Mesajı Okuyun
Old 09-10-2006, 23:14   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

10 EKİM

1903: İngiltere'de kadın hakları savunucusu Emmeline Pankhurst ve bir grup arkadaşı, Toplumsal ve Siyasal Kadın Birliği'ni kurdu.


Ataerkil toplum yapısına geçildikten sonra, tarih boyunca her toplum kadınları süründürdü. Ne yazık ki, bu olumsuz tavrı koyan toplumun içinde kadınlar da var. Kadınların neredeyse tamamı kadını ezen erkeklerin haklı olduğunu düşünmekte.

Kadınların erkeklerle eşit olmaları tarih boyunca mümkün olamadı. Her toplumda erkekler kadınları eziyete varan biçimde aşağıladı. Bu aşağılama günümüzde de sürmekte.

İnsanların birbirini öldürmesinin bir biçimi de, kadınlara yönelik olanı : Töre Cinayeti ya da Namus Cinayeti denen bu öldürme biçiminde toplum katilin arkasında durmakta. Erkekleri cinayete azmettiren bu öldürücü toplumda ne yazık ki kadınlar da yer almakta.

Yüzyıl önce başlamış kadın hakları mücadelesi henüz yeterince olumlu sonuçlara ulaşamadı:
- Önceleri oy hakkı bile olmayan kadınlara yakın tarihte erkekler tarafından adeta lütfedilerek seçilme hakkı da verildi. Ama siyasete katılan kadın sayısı hiçbir zaman erkeklerle eşit olamıyor. Bunun en başta gelen nedeni siyasetin güç gerektirmesidir. Kadın ruhu, haklı olarak, insanları bile öldürmekten çekinmeyen böyle bir güce sahip olmak istemiyor; incelikli kadın ruhu böyle bir gücü kullanmak istemiyor.
- Dünya güçlü olanların elinde, güce dayalı bir denge üzerinde yönetiliyor. Kadınların ana şefkati, merhametli yüreği ve saldırganlıktan uzak ekonomik düşünceleri devlet yönetiminde etkili olabilseydi insanlık şimdiki yerinden daha ileride olurdu. Belki en fazla saç saça-baş başa kavga edilirdi ama en azından savaş olmazdı. Kadınlar çocuklarını ve eşlerini ölmeye-öldürmeye göndermezdi.

İnsanlığın ilerlemesinde en büyük adımlar kadınların küçük adımları olacaktır. Bu ilerlemeyi birkaç yüzyıl daha beklesek de, beklemeye değer bence.