Mesajı Okuyun
Old 15-10-2011, 10:55   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadın Örgütleri taslak 2.sayfa


Tedbir kararlarının verilmesi ve izlenmesi

MADDE 13-
Bu yasa uyarınca Aile Mahkemeleri’ne yapılacak başvurular, başvurunun yapıldığı tevzi büroları tarafından aynı gün mahkemeye gönderilecek, kararın gecikmeksizin alınabilmesi ve kararı verecek mahkemenin başvurucu ile konuşarak durumu ve gerekli tedbirlerin neler olması gerektiğini tam olarak belirleyebilmesi için UYAP sistemine girmeksizin, doğrudan Nöbetçi Aile Mahkemelerine yapılacak ve koruma kararı derhal nöbetçi aile mahkemesi tarafından aynı gün verilecektir.
Bu yasa uyarınca Aile Mahkemeleri tarafından verilen koruma kararları derhal duruşma yapılmaksızın ve şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaksızın verilir. Bu kararlarda kadının beyanı esastır. Ancak, hâkim acilen alınması gereken tüm tedbirleri derhal ve evrak üzerinden aldıktan sonra, bunlar dışındaki kimi tedbirler için zaruret gördüğü hâllerde ve gerekçesini ilgili ara kararında açıkça göstermek suretiyle duruşma yapabilir.

Verilen koruyucu tedbir kararı mahkemece tarafından aynı gün tebliği ve infazı için Cumhuriyet başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet başsavcılığı derhal kolluk kuvvetleri marifeti ile kararın ilgililere olanaklar içinde yazılı veya sözlü veya muhtarlıkça tebliğini aynı gün sağlar ve uygulanmasını takip eder. Failden kaynaklanan sebeplerle tebliğin yapılamaması tedbirin uygulanmasını engellemez. Cumhuriyet Savcılığı, talep halinde başvurucunun tedbir kararının kolluğa bizzat götürmesine olanak tanır. Aile Mahkemelerince verilen koruma kararı, ilgili kolluk tarafından iletişim vasıtaları da içinde olmak üzere yazılı ve sözlü olarak, aleyhine tedbir kararı verilen kişiye iletildiği tarihten itibaren yürürlüğe girer. Tedbir kararının ilgiyle bizzat tebliği gerekmez, ikametgahına veya işyerine yapılan tebligat geçerli sayılır. Failin adressiz terk hallerinde son ikametgahına tapılan her türlü, tebliğ geçerli sayılır. Koruma kararının uygulanması, Cumhuriyet Savcılığı tarafından izlenir.

Koruma kararının bir örneği, Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü’ne de tebliğ edilir.

GEREKÇE

Tedbir kararlarının süresi ve uzatılması
MADDE 14-
Aile Mahkemeleri tarafından verilen koruyucu tedbirlerin süresi en fazla altı aydır. Ancak Mahkeme, durumun özelliklerine göre bu süreyi durumun değişmesine kadar süresiz yapabilir. Şiddet ihtimali taşıyan olgularda süresiz koruyucu tedbir kararı verilebilir. Koruyucu tedbirler, verilen koruma süresinin sonunda, ilgilinin ya da Savcılık şiddet izleme birimi ile bakanlık şiddet izleme birimlerinin talebi ile aynı dosya üzerinden ve duruşma yapılmaksızın uzatılır.

GEREKÇE

Tedbirin değiştirilmesi veya sona ermesi
MADDE 15- (1) Aleyhine tedbir kararı verilen, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde, tedbir kararının kaldırılmasını veya değiştirilmesini kararı veren hâkimden isteyebilir. İtiraz durumunda öncelikle hakkında koruma kararı verilmiş olan kişilerin veya vekilinin beyanı alınır ve bu beyan aksi ispat edilip gerekçeli olarak kararda gösterilmediği sürece hükme esas alınır.
(2) Lehine tedbir kararı verilen kişi her zaman, verilen kararın eksikliği, yetersizliği, yeni ya da ek tedbirler alınmasını, kararı veren hakimden talep edebilir.
(3) Hâkim, talep üzerine veya resen tedbirleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir ya da kişiyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir ya da itirazın niteliğine göre, itirazcı aleyhine yeni ek tedbirlere hükmedebilir. Talebin reddi halinde itiraz aynı mahkemeye itiraz hakkı vardır.
(4) Tedbirin uygulanması, kararda öngörülen sürenin dolması veya altı aylık sürenin bitmesiyle kendiliğinden sona erer.

GEREKÇE
1. Savcı olayın muhatabı değildir, sadece tarafların karara itiraz hakkı olmalıdır. İtiraz durumunda koruma isteyen kadının ifadesi esas alınmalıdır.


Maddi yardımlar ve nafaka
MADDE 16- a) Bu kanun uyarınca yapılacak maddi yardımlar ile ödenecek nafakaların miktarları, Bütçe kanunlarıyla belirlenir. Bu ödemelerden vergi veya benzeri herhangi kesinti yapılmaz.
b) Bu ödemeler, Kadın ve Eşitlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesinde yer alan ödenekten karşılanır.
c) Bu Kanun uyarınca bağlanan nafakanın tahsiline başlanması ile geçici maddi yardım kesilir.
ç) Yapılan bu ödemeler, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimâli bulunan kişiden tahsil edilir. Kişinin hiçbir ödeme gücünün bulunmaması halinde bu yardımlar ilgili bakanlık tarafından karşılanır.
d) Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle alınan geçici maddi yardımlar, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
(e) Şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimâli bulunan birey aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise, hâkim tarafından bu konuda korunan bireyin yaşam düzeyi göz önünde bulundurularak daha önce Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla, talep edilmese dahi, duruşma açılmaksızın ve belgeleme zorunluluğu aranmaksızın tedbir nafakasına hükmedilir. Tedbir nafakasına ilişkin kararın bir örneği, mahkeme tarafından re’sen ilgili icra müdürlüğüne gönderilir. İlgili icra işlemleri ayrıca bir başvuru koşulu aranmaksızın icra müdürlüğü tarafından yapılır. Nafaka ödemekle yükümlü kılınan kişinin herhangi bir sosyal güvenlik kurumu ile bağlantısı olması durumunda, nafaka, korunan kişinin başvurusu aranmaksızın, ilgilinin maaş ya da işyerindeki ücretinden icra müdürlüğü tarafından harç vb., hiçbir kesintiye uğramadan tahsil edilir ve harç vb., hiçbir kesintiye uğramadan ilgilisine ödenir. Tedbir nafakasının tam ve zamanında ödenmesinin sağlanması ve takibi ilgili icra müdürlüğünün sorumluluğundadır. Aylık ödemelerin en az iki kez geç ve/veya eksik ödenmesi ya da ödenmemesi durumunda ilgili icra müdürlüğü durumu ikinci ödeme tarihini izleyen 3 gün içinde tedbir kararını veren Aile Mahkemesi’ne iletecek ve Aile Mahkemesi bu ödemenin (koşulları varsa nafaka yükümlüsünden daha sonra tahsil edilmek üzere) mahkeme veznesinden (ya da bakanlık bütçesinden) yapılmasına karar verecektir.
f) (e) fıkrasında belirtilen haller ya da nafaka yükümlüsünün kayıp ya da nafaka ödemeye maddi gücü olmadığı ya da yetmediği durumlarda bu nafakanın mahkeme veznesi (ya da bakanlık bütçesinden) ödenmesine karar verilecektir. Bu ödemenin yapılması için tedbir kararının ibrazı yeterli olup, başkaca icra takibi açılması, yazılı dilekçe ile talebi vb. bürokratik talepler ileri sürülmeksizin, anında gerçekleştirilecektir.

GEREKÇE

Suç mağduru ve mağdur yakınlarına tazminat
MADDE 17- Aile mahkemesi tarafından, ilgililerin talebi halinde, bu kanunda sayılan tedbirlere ek olarak, 24/04/1985 tarihinde Türkiye tarafından imzalanmış bulunan “Şiddet Suçu Mağdurlarına Devlet Tarafından Tazminat Ödenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi” çerçevesinde, gerekli tazminat ödenir.

Tazminat;

Bu kanun kapsamında bedensel, ruhsal ya da cinsel bütünlüğüne saldırı teşkil eden tüm eylemler nedeniyle bir suçun mağduru olarak maddi ve manevi zarar gören veya kendisinin bu suç nedeniyle ölümü, sakat kalması ya da ruhsal ve bedensel olarak uzun bir tedavi sürecine ihtiyaç duyması hâlinde, bakmakla yükümlü olduğu ana, baba, eş ve altsoyuna, anayasanın sosyal devlet ilkesine uygun olarak sağlanır.

Bu tazminatlar, işlenen suç nedeniyle doğrudan doğruya oluşan kazanç kaybı, bakım, tıbbi ve psikolojik tedavî, protez ve cenaze giderleri ile suç mağruru kişinin bu madde bağlamında bakmakla yükümlü olduğu kişilere ödenmesi gereken iaşe giderleri (yeme, içme, barınma, sağlık ve eğitim masrafları) ve tazminattan oluşur.

İaşe giderleri miktarının belirlenmesinde mağdurun beyanı, meslekî, malî, ekonomik ve sosyal durumu esas alınır. Özel kanunlar gereğince, kamu veya özel sosyal güvenlik ile sigorta kuruluşlarınca ya da başka kaynaklar tarafından yapıldığı anlaşılan ödemeler, belirlenecek iaşe yardımından mahsup edilir.

Devlet veya yetkili makamlar, ödenmiş olan tazminat miktarı kadar mağdura
halef olarak suç faillerine rücu eder. Bu Kanuna göre yapılan yardımın haksızlığı mahkeme kararıyla belirlendiği takdirde yardım, Devlet veya yetkili makamlar tarafından ilgiliden geri alınır.

