Mesajı Okuyun
Old 04-05-2007, 16:20   #12
Av.Bektaş Salim Topbaş

 
Varsayılan reklam,etik değerler ve adalet

Piyasa ekonomisinin ve serbest rekabetin hakim olduğu sosyo ekonomik sistemlerde finans kapital-tekeller vb reklam yoluyla ürünlerini tanıtmakta çoğu zaman tüketicinin bilincinin yanıltılması sonucu büyük karlar elde etmektedir.Bu şekilde ürünler imal edildiği memleketin sınırlarını da aşmakta markalaşma şeklinde tüm dünyaya sunulmaktadır.Bu durumda birçok yerli üretici büyük markaların tahakkümü altına girmekte en düşük ücretlerle ürününü hammadde olarak büyük tekellere satmakta yada çok düşük fiyatlarla büyük firmalara fason üretim yapmaktadır.Bu duruma örnek olarak uzakdoğuda (tayvan vb ülkelerde) üretimi yapılan ünlü spor markalarının yok denecek fiyata üretilmesine rağmen devasa fiyatlara satılmasını ve bu süreçte imalat alanında çocuk emeğinin yoğun sömürüsünü örnek verebiliriz.
Görüldüğü gibi reklam olayı her ne kadar yerel bazda başlasa da doğal gelişiminin sonucu uluslararası bir boyut almaktadır.Avukatlıkta reklamın kabul edilmesi yabancı kökenli hukuk şirketlerine davetiye çıkarmanın ilk adımıdır.Eğer bu gün avukatlıkta reklam savunulacaksa bu durumun her zaman olduğu gibi piyasada belli bir yer edinmiş ve reklam verebilecek ekonomik güce sahip olanların işine yarayacağı açıktır.Üstelik mesleğe yeni başlamış yada mesleğin ilk yıllarındaki avukat meslektaşlar neyin reklamını yapacaklardır.Çünkü hem kıdem olarak hemde takip ettikleri davalar bakımından reklamın işlerine yaramayacağı açıktır.
Konunun diğer bir boyutu etikle ilgilidir.Sağlık alanında olduğu gibi hukuk alanında da reklama cevaz verilmemelidir.Nitekim insanların temel haklarından olan sağlık güvencesi yada adalete olan inanç reklama kurban edilemez.Reklam yoluyla takip ettiği işleri müvekkili lehine sonuçlandıracağı, kısa sürede bitireceği, kazanamadığı davadan para alınmayacağı gibi vaatler öncelikle şu sakıncaları ortaya çıkaracaktır.İlk olarak bu durum avukatın mesleki sınırını aşması hakim yerine geçmesi demektir.Davanın ne yönde sonuçlanacağına karar verecek olan hakimdir.Ayrıca ücret yönünden müvekkile kolaylık sağlamak ekonomik gücü olanların yerine getirebileceği bir konu olmakla birlikte avukatlar arasında haksız rekabete de neden olacaktır.
Avukatın belirli konularda uzman olması ve bunu kullanabilmesi olayına gelince avukat zaten hukuk alanında belli yeterliliğe sahip olan kişidir.Bugün için uzman ünvanı talep etmenin maksadı diğer meslektaşlardan ayrıcaklı olabilme düşüncesidir.Fakat birçok avukatın avukatlık ünvanına ek olarak ayrıca uzman ünvanı alması durumunda uzman ünvanı yine anlamını kayb edecektir.Şu anki mevzuatta isteyen avukatın istediği bir konuda uzmanlaşmasına engel bir durum yoktur.
Yukardıdaki yazılarda gelişmiş hukuk sistemleri diye bahsedilen sistemlerin ne kadar gelişmiş oldukları tartışma götürür bir konudur.Bunu dünya çapındaki uygulamalarından görmek mümkündür.Türk hukuk sistemi bir dönem batının modern kurallarını bünyesine katmış olmakla beraber bugün kendi hukuk sistemini oluşturabilecek yeterli birikime sahip hukukçular yetiştirmiştir.Bu durumda sürekli olarak hukuk ithali peşinde koşmak anlamsızdır.Çünkü bizim sistemimiz salt kapitalist dünyaya entegre olma üzerine kurulmamış, sosyal adaleti gerçekleştirmek için cumhuriyetin ilk yıllarında görüldüğü gibi devletin sosyal yaşama aktif katılımını da öngörmüştür.Bu durum kendi kendine yetmenin ve bağımsızlığımızı meslek alanında da koruyabilmenin garantisidir.Sonuç olarak 'avukatın reklamını müvekkili yapar' yapar sözüne katıldığımı belirtirim.