Mesajı Okuyun
Old 01-10-2006, 06:10   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

1 EKİM

1946 yılında Nürnberg’teki yargılamalar sonucunda 12 Nazi ölüm, 2 Nazi ömür boyu, 5 Nazi de çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.

1945 Yılının mayıs ayında Winston Churchill,Harry S.Truman,Josepf Stalin ve Charles de Gaulle savaşın bitimiyle beraber,Nazi Almanyası’ndaki yakalanan bütün üst düzey generalleri savaş suçluları mahkemesinde yargılamaya karar verdiler. Bu mahkemede suçlular 4 suçtan dolayı yargılanacaktı:
- Birincisi barışa karşı işlenen suçlar,
- ikincisi savaş suçları,
- üçüncüsü insanlık karşıtı işlenen suçlar ve
- sonuncusu diğer işlenen suçlar.

Tarihte "dunya barisina karsi islenen suclar" diye bir suc ifadesi ilk defa bu mahkemede kullanilmistir.''"bir eylemin cezalandirilmasi icin, o eylemin suc oldugunun eylemin islenmesinden once yasayla belirtilmis olmasi gerekir." hukukun bu onemli prensibi bu mahkemede uygulanmamıştır.''

'' Bu mahkemelerin hukuka aykırı olmasının asıl nedeni suçta ve cezada kanunilik ilkesinden çok, savaştan sonra ve yalnızca galip devletler arasında yapılan uluslararası bir sözleşmeye dayanmasıdır. bu durum nürnberg mahkemelerinin kuruluş statüsünde de kendisini göstermektedir. bir kimsenin, suçu işlediği sırada bulunmayan mahkemelerde, hele o ülke üzerinde tasarrufta bulunma hakkına uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde kavuşmamış bir mahkemede yargılanması, doğal yargıç ilkesine de aykırıdır. "peki, bu hukuka aykırılığın sonuçları ne olmuştur?" "o kadar katil işkenceci yaratık mahkum edildi fena mı oldu?" diye sorulabilirse de, düşünüldüğünden çok daha vahim sonuçlar doğmuştur:
- bütün zamanların en büyük katliamlarından birini yapan insanları yargılayan mahkemenin tarafsızlığına ve adilliğine gölge düşmüştür. bu bir daha silinemeyecek bir lekedir.
- nürnberg mahkemeleri (ve japon savaş suçlularını yargılayan tokyo mahkemeleri)nde yalnızca mağlup devletlerin savaş suçları yargılanmış, insanlık suçu sayılabilecek atom bombasının siviller üzerinde kullanılması gibi eylemler yargılanmamıştır. Bu durumun eşitlikten de öte, insanlıkla bağdaştırılabilir bir tarafı yoktur ''

'' Mahkemenin tarafsızlığı müttefikler arasında dahi tartışma konusu olmuştur. Bu mahkemenin kazananın,kaybeden tarafı yagıladığı tek taraflı bir mahkeme olacağı çoğu kişi tarafından benimsenmiştir. Yargıçlar her ne kadar gerekli özeni göstermeye çalışsalar da malesef çoğu kişinin korkusu gerçek olmuş ve bu mahkeme kazananın kaybedeni yargıladığı bir mahkeme olmuştur. 1945 yılının sonlarına doğru Müttefikler ve Kızıl Ordu çok sayıda toplama kampını ele geçirmişti. Bazılarında gerçek bir kıyımın olduğu delillerle ispatlanmıştır. Özellikle Bergen-Belsen kampındaki karşılaşılan tablo bütün Dünya'ya tüm kampların aynı koşulda olduğu izlenimini vermişti. Özellikle Doğu-Polonya'daki kamplarla bir türlü önüne geçlimeyen tifo ve açlık salgını çoğu yahudi ve savaş esirinin ölmesine neden olmuştur. Yani tüm toplama kamplarındaki Yahudi ve diğer esirler aynı koşullarda değillerdi.Bazı hayatta kalması muhtemel bazı Nazi subaylarına yalan ifadeler vermeleri yönünde aşırı tehdit ve baskılarda bulunulduğu da 1960'lı yıllardan sonra ortaya çıkacaktı.''

Mahkeme sırasında özellikle Hermann Goering’in sorguları sırasında hararetli tarışmalar yaşanmıştır. Mahkemenin ilerleyen günlerinde Hermann Goering’in diğer mahkumları etkilemesi üzerine,Goering’in ayrı hücrede tutulmasına karar verilmiştir.Mahkeme devam ederken Robert Ley kendini tuvaletin demirine asarak intihar etmiştir. Hermann Goering ise infazı gerçekleşmeden birkaç gün önce içtiği Potasyum-Siyanür hapı ile ölmüştür.

''Her ne kadar "victors' justice" (kazananların adaleti) dense de, bu yargılama uluslararası ceza hukukunun başlangıcı olarak kabul edilebilecek kilometre taşıdır.''

Yargıçlar şu isimlerden oluşuyordu; Frances Biddle (Amerika), Norman Birkett (İngiltere), Robert Falco (Fransa), Geoffrey Lawrence (İngiltere), John Parker (Amerika), Roman Rudenko (Rusya) ve Henry Donnedieu de Vabres (Fransa).

Adolf Hitler,Heinrich Himmler ve Joseph Goebbels’in öldüğü biliniyor Martin Borrman ve Heinrich Müeller hakkında bir bilgiye sahip olunamamıştı. Aşağıdaki 23 Nazi subayı ise yakalanmıştı; Hermann Goering, Wilhelm Frick, Hans Frank, Rudolf Hess, Ernst Kaltenbrunner, Alfred Rosenberg, Albert Speer, Julius Streicher, Alfred Jodl, Fritz Saukel, Robert Ley, Erich Raeder, Wilhelm Keitel, Arthur Seyss-Inquart, Hjalmar Schacht, Karl Doenitz, Franz von Papen, Constantin von Neurath ve Joachim von Ribbentrop.

Mahkemenin sonunda Wilhelm Frick, Hans Frank, Ernst Kaltenbrunner, Walther Funk, Fritz Saukel, Alfred Rosenberg, Julius Streicher, Alfred Jodl, Wilhelm Keitel, Arthur Seyss-Inquart, ve Joachim von Ribbentrop suçlu bulunup 16 Ekim 1946’da idam edilerek öldürülmüştür. Rudolf Hess ve Erich Reader ömür boyu,Albert Speer 25 yıl, Karl Doenitz , Walther Funk, Franz von Papen, ve Constantin von Neurath ise uzun müddet hapis cezasına çarptırılmıştır.

'' Nürnberg, nasyonal sosyalist parti'nin genel merkeziydi ve yargilamalarin burada yapilmasi bu acidan da önem taşıyordu. Duruşmalar 20 kasim 1945'te başladı, kararlar 30 eylül - 1 ekim 1946 tarihleri arasinda okundu. Ölüm cezalari 16 ekim 1946'da Nürnberg Hapishanesinin spor salonunda uygulandı.''


Tırnak içindeki alıntılar: www.eksisozluk.com
Diğer alıntılar http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCrnberg