Mesajı Okuyun
Old 18-03-2008, 10:25   #3
avukatzd

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 2001/8423
Karar : 2002/760
Tarih : 04.02.2002

KARAR METNİ :
Taraflar arasında görülen davada Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi´nce verilen 16.5.2001 gün ve 2000/87-2001/90 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olup, 23.6.2000 günlü genel kurul toplantısına çağrının ana sözleşmenin 28. maddesine uygun olarak yapılmadığı, anılan genel kurulda bir takım kişilerin 1163 S. Yasa´ya muhalefetleri sebebiyle haklarında kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı bulunmasına rağmen yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini ileri sürerek, çağrı koşullarına uyulmadan yapılan genel kurulun ve yönetim kurulu seçimine ait kararın iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcileri, çağrının usulüne uygun olduğunu, yönetim kuruluna seçilen üyelerin seçilme yeterliliğinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davalı kooperatif genel kurul toplantısına çağrının elden imza karşılığı yapılıp, yarıdan fazla ortağa çağrının gerçekleşmediği, çağrının genel kurul toplantısına 30 günden az bir süre kalmışken yapıldığı, toplantıda 1163 S. Yasa´ya muhalefetten cezalandırılmış kişilerin yönetim kurulu üyeliklerine seçildikleri gerekçeleriyle, 23.6.2000 günlü genel kurul toplantısının ve bu toplantıda yönetim kuruluna seçilme şartlarını taşımayan kişilerin seçilmesine ait kararın iptal edilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Kooperatifler Kanunu´nun 56. maddesinde, 3476 s. kanun ile önemli değişiklikler yapılarak, maddenin 1.fıkrasında, yönetim kurulu üyelerinin taşıması gereken koşullar düzenlendikten sonra, anılan maddenin 2.fıkrasında yönetim kurulu üyelerinin kanun ve ana sözleşmede ön görülen koşulları taşıyıp, taşımadıklarının kimin tarafından denetleneceğine cevap verilmiş ve yönetim kurulu üyelerinin seçilme koşullarının varlığını denetçilerin araştıracağı belirtilmiştir. Eğer bu koşulları taşımayanlar seçilmiş veya seçilenler bu koşulları sonradan kaybetmişlerse, bu seçilenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilecektir. Yönetim Kuruluna, koşulları bulunmayan üyelerin seçilmesi halinde, eğer bütün yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi hususu söz konusu ise yönetim kurulunun, tümüyle kendi üyeleri hakkında böyle bir karar alması düşünülemeyeceğinden, bu durumda denetçiler genel kurulu toplantıya çağırmalı ve bu uyuşmazlığı genel kurul çözümlemelidir. Eğer, bir kısım üyelerin görevine son verme hali söz konusu ise, yönetim kurulunun toplanma yeter sayısı göz önüne alınmalı ve yönetim kurulu toplanamıyorsa, bu durumda de, genel kurul görevli olmalıdır. Bütün bu açıklamalardan ulaşılan sonuç şudur;seçilme yeterliliğine sahip olmayan kişilerin yönetim kurulu üyesi olarak seçilmeleri halinde, bu seçim ancak görev yapmaya engel bir durum teşkil eder ve fakat seçilen kişinin yönetim kurulu üyeliğini kendiliğinden ve başlangıçtan itibaren hükümsüz kılmaz. Mahkemece, öncelikle böyle bir durumun ve çağrıda usulsüzlüğün tek başlarına genel kurulun yoklukla malul olması sonucunu doğurmayacağı ve ancak davacıya koşulları varsa iptal davası açma hakkı tanıyacağı, davacının da iptalini istediği genel kurul toplantısında hazır olup, alınan kararlara aykırı kalmadığı gibi, muhalefetinide tutanağa geçirtmediği ve böylece 1163 s. Yasa´nın 53. maddesi uyarınca iptal davası açma hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesis edilmesi hatalı olmuş ve kararın açıklanan sebeple davalı kooperatif yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 4.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Corpus

Sadece bunu bulabildim. umarım işinize yarar.