GEREKÇE
24/04/1985 tarihinde Türkiye tarafından imzalanmış bulunan “Şiddet Suçu Mağdurlarına Devlet Tarafından Tazminat Ödenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi” çerçevesinde önerilmiştir.
Madde düzenlenirken ayrıca “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin 30. maddesinden yararlanılmıştır. İlgili madde şöyledir:

“Madde 30/2 – Tazminat
Ciddi bedensel hasar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail, sigorta ya da Devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan kişilere Devlet tarafından yeterli tazminat sağlanır. Bu hüküm, mağdurun güvenliği için gereken özen gösterildiği müddetçe, Taraf Devletlerin verdikleri tazminatı failden geri talep etmelerine engel teşkil etmez.”


Gizlilik kararı ve uygulanması
MADDE 18- Aile Mahkemelerince verilecek gizlilik kararları şiddet riskinin gereklerine göre, mağdurun, çocuklarının, yakınlarının, şiddet tanıklarının ve şiddeti ihbar edenlerin bazı ya da tüm bilgilerinin gizliliğinin sağlanması şeklinde verilebilir. Bu çerçevede nüfus kayıt bilgileri de değişik olan yeni bir kimlik çıkartılması, yeni bir isim verilmesi, ev, iş, okul, bulunduğu yer ve diğer tüm bilgilerinin gizliliğinin sağlanması kararı verilebilir. Gizlilik kararı verilen durumlarda bu kişilerin ve birlikte yaşadıkları kişilerin, kimlikleri ve adresleri tüm resmi kayıtlarda gizli tutulur. Nüfus, ikametgâh, SGK, tapu, trafik, işyeri, okul vb. bilgileri için ilgili Bakanlıklarca sistemlerindeki kayıtların gizliliğini sağlayıcı karartma uygulaması yapılır. Bu durumda kendilerine yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilir.

Kimlikleri, adresleri ve diğer bilgileri gizli tutulan kişilerle ilgili olarak alınan kararlar ve yürütülen işlemler gizlidir. Bu kapsamda görev alan bütün birimler, gizliliğin sağlanmasına yönelik gerekli bütün tedbirleri almakla yükümlüdür.

GEREKÇE

Teknik yöntemlerle takip

MADDE 19- Bu Kanun uyarınca verilen koruma tedbir kararlarının takibi, teknik araç ve yöntemler kullanılmak suretiyle de izlenebilir. Teknik takibin esas ve usulleri yönetmelikte gösterilir.
GEREKÇE

Bildirim yükümlülüğü
MADDE 20- Adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları herhangi bir şekilde öğrendikleri şiddet eylemlerini Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluğa bildirmekle yükümlüdür. Bu yasa kapsamına giren şiddet eylemlerinin gerçekleşmesine tanık olan veya böyle bir eylemin gerçekleşebileceğine dair makul nedenleri olan veya olası başka şiddet eylemlerinin yaşanabileceğine inanan bireylerin bunu yetkili makamlara veya örgütlere bildirmesini teşvik etmek üzere gerekli tedbirleri alınır. Sivil toplum örgütleri, kendilerine yapılan başvurucularda, başvurucuyu yasal hakları ve başvurabileceği hukuk yolları konusunda bilgilendirmesi, şiddet eylemini ya da tehdidini yetkili makamlara bildirmesi konusunda yol göstermesi için teşvik edilir.

GEREKÇE
1. Bireylerin bildirim yükümlülüğü konusunda cümle, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden aynen alınmıştır.
2. Sivil toplum örgütlerinin bildirim yükümlülüğü çıkarılmıştır. Aksi takdirde, adli makamlara başvuru yollarını bilmeyen ya da henüz buna hazır olmayan bireylerin sivil toplum örgütlerine danışma ve buralardan destek almalarının önü kapatılmış olacaktır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Teşkilat

Kolluk şiddetten koruma bürosu
MADDE 21- Bu Kanunda öngörülen görevleri yerine getirmek üzere, kolluk içinde şiddetten koruma büroları oluşturulur. Bu bürolarda görevlendirilecek personelin, eşit sayıda kadın ve erkekten oluşması ve konu ile ilgili gerekli eğitimleri almış bulunması gerekir. Bu bürolar oluşturuluncaya dek, ilgili kolluk birimlerinde, bu yasanın uygulanması ile ilgili olarak, bu alanda eğitim almış yeterli sayıda personel görevlendirilir. Bu alanda görevlendirilen personel, bu bürolar dışında başka birimlerde görevlendirilemez. Kolluk güçlerinin görevlendirdiği mobil ekiplerde bu bürodan en az bir kadın ve bir erkek kolluk personelinin bulunması zorunludur.


GEREKÇE
Yasanın etkin biçimde uygulanması için, kolluk içinde zorunlu şiddetten koruma birimlerinin oluşturulması ve teşkilat bütünlüğü sağlanması açısından önerilmiştir.


Cumhuriyet savcılığı şiddetten koruma bürosu
MADDE 22- (1) Bu Kanunda ve aynı zamanda mevcut ulusal ve uluslar arası ilgili tüm mevzuatta öngörülen görevleri yerine getirmek üzere, Cumhuriyet başsavcılıklarında şiddetten koruma bürosu kurulur. Cumhuriyet başsavcısınca yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı, bu büroda görevlendirilir. Bu büroda ayrıca cumhuriyet başsavcılığınca yeterli sayıda uzman personel görevlendirilir.

Cumhuriyet Savcılığı şiddetten koruma bürosunun görevleri
MADDE 23- (1) Büronun görevleri bu Kanun kapsamında;
a) Acil tedbir alınması gereken durumlarda, gecikmeksizin bu tedbirleri almak veya alınmasını sağlamak,
b) Aile mahkemesinden koruma tedbirleri alınması için talepte bulunmak,
c) Bu Kanunda düzenlenen suçlara ilişkin soruşturma iş ve işlemlerini yürütmek,
ç) Şiddet gören kişilerden yardıma, barınmaya veya benzeri diğer hizmetlere ihtiyacı olanlara, ihtiyaç duydukları destek hizmetlerini sağlamak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmak,
d) Koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının tebliğini yapmak, yerine getirilmesini sağlamaktır.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkrada gösterilen görevler, bu büroda görevli olmayan Cumhuriyet savcıları tarafından da yerine getirilebilir.

Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü
MADDE 24 - (1) Bu yasada belirtilen önleyici politikaların oluşturulup uygulanması, yasa kapsamında alınacak koruyucu tedbirlerin uygulanmasının izlenmesi ve şiddetle ilgili çalışmaların eşgüdümünü sağlamak üzere Kadın ve Eşitlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün (KSGM) koordinasyonunda bir Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü kurulacaktır. Müdürlüğe bağlı olarak iller ve ilçelerde taşra teşkilatları oluşturulacaktır.

Müdürlük ve taşra teşkilatlarında, bu yasanın amaçlarına uygun olarak şiddet ve toplumsal cinsiyet eğitimi almış eşit sayıda kadın ve erkek personel görevlendirilecektir.

(2) Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü’nün bu Kanun kapsamındaki görevleri şunlardır:

a) Yasanın amacına uygun olarak şiddetin önlenmesi için gerekli tüm kamusal politikaların oluşturulmasını ve uygulanmasını sağlamak üzere bir, beş ve 10 yıllık eylem planları oluşturarak bu planların hayata geçirilmesini sağlamak,
b) Yasa kapsamı ile ilgili tüm bakanlıklarının ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının program ve bütçelerinin bu yasanın amaçlarına uygun olarak düzenlenmesini ve uygulanmasını sağlamak,
c) Kanun kapsamı ile ilgili tüm bakanlıklarının ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının konuyla ilgili çalışmalarının koordinasyonunu yapmak,
ç) Konu ile ilgili 2006/17 sayılı Başbakanlık genelgesinin uygulanmasını izlemek, genelgede sayılan tüm kuruluşların bu yasa kapsamında yaptıkları ve izleyecek dönem için planladıkları çalışmalar hakkında üçer aylık raporlar hazırlayarak Müdürlüğe verilmesini sağlamak, genelge hükümlerine uymayanlar hakkında gerekli uyarıları yaparak, gerektiğinde yasal mekanizmaları harekete geçirmek, bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmak,
d) Bu konunun amaçlarına ulaşması için gerekli araştırmaları yapmak, yaptırmak ve konu ile ilgili bir veri toplama/istatistik merkezi oluşturmak,
e) Bu Kanun kapsamında oluşturulacak acil telefon hattı, cinsel kriz merkezleri ve teknik takip merkezi gibi merkezlerin kurulmasını sağlamak, çalışmalarını düzenlemek ve koordine etmek,
f) Bu Kanun kapsamında çalışan SHÇEK’lere bağlı kadın sığınakları ile yerel yönetimlerin açmış bulundukları ve açacakları sığınakların çalışmalarının, kadın sığınaklarının evrensel ilkelerine ve Türkiye Kadın Sığınakları Kurultay’larında saptanmış kurallara uygun olarak yürütülmesini sağlamak, kamuya ait yeni sığınaklar açmak; (nüfusu 50.000 ile sınırlı olmaksızın) tüm belediyelerin sığınak açmasını sağlamak; kadına ve çocuklara yönelik şiddet alanında çalışan kadın sivil toplum örgütlerinin sığınaklarına maddi destek sağlamak, yeni sığınaklar açmalarını maddi destek de sağlayarak teşvik etmek,
g) Bu Kanun kapsamında ilgili tüm kurum ve kuruluşlarda görev yapacak personel ve uzmanların meslek içi eğitimlerinin ve yenileme eğitimlerinin yapılmasını ve bu yasanın amaçları doğrultusunda içeriklendirilmesini sağlamak, bu konuyla ilgili çalışmaları koordine etmek,
h) Bu Kanun kapsamında korunan bireyler hakkında, kolluk, savcılık, mahkeme ve koruma kararının uygulanması aşamalarındaki alınan tedbirlerin amacına uygun, şiddetten korunmayı sağlayıcı ve mağdurların güvenli ve fiziksel, ekonomik, cinsel ve psikolojik şiddetten uzak bir yaşam sağlayabilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını ve alınan tedbirlerin etkili bir biçimde uygulanmasını sağlamak, denetlemek,
i) Alınan kararların uygulanması, uygulamanın sonuçları ve taraflar üzerindeki etkilerini izlemek,
j) Bu Kanun kapsamında korunan bireylere; kolluğa başvurularından ya da kolluğun duruma elkoyduğu tarihten itibaren hakları, destek alabilecekleri kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda rehberlik etmek,
k) Bu Kanun kapsamında verilen kararla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesi için tarafları desteklemek, yardımcı olmak, gerektiğinde önerilerde bulunmak.
l) Korunan bireylerin karşılaştıkları psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde danışmanlık yapmak ve bu kişilere yardımcı olmak,
m) Tedbir kararı veya istek halinde şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimâli bulunan kişiye psiko-sosyal danışmanlık alması için teşvik etmek,
n) Korunan bireylere 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile 03/7/2005 tarihli ve 5402 tarihli Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Kanunu hükümleri uyarınca maddi destek sağlanması konusunda SHÇEK ile işbirliği içinde gerekli işlemleri yürütmek.
o) Bu Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek.

