Aslında işin ispat yönü bir tarafa anlattığınız olayda sözleşmenin süresinin aslında 5 yıllık olup olmadığı da tartışmalı.

Yani ispatla ilgili bir sorununuz olmasa bile ve sizin dediğiniz gibi kendileri bu konuşmayı ikrar ediyor olsa bile bu konuşmanın sözleşmenin süresini 5 yıl olarak belirleyen bir konuşma mı, yoksa sadece bir "iyiniyet temenisi" mi olduğu bence çok açık değil ve bana sorarsanız sadece bir temenni olarak değerlendirilmesi de kuvvetle muhtemel zira kesin bir süre bile söz konusu değil (4 yıl mı? 5 yıl mı? vs.). Bir sözleşmenin süresi esaslı şartlardan olduğundan açık olarak saptanması gerekir "birkaç yıl" gibi muallak bir ifade kullanmak mümkün değildir.

Ve eğer bu ifade sözleşmenin süresini belirleyen bir ifade değil de, sadece bir temenni olarak nitelendirilirse bunu tahliye davasında güçlü bir dayanak yapmanızı olası görmüyorum.

Ayrıca olaya bir de evsahibi açısından bakınız: 4-5 yıl uzun bir süre ve başlangıçta gerçekten bu sürede evde oturmanız temennisinde bulunmuş olabilirler ancak bu süre de çok şey değişmiş olabilir. Nitekim Adana'dan İstanbul'a taşınma niyetlerinin olması da bunu gösteriyor. Tayinleri buraya çıkmış olabilir, çocukları burada üniversite kazanmış olabilir vs. Bu durumda İstanbul'da kendi evleri mevcutken başka ev kiralamalarını beklemek de pek adil olmuyor bana sorarsanız.. Kaldı ki taşınacağınız gün de (Ocak 2004) aşağı yukarı size söz verilen süre kadar oturmuş olacaksınız (3 yıl).