Mesajı Okuyun
Old 30-05-2012, 16:05   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TuTasTe
Öncelikle çokteşekkür ederim.

Özel banka, kamu bankası ayrımına girdiğim için bu soruyu sormadım.Tedirgin olduğum nokta şu, banka sandıklarının SGK'ya devri 12.04.2013 yılında yapılacak. Bu nedenle, ilgili yazının sandıktan alınması mı gerekirdi? Gerçi banka sandığı böyle bir yazı zaten vermez ama yinede talep edilecek merci önem kazanıyor.

Bu yönde Yargıtay kararına da rastlamadım.

Önceki bir çalışmamdan. İnceleyiniz.



T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/9-615

K. 2007/627

T. 26.9.2007

• KIDEM TAZMİNATI ( İş Aktinin Feshinden Makul Bir Süre Sonra Yaşlılık Aylığı Tahsisi İçin SSK'ya Başvurduğu - Kabulü Gereği )

• YAŞLILIK AYLIĞI ( İş Akdini Feshettiği Tarih İtibariyle Sigortalılık Süresi ve Prim Gün Sayısı Yönünden Yaşlılık Aylığı İçin Aranan Koşulları Sağlamış Bulunması Karşısında Kıdem Tazminatı Talebinin Kabulü Gerektiği )

• İŞ AKTİNİN FESHİ ( Davacı Feshettiği Tarih İtibariyle Sigortalılık Süresi ve Prim Gün Sayısı Yönünden Yaşlılık Aylığı İçin Aranan Koşulları Sağlamış Bulunması Karşısında Kıdem Tazminatı Talebinin Kabulü Gerektiği )

1475/m.14 - 506/m.60,Geç.81

ÖZET : Davacının, iş akdinin feshinden makul bir süre sonra yaşlılık aylığı tahsisi için SSK'ya başvurduğunun anlaşılmış olması, iş akdini feshettiği tarih itibariyle sigortalılık süresi ve prim gün sayısı yönünden yaşlılık aylığı için aranan koşulları sağlamış bulunması karşısında, kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 7. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.07.2006 gün ve 2005/217 Esas, 2006/551 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.11.2006 gün ve 2006/26468-30084 sayılı ilamı ile;

( ... 1- Davacı emeklilik nedeniyle işyerinden ayrıldığını yazılı olarak işverene bildirmiş ve 1.9.2004 tarihinde işyerinden ayrılmış, makul bir süre içinde de Sosyal Sigortalar Kurumuna yaşlılık aylığı bağlanması için talepte bulunarak yaşlılık aylığı bağlanmıştır.

Davalının bilahare 27.10.2004 tarihinde hizmet aktini haklı nedenle feshettiğini bildirmesi ise sonuca etkili değildir. Zira daha önce davacı tarafından emeklilik sebebiyle sona erdirilen hizmet aktinin daha sonra işverence feshedildiğinin kabulü mümkün değildir.

2- Öte yandan işverenin feshe neden olarak gösterdiği fiiller davacının emeklilik sebebiyle ayrılma isteğini içeren dilekçenin işverene verilmesinden sonra gerçekleşen fiillerdir.

Açıklanan bu nedenlerle davacının kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kıdem tazminatı istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece; davacının, emeklilik nedeniyle iş akdini feshetmediği gibi SSK'ya tahsis istemiyle başvurduğunu belgelendiren yazıyı da işverene vermediği, emeklilik başvurusunun daha sonraki bir tarihte gerçekleştiği, bu nedenle de kıdem tazminatı koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş, Yüksek Dairece, yukarıda yazılı gerekçeler ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Davacı, işverene verdiği 12.07.2004 günlü dilekçesinde "emekliliği hak ettiğini" belirterek, iş akdini 01.09.2004 tarihinden geçerli olmak üzere feshettiğini açıklamaktadır. Kısa bir dönem farklı bir işyerinde çalışmasının ardından, 01.02.2005 günlü tahsis talebi üzerine SSK. tarafından kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, iş akdinin feshine dair dilekçe ekinde bulunan 08.07.2004 günlü SSK. yazısı ile yaşlılık aylığı için 506 sayılı Kanunun 60 ve Geçici 81. maddelerinde aranan koşulları sağladığı da anlaşılmaktadır.

1475 sayılı İş Kanununun yürürlükte bulunan ( 14/1-4, 5 ) maddesinde; ( Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin ) Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının ( A ) bendinin ( a ) ve ( b ) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmıştır.

Davacının, iş akdinin feshi beyanını içerir dilekçesine ek olarak yaşlılık aylığı koşullarını gerçekleştirdiğine ilişkin belgeyi işverene verdiği, kısa bir çalışma devresinin ardından, makul bir süre içerisinde ilgili sosyal güvenlik kurumuna başvurarak yaşlılık aylığı tahsisine hak kazandığının anlaşılmış olması karşısında, iş akdinin "emeklilik" amacıyla feshedildiğinin kabulü gerekir.

İş akdinin feshinden sonra farklı bir işyerinde kısa bir süre çalışılmış olması, iş akdinin fesih amacını ortadan kaldırmayacaktır.

Kaldı ki, yaşlılık aylığı koşulları yönünden düzenleme içeren, 4447 sayılı Kanun ile ek, 4759 sayılı Kanunla değişik 506 sayılı Kanunun Geçici 81. maddesi, sigortalılık süresi, prim gün sayısı yanında yaşlılık aylığına hak kazanabilme yönünden kademeli olarak değişen yaş koşulunu aramaktadır.

1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasına 4447 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen 5. bent uyarınca, Sosyal Sigortalar Kanununda öngörülen yaş koşulu dışında kalan ve yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlayanlara, kendi istekleriyle işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatlarının ödeneceği belirtilmektedir.

Davacının yaşlılık aylığı için aranan; yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı koşullarını sağladığı Sosyal Güvenlik Kurumu yazısıyla uyuşmazlık konusu değildir.

Anılan bentte, kıdem tazminatına hak kazanabilme yönünde, yaşlılık aylığı için yaş koşulunu yerine getirmeyenler için öngörülen bu düzenlemeden, tüm koşulları sağlamış olan davacının yararlandırılmaması, iş hukukuna egemen "işçi lehine yorum" ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.

Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetildiğinde, davacının, iş akdinin feshinden makul bir süre sonra yaşlılık aylığı tahsisi için SSK'ya başvurduğunun anlaşılmış olması, iş akdini feshettiği tarih itibariyle sigortalılık süresi ve prim gün sayısı yönünden yaşlılık aylığı için aranan koşulları sağlamış bulunması karşısında, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın geri verilmesine, 26.09.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/18459
K. 2009/16908
T. 22.12.2009

KIDEM TAZMİNATI ( Davacı Yanca 1475 S. Yasa'nın 14. Md.sine Eklenen 5.Bent Hükmü Gereğince İşverene İbrazının Yapılabileceği Yolunda Davalı Kurumca İşlem Yapılmasına Dair Hüküm Kurulması Gerektiği )

• KURUM TARAFINDAN KIDEM TAZMİNATI ALABİLECEĞİNE İLİŞKİN YAZI VERİLMESİ GEREKTİĞİNİN TESBİTİ ( İşverene İbrazının Yapılabileceği Yolunda Davalı Kurumca İşlem Yapılmasına Dair Hüküm Kurulması Gerektiği )

• KISMİ YAŞLILIK ( Davacının Talep Tarihinde 506 S. Yasa'nın 81. Md.nin 4759 S. Yasa İle Değişik ( C ) Bendinde Öngörülen Yaş Şartı Dışında Kısmi Yaşlılık Aylığı İçin Yeterli Olan En Az 15 Yıl Sigortalılık Süresi İle 3600 Gün Prim Ödeme Şartına Haiz Olduğu )

506/m.81
1475/m.14/5

ÖZET : Davacı 506 sayılı Yasa'nın geçici 81. maddesinde yazılı koşullara sahip olduğunu belirterek, 1475 sayılı Yasa'nın 14/5 maddesi gereğince kurum tarafından kıdem tazminatı alabileceğine ilişkin yazı verilmesi gerektiğinin tesbitini talep etmiştir. Mahkemenin davacının talep tarihinde 506 sayılı Yasa'nın 81. maddesinin 4759 sayılı Yasa ile değişik ( C ) bendinde öngörülen yaş şartı dışında kısmi yaşlılık aylığı için yeterli olan en az 15 yıl sigortalılık süresi ile 3600 gün prim ödeme şartına haiz olduğunu, belirlenen bu niteliklerin davacı yanca 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesine eklenen 5.bent hükmü gereğince işverene ibrazının yapılabileceği yolunda davalı Kurumca işlem yapılmasına dair hüküm kurulması gerekir.

DAVA : Davacı, 506 sayılı yasanın geçici 81. maddesinde yazılı koşullara sahip olduğunu belirterek, 1475 sayılı Yasa'nın 14/5 maddesi gereğince Kurum tarafından kıdem tazminatı alabileceğine ilişkin yazı verilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Filiz Ekizoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı 14.11.2007 tarihli dilekçesi ile 506 sayılı Yasa'nın geçici 81. maddesinde yazılı koşullara sahip olduğunu belirterek, 1475 sayılı Yasa'nın 14/5 maddesi gereğince kurum tarafından kıdem tazminatı alabileceğine ilişkin yazı verilmesi gerektiğinin tesbitini talep etmiştir.