2) Birinci fıkrada sayılan görevlerin yerine getirilmesi sırasında kolluk güçleri, kamu kurum ve kuruluşları, aile ve çocuk mahkemelerinde görevli benzer görevlerde bulunan personel müdürlük görevlilerine yardımcı olurlar.


GEREKÇE

1. Taslaktaki “Denetimli serbestlik ve yardım merkezi müdürlüğü” adı mağdura değil, faile yardım ve destek verileceği şeklinde bir yanlış algılama yaratacaktır. Bu nedenle müdürlüğün adı, daha net ve amacını yansıtacak şekilde “Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü” olarak önerilmiştir.
2. Taslakta bu müdürlüğün hangi bakanlık ve kurum ile ilişkilendirileceği belirtilmemiştir. 4 Temmuz 2006 tarih ve 2006/17 sayılı “Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler”le ilgili Başbakanlık genelgesinden beri KSGM bu genelgenin uygulanması ile ilgili olarak görevlendirilmiş bulunduğu için “Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü”nün de KSGM’nin görev ve yetki alanında bir birim olarak örgütlenmesi önerilmektedir. “Müdürlük, büro, birim” vb. adlar verilebilir, ancak kendine ait bir bütçesi, personeli ve il/ilçe teşkilatları olması bu yasanın amaçlarına ulaşması bakımından kritik önem taşımaktadır.
3. Müdürlüğün etkin bir çalışma yürütebilmesi açısından maddeye 2006/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi çerçevesinde ekler yapılmıştır.
4. SHÇEK, bu alanda eksiklik/yetersizlik ve yanlış uygulamaları olmakla birlikte, belli bir deneyim birikimi sağlamıştır. SHÇEK ve ekibinin, yeni yapılanmaya entegre edilmesi gerekmektedir.
5. vd…

Uygulamanın takibi - Şiddet Takip ve Uzman Eylem Komisyonları

MADDE 25- (1) Bu Kanun hükümlerinin uygulanması Kadın ve Eşitlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sorumluluğundadır. Bu bakanlıklar, yasanın uygulanmasını, Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü’nün yanı sıra “Şiddet Takip ve Uzman Eylem Komisyonları” ile takip eder.

“Şiddet Takip ve Uzman Eylem Komisyonları”, Adalet, İçişleri Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile yargı, cumhuriyet savcıları, kolluk kuvvetleri, konuyla ilgili yerel ve ulusal yetkililer ve ilgili devlet kuruluşlarının yanı sıra, kadın ve çocuk sivil toplum örgütleri, barolar, üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademisyenlerin temsilcilerinden oluşur. Komisyonlar, iki yıl için belirlenen en az 10, en fazla 20 üyeden oluşur. Komisyonların oluşumuna cinsiyet, yaş, engellilik vb. bu yasanın 4/c maddesinde belirlenen kriterlerin yansımasına özen gösterilir.

Bu komisyonların kuruluşu ve çalışmaları, Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü tarafından yürütülür. Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü’nün merkezinde ve tüm taşra teşkilatlarında ayrıca bir “Şiddet Takip ve Uzman Eylem Komisyonu” kurulur.

