Mesajı Okuyun
Old 07-05-2007, 23:56   #3
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

HD 11 Esas : 1997/007681 Karar: 1997/008619 Tarih: 27.11.1997
* İSKİ´NİN GÖRDÜĞÜ HİZMET
* KAMU HUKUKU KURULUŞU
* TACİR
* TİCARETHANE
* HAKSIZ FİİL
* GÖREV

Hukuk Genel Kurulu İSKİ.nin "gördüğü hizmet Kamu hizmeti ise de faaliyetini Özel Hukuk Kuralları altında yapması itibariyle TTK. 18/1 anlamında tacir sayılacağını" ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin Adli Yargının görevine girdiği YHGK.nun 21.9.1983 gün E. 1980/11-2721 K.1983/823 ve YHGK.nun 29.11.1995 gün E. 1995/11-647 K.1995/1043 sayılı kararlarında benimsemiştir. Her ne kadar 12.2.1959 gün E.1958-17 K.1959/15 sayılı idari eylemlerle ilgili bir İçtihatı Birleştirme kararı varsa da 23.11.1981 tarihinde yürürlüğü giren 2560 sayılı Yasanın hükümleri karşısında bu İçtihadı Birleştirme kararının ASKİ ve İSKİ bakımından uygulama alanının kalmadığı açıktır. Nitekim İSKİ.nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sular için talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklar da Adli Yargının görevli olduğu benimsenmişken (YHGK. 16.10.1996 E.1996/13-346 K.1996/699) aynı kurumun şahıslara karşı haksız eyleminden dolayı İdari Yargının görevli olduğunu söylemek 2560 sayılı Yasa´nın uygulanmasında çelişki yaratacağından benimsenemez. Bu durumda tacir olan İSKİ. ile davacı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin Adli Yargı´ya ait olduğu gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekir.
(6762 s. TTK. m. 18/1, 3, 12/11) (2560 s. İSKİ. K. m. 1)
(YHGK. E : 1980/2721, K : 1983/823, 21.09.1983)
Taraflar arasındaki davadan dolayı Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 9.6.1997 tarih ve 61-467 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya ait yer altında bulunan su borusunun patlaması sonucu müvekkilinin işyerine su dolduğunu ve makinaların hasar gördüğünü hasar miktarını mahkemece tespit ettirdiğini (685.625.000) lira hasarı oluştuğunu ileri sürerek anılan meblağın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, Davacının zararın ana su borusunun patlaması sonucu meydana geldiğini iddia ettiğine göre bu tür davaların idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak görevsizlik kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddiaya, savunmaya, toplanan delillere göre; Davalının bakım ve işletmesini yaptığı ana su borusunun patlamasından meydana geldiği, davalı bakımı gereği gibi yapsaydı bu zarar meydana gelmiyecekti böylece davalının hizmet kusuru oluştuğu bu tür davaların İdari Yargıda görülmesi gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, davacının idari yargıda dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının İstanbul, Şirinevler, bağcılar Mevkii 7. Sokakta Torna atölyesi bulunduğu, bu dükkanın önünden geçen davalı idareye ait ana su borusunun patlaması sonucu davacıya ait işyerini su basması sonucu zarar gördüğü maddi olgusuna davalı tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK.nun 18 inci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, Vilayet, Belediye gibi Kamu Tüzel Kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş aynı yasanın 12/11 maddesinde Su, Gaz Elektrik Dağıtım, Telefon, Radyo ile Haberleşme ve Yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır.
Davalı İSKİ.nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanunda Genel Kurul, Yönetim Kurul ve Genel Müdürlük ve yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımların bilançalarda belirlenip, genel kurulların tasvibine sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formulüne göre düzenleneceği açıklandıktan sonra bu kuruluşun Özel Hukuk Hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulu 2560 sayılı Kanuna tabi olan İSKİ.nin "gördüğü hizmet Kamu hizmeti ise de faaliyetini Özel Hukuk Kuralları altında yapması itibariyle TTK. 18/1 anlamında tacir sayılacağını" ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK. 3md) davaya bakma görevinin Adli Yargının görevine girdiği YHGK.nun 21.9.1983 gün E. 1980/11-2721 K.1983/823 ve YHGK.nun 29.11.1995 gün E. 1995/11-647 K.1995/1043 sayılı kararlarında benimsenmiştir. Her ne kadar 12.2.1959 gün E.1958-17 K.1995/15 sayılı idari eylemlerle ilgili bir İçtihatı Birleştirme kararı varsa da 23.11.1981 tarihinde yürürlüğü giren 2560 sayılı Yasanın hükümleri karşısında bu İçtihadı Birleştirme kararının ASKİ ve İSKİ. bakımından uygulama alanının kalmadığı açıktır.
Nitekim İSKİ.nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sular için talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklar da Adli Yargının görevli olduğu benimsenmişken (YHGK. 16.10.1996 E.1996/13-346 K.1996/699) aynı kurumun şahıslara karşı haksızeyleminden dolayı İdari Yargının görevli olduğunu söylemek 2560 sayılı Yasa´nın uygulanmasında çelişki yaratacağından benimsenemez.
Bu durumda tacir olan İSKİ. ile davacı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin Adli Yargı´ya ait olduğu gözönünde bulundurularak işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı gerekçelerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.11.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.