Mahkemece davacının bu davayı açmakta hukuken korunması gereken bir menfaatinin bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 21.8.1991-14.9.2007 tarihleri arasında toplam 4262 gün 506 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı hizmeti bulunduğu, 14.9.2007 tarihinde işyerinden ayrılarak 27.9.2007 tarihinde kurum kayıtlarına giren dilekçesi ile kendisine "kıdem tazminatı alabilir" yazısı verilmesini talep ettiği, bu talebinin davalı Kurumca "yaş koşulu dışında 25 yıl, 5600 gün şartını yerine getirenlere bu yazının verilebileceği, bu şartı yerine getirmediğinden kıdem tazminatı yazısının verilemeyeceği" gerekçesiyle reddedildiği, 15.5.1973 doğumlu olan davacının işten ayrıldığı 14.9.2007 tarihinde 506 sayılı Yasa'nın geçici 81. maddesinin C/bb maddesinin gereğince yaş dışındaki koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık davacıya açılan sigortalılık süreleri dikkate alınarak SGK Başkanlığınca 1475 sayılı Yasa'nın 14/5. maddesi hükmü uyarınca "kıdem tazminatı alabilir" yazısının verilip verilmeyeceği noktasındadır.

Davanın yasal dayanağı, Kıdem tazminatını düzenleyen ve 4857 sayılı Yasa'nın 120. maddesinde yürürlükten kaldırılmadığı belirtilen 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesinin 5.bendidir. Bu maddeye göre: iş sözleşmesinin, 506 sayılı Yasa'nın 60. maddesinin birinci fıkrasının ( A ) bendinin ( a ) ve ( b ) ait bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı yasanın geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi, haklı fesih sayılmış ve bu durumdaki kişilere kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmiştir. Anılan yasal düzenlemede, 506 sayılı Yasa'nın geçici 81. maddesinin A-B-C bentlerine göre bir ayırıma gidilmediği açık olmakla anılan yasanın ( C ) bendi gereğince sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleriyle iş akdinin feshedilmesi de haklı fesih sayılması gerektiği, anılan yasal düzenlemede, kişinin davalı Kurumdan alacağı yazı ile sigortalılık süresini belirledikten sonra kıdem tazminatı almaya hak kazanacağı yolunda bir kural konulmadığı, davalı Kurumdan sadece isçinin sigortalılık süresi, prim ödeme gün ve aylığa esas yaş şartı ile yaşlılık aylığına hak kazanma yolunda bilgi tespit yazısı düzenleyebileceği, aksinin kabulü halinde ise taraflar arasında ki iş sözleşmesine ilişkin hukuki ilişkide, taraf olmayan Kurumun kararının belirleyici olacağı, bunun ise temelde özel hukuk ilişkisi niteliğinde olan "iş sözleşmesi" içeriğine uygun düşmeyeceği açıktır.

Bu halde ise, mahkemenin davacının talep tarihinde 506 sayılı Yasa'nın 81. maddesinin 4759 sayılı Yasa ile değişik ( C ) bendinde öngörülen yaş şartı dışında kısmi yaşlılık aylığı için yeterli olan en az 15 yıl sigortalılık süresi ile 3600 gün prim ödeme şartına haiz olduğunu, belirlenen bu niteliklerin davacı yanca 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesine eklenen 5.bent hükmü gereğince işverene ibrazının yapılabileceği yolunda davalı Kurumca işlem yapılmasına dair hüküm kurulması gerekirken; yasal düzenlemenin aksine mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YAŞI BEKLEYEREK KIDEM TAZMİNATI ALMA HAKKI

(15 yıl Sigorta Süresi, 3600 Prim Gün Sayısı Yeterli)

1475 Sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14.maddesi, kıdem tazminatını düzenliyor. Bu maddenin bir hükmüne göre çalışan kişi emekli olduğunda kıdem tazminatı alma hakkı var. Emeklilik sebebiyle kıdem tazminatını hak edebilmek için, sigorta süresini, prim gün sayısını ve belli bir yaşı doldurmak gerekiyor. Bu şartları taşıyan bir çalışan, sigorta müdürlüğüne emeklilik başvurusu yaptığında iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatı alabiliyor.