Komisyonlarda yeralacak kadın ve çocuk sivil toplum örgütleri, bu alanda çocuk hakları, kadına ve çocuğa yönelik şiddet, kadının insan hakları, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gibi bu yasanın amaçlarıyla uyumlu çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin kendi aralarından yapacakları seçimle belirlenir.

Komisyonların görevi, yasanın daha etkin uygulanması ve uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi için gerekli tedbirleri almaktır. Bu çerçevede ilgili tüm kurumlardan bilgi isteme ve tavsiyelerde bulunmakla görevli ve yetkilidir.

(2) Komisyonların toplantı günleri ve gündemleri ve çalışma kuralları ile ilgili esaslar ilgili yönetmelikle belirlenir. Bu yönetmelikte, toplantıların periyodları, periyod dışı toplantıların tarih ve gündeminin komisyon üyelerine en az 7 gün önceden bildirileceği, komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile toplanacağı ve katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alacağı, komisyonun gerekli gördüğü hâllerde uzmanlardan yararlanabileceği, hukuki ve/veya cezaî soruşturma veya kovuşturma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın her türlü araştırma ve incelemeyi re'sen yapabileceği, gerekli gördüğü kişileri dinleyebileceği ve benzeri komisyon çalışmaları ile ilgili kurallar düzenlenir.

(3) Komisyonda görev alan kurum temsilcilerine 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla fiilen görev yaptıkları her gün için (4000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bir ayda fiilen görev yapılan gün sayısının onbir günü aşması halinde, aşan günler için huzur hakkı ödenmez.

Hükümet dışı örgütler ve sivil toplum
MADDE 26- Bakanlık, ilgili hükümet dışı örgütlerin ve sivil toplumun kadına ve çocuklara yönelik şiddetle ve ev içi şiddetle mücadele alanında her düzeyde yaptıkları çalışmaları göz önüne alır, teşvik eder, destekler ve bu örgütlerle etkili işbirliği gerçekleştirir.

Bakanlık, Şiddetin tüm biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin her biçiminin önlenmesine yönelik bütünleştirilmiş politika, önlem ve programların, bu alandaki hükümet dışı örgütleri ve sivil toplumu da dâhil ederek yeterli düzeyde hayata geçmesi için uygun mali kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis eder.

GEREKÇE
“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden alınmıştır.


Görevlilerin ve Uzmanların eğitimi
MADDE 27- Aile mahkemesi hâkimleri, Cumhuriyet savcıları, kolluk görevlileri, sosyal çalışma görevlileri ile Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğünde görevli personelin ve diğer ilgililerin görevlerine başlamadan önce veya görevleri süresince, uluslar arası sözleşmeler ışığında, şiddet, toplumsal cinsiyet ve kadının insan hakları, kadın-erkek eşitliği, mağdurların hakları ve ihtiyaçlarının yanı sıra ikincil mağduriyetin nasıl önleneceği hakkında gerekli eğitimi almaları zorunludur.
Bu eğitimler ve içerikleri hakkında, ilgili kurumlarca Şiddet Önleme, İzleme ve Eşgüdüm Merkezi Müdürlüğü’ne düzenli olarak bilgi verilecek ve yapılacak eğitimlerde bu müdürlüğün hazırlayacağı çerçeve metinler temel alınacaktır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ceza Hükümleri

Mahkeme
MADDE 28- (1) Bu Kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye ceza mahkemelerinde görülür.
(2) Bu Kanun uyarınca verilecek tutuklama kararları da birinci fıkrada belirtilen mahkemeler tarafından verilir.
(3) Bu davalar, acele işlerden sayılır ve adli tatilde de bakılır.

Şikayet
MADDE 29- Bu yasa kapsamındaki suçlarla ilgili olarak ceza kovuşturmasının başlatılmasında ve yürütülmesinde mağdurun talebi, ifadesi ya da şikayet koşulu aranmaz. Şikayeti ve girişimi üzerine başlatılan kovuşturma, soruşturma ya da dava, şikayet geri alınsa bile devam eder.

Zamanaşımı
MADDE 30-
Bu yasa kapsamında başta çocukların cinsel istismarı ve zorla evlendirilmeleri olmak üzere çocuklara karşı işlenen suçlarda yasal işlemlerin başlatılması için zaman aşımı süresi işletilmeyecektir. TCK’nın ilgili maddeleri bu yasa ile değiştirilmiştir.

GEREKÇE
“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden Türkiye’ye uyarlanmıştır.

Uzlaşma ve arabuluculuk
MADDE 31- Bu yasa kapsamındaki suçlarda soruşturma ve yargılama öncesinde ve yargılama aşamasında uzlaşma ve arabuluculuk girişimlerinde bulunulamaz, uzlaşma ve arabuluculuk ile ilgili uluslar arası ya da ulusal sözleşme ve yasa hükümleri uygulanmaz.

GEREKÇE
“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden aynen alınmıştır.

