Mesajı Okuyun
Old 26-07-2018, 21:29   #14
Nidyak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Erkan Uygun
Müvekkil Derneğe ait lokal e ilişkin ruhsat idare tarafından iptal edildi.İdareye Yazılı başvuruda bulunduk.Ancak müvekkil söz konusu yazılı başvurunun sonucu değiştirmeyeceğini bunu beklemeden dava açmamızı istiyor. Zira lokal kapanınca her gün zarar ediyor. İşçiler çalışamıyor. Yazalı başvurunun sonucunu beklemeden dava açabilir miyiz.
DANIŞTAY
4. Daire 2007/3301 E.N , 2008/3554 K.N.


Özet
DAVACININ 24.11,2006 TARİHİNDE TEBLİĞ EDİLEN İŞLEMİN KALDIRILARAK, HAKKINDA TESİS EDİLEN MÜKELLEFİYETİN TERKİNİ İSTEMİYLE, 8.12.2006 TARİHLİ VE 102282 SAYILI DİLEKÇE İLE 2577 SAYILI İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU'NUN 11 NCİ MADDESİ UYARINCA, DAVA AÇMA SÜRESİ İÇERİSİNDE DAVALI İDAREYE BAŞVURUDA BULUNDUĞU VE İDAREYE YASAL OLARAK TANINAN CEVAP SÜRESİNİN BİTİMİNİ BEKLEMEDEN, KANUNDA ÖNGÖRÜLEN SÜREDEN ÖNCE 25.1.2007 TARİHİNDE DAVA AÇTIĞI ANLAŞILMIŞ OLUP; TEMYİZ DİLEKÇESİNİN VERİLDİĞİ 21.5.2007 TARİHİ İTİBARIYLA DAHİ DAVACININ BAŞVURUSUNA İDARECE BİR CEVAP VERİLMEMİŞ OLMASI KARŞISINDA, ANAYASAL BİR HAK OLAN DAVA AÇMA HAKKININ, SÜRE AŞIMI NEDENİYLE KULLANILAMAYACAĞININ KABULÜNE HUKUKEN OLANAK BULUNMADIĞINDAN, AKSİ YÖNDE VERİLEN MAHKEME KARARINDA YASAL İSABET GÖRÜLMEDİĞİ HAKKINDA.




İçtihat Metni

Davalı İdarece 25.11.2005 günlü denetim tutanağına istinaden davacı adına mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin 20.2.2006 günlü ve 5741 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 4.Vergi Mahkemesinin 26.1.2007 günlü ve E:2007/231, K:2007/160 sayılı kararıyla; davacıya hakkında mükellefiyet tesis edildiğini ve bazı belgelerin istenildiği bildiren 20.2.2006 günlü ve 5741 sayılı yazının tebliği üzerine dava açma süresi içerisinde dava açılması veya 2577 sayılı Kanunun 11 nci maddesi uyarınca dava açma süresi içerisinde işlemin kaldırılması veya değiştirilmesinin istenilmesi gerekirken, davacı tarafından davalı idareye dava açma süresi geçtikten sonra 8.12.2006 tarihinde başvurulduğu ve 20.2.2006 günlü işlemin süresi içerisinde de dava konusu edilmediği görüldüğünden î 25.1.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, 20.2.2006 tarihli dava konusu işlemin tarafına 24.11.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, bu nedenle dava açma süresinin geçmediğini ileri sürerekkararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Zübeyde Çelebi'nîn Düşüncesi : 2577 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin; idari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda; tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; tarihi izleyen günden başlayacağı hüküm altına alınmış, aynı Kanunun 11 inci maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği,bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı,isteğin reddedilmesi

veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı belirtilmiştir. Vergi Mahkemesince dava konusu işlemin tebliğ tarihi 20.2.2006 olarak kabul

edilerek 25.1.2007 tarihinde açılan davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de; hakkında mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlemin davacıya 24.11.2006 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından işlemin kaldırılması istemiyle 8.12.2006 tarihinde, İdareye 2577 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca başvuruda bulunulduğu ve 25.1.2007 tarihinde mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı görülmüştür. Davanın süresinde açıldığının kabulü için; davacının 2577 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca dava açma süresi içerisinde yaptığı başvurunun reddi yönünde İdarece bir ceva'p verilmesi veya altmış gün içerisnde cevap verilmemesi üzerine başvuruyla birlikte durup tekrar işlemeye başlayan kalan süre içerisinde dava açılmış olması gerekmektedir. İncelenen olayda, davacının 24.11.2006 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı dava açma süresi içerisinde 8.12.2006 tarihinde İdareye başvuruda bulunduğu, ancak İdarece herhangi bir cevap verilmeden ve altmış günlük zımni ret süresi geçmeden 25.1.2007 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda kesin ve kanuni olan dava açma süresi içerisinde dava açmayan ve usulüne uygun olarak idari başvuru yollarına gitmeyen davacının açtığı davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararının sonucu itibarıyla yerinde olduğu, kararın bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Davalı İdarece 25.11.2005 günlü denetim tutanağına istinaden davacı adına mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin 20.2.2006 günlü ve 5741 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı süreaşımı nedeniyle reddeden Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7'inci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, belirtilmiş, "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11 inci maddesinde ise, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış, gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı, hükme bağlanmıştır.

Vergi Mahkemesince, davacıya hakkında mükellefiyet tesis edildiğini ve bazı belgelerin istenildiğini bildiren 20.2.2006 günlü 5741 sayılı yazının tebliği üzerine davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra 8.12.2006 gününde davalı İdareye başvurulduğu ve 20.2.2006 günlü işlemin süresi içerisinde dava konusu edilmediği, 25.1.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 20.2.2006 günlü işlemin davacıya tebliğ tarihinin, 20.2.2006 tarihi olmayıp 24.11.2006 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, davacının 24.11.2006 tarihinde tebliğ edilen bu işlemin kaldırılarak hakkında tesis edilen mükellefiyetin terkini istemiyle 8.12.2006 tarihli ve 102282 sayılı dilekçe ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun yukarıda belirtilen 11 nci maddesi uyarınca dava açma süresi içerisinde davalı İdareye başvuruda bulunduğu ve İdareye yasal olarak tanınan cevap süresinin bitimini beklemeden, Kanunda öngörülen süreden önce 25.1.2007 tarihinde dava açtığı anlaşılmış olup, temyiz dilekçesinin verildiği 21.5.2007 tarihi itibarıyla dahi davacının başvurusuna İdarece bir cevap verilmemiş olması karşısında, Anayasal bir hak olan dava açma hakkının süreaşımı nedeniyle kullanılamayacağının kabulüne hukuken olanak bulunmadığından aksi yönde verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 4.Vergi Mahkemesinin 26.1.2007 günlü ve E:2007/231, K:2007/160 sayılı kararının bozulmasına, 13.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.