadan kaynaklanır. Kişi iradesi önemli rol oynar, taraf anlaşmaları geçerlidir, bu tür haklardan her zaman vazgeçilebilir, alacak ve tazminat türü davalardır.
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.10.1999-14.8.2001 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbitine ve işçilik hakları alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Sigortalılığa ilişkin, "hizmet tespiti" davaları Sosyal Güvenliğe yönelik davalardır. Yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 6. ve 79/10. maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6. madde de, çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. 79/10. maddede ise sigortalıların çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu sebeple bu tür davalar Sosyal Güvenlik hakkı ve Kamu düzeni ile ilgilidir. Kamu Hukuku içerisinde yer alan bir Hukuk dalında kişi iradesi önemli değildir. Doğrudan yasal statüsü gereği içerisinde bulunduğu durum dikkate alınır. Hakimin doğrudan gerçeği bulma yükümlülüğü bulunmaktadır.
İşçilik haklarına gelince; bu tür davalar 1475 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. Kişi iradesi önemli rol oynadığı gibi, taraf anlaşmaları dahi geçerlidir. Ayrıca bu tür haklardan her zaman için vazgeçilebilir. Alacak ve tazminat türü davalardandır.
Bu durumda; her iki davanın yasal konumları birbirinden tamamen farklıdır. Her iki dava arasında; birlikte görülmelerini gerektiren bir neden bulunmamaktadır. Kaldı ki, birbirinden bağımsız sonuçlandırılmalarında da yarar bulunmaktadır. Öte yandan, bu davaların Yargıtay inceleme mercileri de farklıdır; ayrı ayrı açılıp, görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemenin bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; her iki davayı ayırmak ve yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmaktan ibarettir.
O halde, temyiz edenlerin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.