Suçların kabul edilemez gerekçeleri;
Madde 32 –
1. Bu Kanun kapsamında yer alan şiddet eylemleri ile ilgili olarak alınacak tedbirler ve başlatılacak cezai işlemlerde kültür, örf ve adet, gelenek veya “namus” gerekçeleri kabul edilemez. Bunlara, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davranış normlarını ve âdetlerini ihlal ettiği iddiaları da dâhildir. Bu gerekçelerin hiç biri cezasızlık/cezai sorumluluğun “tahrik indirimi” vb. gerekçelerle azaltılmasına neden olamaz.

Cezaların belirlenmesinde ve infaz edilmesinde hiçbir şekilde iyi hal, pişmanlık gibi cezai indirimleri uygulanamaz. Cezalar kısa süreli seçenek yaptırımlara ve/veya adli para cezasına çevrilemez.

Bu Kanun kapsamındaki hukuki ve cezai süreçlerde, mağdurun cinsel geçmişi ve tercih, tutum ve davranışlarıyla ilgili var olan kanıtlara yalnızca doğrudan davayla ilgili ve kesinlikle gerekliyse izin verilir. Bu tür kanıtlar, ancak doğrudan davayla ilgili ve kesinlikle gerekli ise toplanır.

GEREKÇE
1. Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma başlıklı karar (A/RES/59/165), 2004’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Üçüncü Komitesi’nin 59. Oturumunda (A/59/496; Gündem No: 98) Kadınların Konumlarının Güçlendirilmesi mevzuatının altında tartışıldı ve kabul edildi. Kararda sekizi İslam Konferansı Örgütü üyesi olmak üzere, tam 72 devletin imzası bulunmaktadır. Kararı masaya yatıran ana sponsorlar Türkiye ve Britanya’dır. Kararın Türkçe dahil olmak üzere 19 dilde tercümesi: http://www.wunrn.com/reference/crimes_honor.htm

Kabul edildiği 2004’te bu karar, Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye’nin kendi tarihinde
kadın konusunda yaptığı bir ilkti. Böylesine hassas bir konuda Müslüman ülkelerden de destek bulması nedeniyle Dışişlerinin çok önemli bir başarısı olarak gösterildi.

2. B.M 19 Nolu Genel Tavsiye Kararı mad.23 ii (Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi tavsiyeleri)

Risklerin değerlendirilmesi ve ağırlaştırıcı nedenler
Madde 33 –
Bu Kanun kapsamında, kolluk birimlerinde yapılan işlemler, cumhuriyet savcılığı, aile mahkemesince alınacak tedbirler ve bu yasa kapsamında asliye ceza mahkemelerinde görülen davalarda aşağıdaki riskli (ve ceza hukuku açısından, cezayı ağırlaştırıcı) durumları ilk ve en acil göstergeler olarak önemle ele alınır:

a. Şiddet eylemi ya da tehdidi, eski veya şimdiki eş ya da partnere karşı ailenin bir ferdi, mağdurla evlilik dışı ilişki yaşayan veya kendi otoritesini kötüye kullanan bir kişi tarafından işlenmişse;
b. bir suç oluşturan eylem ya da eylemler mükerreren işlenmişse;
c. suç, çeşitli şartlar nedeniyle savunmasız durumdaki bir kişiye karşı işlenmişse;
d. suç, bir çocuğa karşı veya bir çocuğun önünde işlenmişse;
e. suç, iki ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmişse;
f. suç işlenmeden önce ya da suç sırasında aşırı düzeyde şiddet uygulanmışsa;
g. suç, silah vb. araçlar kullanılarak veya bunlarla tehdit ederek işlenmişse;
h. suç mağdur için ağır fiziksel veya psikolojik hasarla sonuçlanmışsa;
i. fail, aynı nitelikteki suçlar nedeniyle daha öncesinde mahkum edilmişse;

bu ve benzeri riskli durumlar, ölüm riski, ciddi zarar görme riski ve şiddetin tekrarlanması riskleriyle birlikte ele alınarak değerlendirilir.

Yargılama kuralları
Madde 34 – Aile mahkemesinin uzun vadeli tedbir kararları için duruşma açtığı ya da asliye ceza mahkemesinde bu yasa uyarınca gerekli davaların açıldığı durumlarda;

a. mağdur ve failler arasındaki iletişimin mahkemede ve kolluk kuvvetlerinin mevkiinde, mümkün olduğu ölçüde önlenmesi sağlanır,

b. mağdurun, kendisinin veya ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda, mağdurun esasen mevcut ve uygun iletişim teknolojilerinden yararlanarak mahkeme salonuna gitmeden ya da en azından fail olduğu iddia edilen kişinin mahkeme salonunda bulunmadığı bir ortamda ifade vermesi sağlanır.

c) Mümkün ve uygunsa, mağdurla yapılacak bütün mülakakatların aynı kişiler tarafından gerçekleştirilmesi,
d. Mağdurla yapılacak mülakatların cezai işlemlerin amacı için gerekli olan kadar ve mümkün olduğunca sınırlı tutulması;
e. Mağdurun yasal temsilcisinin eşlik etmesi,
f-Mağdurla yapılan tüm mülakatların sesli-görüntülü olarak kaydedilmesi ve bu kayıtların gerektiğinde mahkeme işlemlerinde delil olarak kabul edilmesi sağlanır.


