Mesajı Okuyun
Old 05-10-2008, 17:50   #3
üye18332

 
Varsayılan

T.C.YARGITAYHUKUK DAİRESİ 4
Esas No.2001/2560Karar No.2001/3615Tarihi10.04.2001
2709-TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI/28743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/24818-BORÇLAR KANUNU/49
MANEVİ TAZMİNATBASIN ÖZGÜRLÜĞÜYAYIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRIKÜÇÜLTÜCÜ İNCİTİCİ SÖZLER SARFETME
ÖZETTEMELİNİ ANAYASANIN 28. MADDESİNDEN ALAN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRSIZ OLMAYIP ÖZEL HUKUK ALANINDAKİ SININ MK. NUN 24 VE BK. NUN 49. MADDELERİDİR. HABER VERİLİRKEN VEYA ELEŞTİRİ YAPILIRKEN KAMU YARARI, TOPLUMSAL İLGİ VE GÜNCELLİK OLMALI, KONU İLE İFADE ARASINDA DÜŞÜNSEL BİR BAĞ BULUNMALI, ÖZ İLE BİÇİM ARASINDA BİR DENGE SAĞLANMALIDIR. KONU İLE İLGİSİ OLMAYAN YERSİZ VE GEREKSİZ SÖZLER İLE KÜÇÜLTÜCÜ, İNCİTİCİ SUÇLAYICI İFADELERDEN KAÇINILMALIDIR.
DAVA : Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 31.10.2000 gün ve 2000/6559-2000/9468 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK.nun 440-442. maddeleri uyarınca hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldın nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemiz Kurulunca onanmıştır.
Davalılar vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Temelini Anayasanın 28. maddesinden alan basın özgürlüğü sınırsız olmayıp özel hukuk alanındaki sının MK. nun 24 ve BK. nun 49. maddeleridir. Haber verilirken veya eleştiri yapılırken kamu yaran, toplumsal ilgi ve güncellik olmalı, konu ile ifade arasında düşünsel bir bağ bulunmalı, öz ile biçim arasında bir denge sağlanmalıdır. Konu ile ilgisi olmayan yersiz ve gereksiz sözler ile küçültücü, incitici suçlayıcı ifadelerden kaçınılmalıdır.
Somut olayda, davalıya ait televizyon kanalında 9.7.1998 tarihinde yapılan yayında, X Gazetesinin aynı günlü sayısında yayınlanan "Ya bankacı ol ya gazeteci", "Bir kartel medyasının çirkin yüzü, Maliye Bakanı göreve", "Y'e mal varlığı tokatı" başlıklı yazılar okunmuş, "Medya ahlaksızlığı" başlıklı yazı ise hem okunup hem ekranda gösterilmiştir. Yazılarda, "...Zafer Mutlu'nun dillere destan zenginliği, medya çalışanları tarafından alay konusu yapılıyor. Yakın bir zaman öncesine kadar Murat 124 marka arabasından başka bir mal varlığı bulunmayan S... Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni .............. nun birdenbire zenginleşmesinin arkasındaki kaynak merak edilmeye başlandı. Sabah'ın eski bir muhasebe elamanı da, Mutlu'nun maaşını maliyeye eksik bildirerek vergi kaçırdığım iddia etti. S.....'ın eski muhasebe elemanı M .....'nun malvarlığının kaynağı araştırıldığında nasıl servet edindiğim ispatlayamayacağını söyleyerek, şirket tarafından ödenen gelir vergisi stopajlarına bakıldığında Z.... M.....'nun hala yerli bir otomobilden başka otomobile sahip olamayacağı açıkça görülür ifadesini kullandı...Maliye Bakanından, bu hükümet döneminde hasıraltı edilen D.BNİNsuç dosyalan hakkında açıklama bekliyoruz. Aksi takdirde Bilgin'in Bosluscani'nin akıbetine uğrayacağını ve Bakanlığıma zan altında kalacağına dikkat çekiyoruz. Bilgin'i kimler korudu? X Gazetesi olarak, Maliye Bakanından S...., Y... Y... Gazeteleri ve QTV.nin sahibi, Etibank'ın %50 ortağı Dinç Bilgin hakkındaki iddialara açıklık getirilmesini istiyoruz. Bilgin'in hasıraltı edilen suç dosyalan hakkında acilen açıklama yapmasını bekliyoruz" denmiştir. Medya Ahlaksızlığı başlıklı yazıda ise; hiçbir dönemde medyanın bu kadar kirlenmediği, yalan, ahlaksızlık, iftira ve başka hesaplarla kamuoyu oluşturma çabalarının bugün olduğu kadar medyayı teslim almadığı, medyanın gündemi belirlediği, hükümeti yönlendirdiği, sanki bu ülkenin düşmanlarının Türkiye'yi teslim almaya çalıştığı, toplumun kültür, ahlak ve değerlerine saldırıldığı, bir avuç azınlık, bir avuç dönmenin ellerindeki kitle iletişim kanallarıyla ruhumuzu ve kimliğimizi teslim almayı hedefledikleri, Selanik'te gazete çıkarıp Milli Mücadele aleyhine yayınlar yapan, Yunanlılara alkış tutanların torunlarının sahnede olduğu kudurmuşlukla bu ülkenin topraklarına salya saçtıkları, değişik işgal senaryoları olduğu yazıldıktan sonra, "defolup gidecekler. Bu topraklar dönmelerin ve Sebetay Sevi'nin torunlarının ihanetini bundan fazla kaldıramaz. Karısının, kızının, oğlunun ve damadının iğrenç ve çarpık cinsel hayatları ortadayken, büyük bir aymazlıkla sağa-sola salya saçanların bunların sonuçlarına katlanmaları gerekir. Sapkınlık fantezilerini tatmin için ithal sapık arayışına girenlere milletimizin daha fazla tahammülü kalmamıştır. Eline bir iki gazete ve televizyon geçirip üçbuçuk koministle ittifak yaparak, bu ülkeye hizmet etmiş insanları ve kurumları karalayanların akibetleri, Yunanlı atalarından farklı olmayacaktır. Paçavra gazeteleri ve kanalizasyon haline gelen televizyonları ile birlikte defolup gideceklerdir...Tıpkı babalarının, dedelerinin Yunanlı atalarının gittikleri gibi" denilmiştir. Televizyonda "Talancılar arasında yapılan anket. Yeni Yüzyıl tarafından yayınların strateji-Mori'nin anketinin talancılar arasında yapıldığı öğrenildi..." sözleri de alt yazı olarak geçilmiştir.
Bu sözlerle haber verme ve eleştiri sınırlan aşılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Haberin verilmesinde kamu yaran varsa da, haberin veriliş biçiminde özle-biçim arasındaki denge bozulmuştur. Kullanılan sözcükler, konunun gereği kullanılması zorunlu olmayan, amaç bakımından olduğu kadar araç yönünden de aşırıya kaçan, gereksiz sözcüklerdir. Bu nedenle hukuka aykırılık mevcuttur. Öte yandan, televizyon kanalında aynen verilen yazılar nedeniyle X Gazetesi sahip, sorumlu yazı işleri müdürü ve yazan hakkında açılan davada, davanın kısmen kabulüne ilişkin Şişli Asliye 5. Hukuk Mahkemesinin 1998/682 esas, 1999/1136 karar sayılı kararı Dairemizce onanmıştır.

Davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunulması nedeniyle uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Dairemiz onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.





T.C.
YARGITAY
CEZA DAİRESİ 4

Esas No.
2003/2986
Karar No.
2004/1789
Tarihi
23.02.2004

765-TÜRK CEZA KANUNU ( TCK )/482

HAKARET
KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ DEĞER YARGILARINDA BULUNULMASI

ÖZET
SANIĞIN SUÇA KONU YAZISINDA KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ DEĞER YARGILARINDA BULUNDUĞU VE SUÇU HUKUKA UYGUN KILAN ELEŞTİRİ ÇERÇEVESİNİ AŞTIĞI GÖZETİLMELİDİR.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanığın suça konu yazısında "...Yüksel yerel bir gazeteye verdiği demeçte yönetici sıfatlarını taşıma konusunda yetersiz olduğu bir kez daha ortaya koymuştur... Sayın Başkan... yalan beyanda bulunmaktadır....Sayın Yüksel yaptığı... yalan açıklamalarla...Hiçbir il yöneticisi yoktur ki... şahsi düşüncelerini çirkin iftira ve ifadelerle kussun..." biçiminde sözlere yer verecek küçük düşürücü değer yargılarında bulunduğu ve suçu hukuka uygun kılan eleştiri çerçevesini aştığı gözetilmeden bilirkişilerin yetersiz raporu doğrultusunda beraat kararı verilmesi,