Ancak 1999 yılında 14.maddeye eklenen bir hükümle sigorta süresini ve prim gün sayısını dolduran ama yaşı tutmayanlara da kıdem tazminatı alma hakkı getirildi. Eğer bir çalışan Sosyal Sigorta Kanununa göre emekli olmak için sadece yaşını bekliyorsa, dilerse bu sebeple işten ayrılıp kıdem tazminatını isteyebiliyor. Bunun için önce sigorta müdürlüğünden yaş dışındaki koşulları yani sigorta süresi ve prim gün sayısını doldurduğunu gösteren bir yazı alması gerek. Sigorta müdürlüğü, başvuran kişinin yaş dışında emeklilik koşullarını taşıdığını ve bu sebeple işten ayrılırsa kıdem tazminatı isteyebileceğini hizmet dökümüne yazıyor. Kişi bu yazıyla işverene başvurup iş sözleşmesini feshettiğinde kıdem tazminatı alma hakkına sahip. Yani bu şekilde kıdem tazminatı alma hakkı sadece sigorta süresi ve prim gün sayısına bağlı.

Peki, kimler, hangi süreler sonunda kıdem tazminatı alabilir. Bu konuda Sosyal Sigorta Kanununda yer alan emeklilik hükümleri uygulanıyor. İster kadın olsun ister erkek, bir çalışan 15 yıl sigorta süresini ve 3600 prim gün sayısını doldurmuşsa kendi isteği ile ayrılıp kıdem tazminatı alabilir. Tek yapması gereken sigorta müdürlüğüne başvurup süre ve gün sayısını tespit ettirmek. Bu tespiti yaptırdıktan sonra işverenine başvurup 1475–14/5 uyarınca iş sözleşmemi feshedip kıdem tazminatımı istiyorum dedi mi işveren, bu ödemeyi yapmak zorunda. Oysa yasanın hükümlerinde onlarca farklı sigorta süresi ve prim gün sayısı görülüyor. Kademeli geçiş sebebiyle çok değişik emeklilik ihtimalleri var. Ama bunların tümü yaşa dayalı kademelendirme olduğu için ele aldığımız konuyla ilgisi yok. Ele aldığımız konuda yaş koşulu aranmadığından kademeli geçişler dikkate alınmıyor. Bu nedenle 506 sayılı Kanunu’nun Geçici 81. maddesinin C bendi dışında bu konuda uygulanacak hüküm yok. “C” bendinde ise yaşı dikkate almadığımızda sadece 15 yıl ve 3600 gün var. Bu nedenle gerek sigorta müdürlüklerinin gerekse Yargıtay’ın yaşı bekleyerek kıdem tazminatı hakkının kazanılmasında bu koşullar dışında süre ve gün sayısı araması yasaya aykırı olur.

Süre ve gün sayısı bakımından, askerlik, yurt dışı hizmetleri, grev ve lokavtta geçen süreler gibi borçlanma yapılan tüm süreler de dikkate alınmalı. Ayrıca kamuda çalışan işçilerden yaşı bekleyerek kıdem tazminatı almak isteyenlere ödenecek tazminat miktarı belirlenirken askerlik borçlanması süresinin de Yargıtay kararları uyarınca hesaba katılması gerekiyor.

Yargıtay 4 Nisan 2006 tarihinde yaşı bekleyerek kıdem tazminatı almak için, ayrılma anında bir daha çalışmama iradesinin olması gerektiği şeklinde bir karar verdi. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bir insanın yasadan kaynaklanan bir hakkını kullanmak için anayasadan kaynaklanan çalışma hak ve özgürlüğünden geçici de olsa vazgeçmesi gerektiği ileri sürülemez. Emekli olanların bile hemen ertesi günü destek primi ödeyerek çalışmaya başlamasının kanuna uygun olduğu bir sistemde, yaşın dolmasını beklemek için ayrılanların en azından ayrılma anında çalışmama niyetinde olması gerektiği görüşünün hiçbir hukuki değeri olamaz. Hukuk niyetlerle uğraşmaz. Sonuç olarak yaşı bekleyerek kıdem tazminatı alma hakkını kullanan kişi elbette yeniden çalışabilir. Çünkü bu hak bir daha çalışmamak koşuluna bağlanmış değil. Kişi, taraflar anlaşırsa ayrıldığı işyerinde dahi yeniden çalışmaya başlayabilir. Ancak kişi sigorta süresi ve prim gün sayısına dayanarak ikinci kez bu haktan yararlanamaz. Bu haktan yararlanan kişilerin sonraki çalışmaları bakımından emeklilik sebebiyle işten ayrılıp kıdem tazminatı alma hakları ise saklıdır.