Koruyucu tedbir kararlarına aykırı davranma
MADDE 35- (1) Bu Kanun uyarınca verilen koruyucu tedbir kararlarının gereklerini yerine getirmeyen şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimâli bulunan kişi, fiili başka bir suç oluştursa bile, işlediği bu suç ve suçların cezasının yanı sıra, sadece verilen koruyucu tedbir kararlarına aykırı davranmaktan ötürü, altı aydan oniki aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cumhuriyet savcısı, koruyucu tedbir kararlarının gereklerini yerine getirmeyen kişinin tutuklanmasını ilgili ceza hâkiminden talep eder. Ceza mahkemesi hâkimi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutuklamaya ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tutuklamaya karar verebilir. Koruyucu tedbir kararlarına aykırı davranış nedeniyle verilen ceza, hiçbir biçimde ertelenemez, paraya çevrilemez, hükmün açıklanması geriye bırakılamaz.

Görevi İhmal
MADDE 36- Bu kanun uyarınca yapılan başvuruların gereken aciliyetle, dikkat ve özenle yerine getirilmemesinden sorumlu olan kamu görevliler hakkında hukuki ve cezai kovuşturma yolları açıktır.

Gizliliğin ihlali
MADDE 37-
(1) Bu Kanun çerçevesinde verilen gizlilik kararlarını ihlal eden herkes 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla,
(2) Bu kanunun uygulanması nedeniyle öğrendikleri bilgi ve belgeleri, bu yasada “mağdur” olarak tanımlanan kişilerin maddi ve manevi zarara uğraması ya da bu tehlike ile karşı karşıya kalması sonucunu doğuracak biçimde açıklayan, yayınlayan veya her ne şekilde olursa olsun başkalarının bu bilgi ve belgeleri edinmesini kolaylaştıran kamu görevlileri, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Görevi kötüye kullanma” başlıklı 257, “Göreve ilişkin sırrın açıklanması” başlıklı 258 inci maddesi ve diğer ilgili hükümlere göre cezalandırılır.

Harç ve masraflardan muafiyet
MADDE 38- (1) Bu Kanun kapsamındaki başvurular, bildirimler, düzenlenecek belgeler, resmi mercilerce ve noterlerce yapılacak işlemler ile bu yasaya göre ödenen yardımlar ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan işlemlerden vergi, resim, harç ve posta giderleri vb. hiçbir masraf alınamaz.

Sağlık giderleri
MADDE- 39 Bu Kanun uyarınca hakkında tedbir kararı verilen şiddet mağdurlarından sosyal güvencesi olmayanların sağlık giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanır.

Adli Yardım
MADDE- 40 Bu Kanun uyarınca tüm mağdurlara hukuksal destek sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılır. Bunun için baro CMK ve Adli Yardım servisleri yeniden yapılandırılır. Mağdurlara hukuki destek mağdurun başvurduğu kurumda verilir.

Olanaklar ölçüsünde adliyelerde barolar tarafından bu konuda destek verecek birimler açılır.

Mağdurun maddi olanaklarının yetersizliği durumunda ilgili hukuk ve ceza davaları yargılama aşamasında da yargılama giderleri ve harçlardan muafiyet tanınır.

ALTINCI BÖLÜM
Son Hükümler

Yönetmelik
MADDE 41 - (1) Bu Kanun hükümlerine göre öncelikle maddi yardımlar, teknik takip, savcılık ve bakanlık izleme bürolarına ilişkin yönetmelikler olmak üzere çıkarılması gereken tüm yönetmelikler, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde, Kadın ve Eşitlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının koordinasyonu ile ilgili bakanlıkların görev/yetki alanlarına göre, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık bakanlıkları ile düzenlenir.

GEREKÇE
Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet, birden çok bakanlığın görev ve yetki alanına girmektedir. İşbu kanun kapsamında değişik bakanlıkları ilgilendiren birden çok yönetmelik çıkartılması gerekebilecektir. Tüm bu yönetmeliklerin, tüm bakanlıklarla ortak çıkartılmasının değişik zorluklar yaratabileceği düşünülerek, “Kadın ve Eşitlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının koordinasyonu” ile ve bu bakanlıkların sadece uygun görecekleri ilgili bakanlık ile yönetmelik hazırlamalarını kolaylaştırmak amacıyla önerilmiştir.


Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 42- (1) 14/1/1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un yerine, aynı Kanun numarası ile işbu kanun kabul edilmiştir.

GEREKÇE
Yasanın adı konusunda belirtilen gerekçedir.
Yürürlük
MADDE 43- (1) Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 44- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.