Mesajı Okuyun
Old 03-02-2011, 15:42   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/9494

K. 2005/8893

T. 22.9.2005

• YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI İSTEMİ ( Davalı Kadının Nafakaya Hükmedildiği Tarihteki Durumu İle Bu Durumunun Devam Edip Etmediği Ayrıca SSK veya Bağ-Kur'dan Emekli Maaşı Alıp Almadığı Hususlarının Araştırılması Gerektiği )

• BAĞ-KUR’DAN EMEKLİ MAAŞI ALINMASI ( Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması İstemi - Davalı Kadının Nafakaya Hükmedildiği Tarihteki Durumu İle Bu Durumunun Devam Edip Etmediği Ayrıca SSK veya Bağ-Kur'dan Emekli Maaşı Alıp Almadığı Hususlarının Araştırılması Gerektiği )

• EMEKLİ MAAŞI ALINMASI ( Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması İstemi - Davalı Kadının Nafakaya Hükmedildiği Tarihteki Durumu İle Bu Durumunun Devam Edip Etmediği Ayrıca SSK veya Bağ-Kur'dan Emekli Maaşı Alıp Almadığı Hususlarının Araştırılması Gerektiği )

• NAFAKANIN KALDIRILMASI İSTEMİ ( Davalı Kadının Nafakaya Hükmedildiği Tarihteki Durumu İle Bu Durumunun Devam Edip Etmediği Ayrıca SSK veya Bağ-Kur'dan Emekli Maaşı Alıp Almadığı Hususlarının Araştırılması Gerektiği )

4721/m.176/4

ÖZET : Dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Davalı kadının nafakaya hükmedildiği tarihteki durumu ile bu durumunun devam edip etmediği ayrıca SSK veya Bağ-Kur'dan emekli maaşı alıp almadığı hususları araştırılarak tüm bu hususlar dikkate alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne ve davacının davalı kadına ödediği yoksulluk nafakasının 21.1.2004 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş olup, hükmü davalı taraf temyiz etmektedir.
TMK'nun 176/4.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."
Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmak daha başka ve daha ileride bir anlam taşır.
Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998/656-688 sayılı ilamında "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların, yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. ( HGK. 7.10.1998 gün-1998/2-656 E.-1998/688 K., 26.12.2001 gün-2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün-2002/2-397-339 sayılı kararları ).
Somut olayda, davalı kadının döviz hesabındaki 1063 USD'yi 30.12.2004 tarihinde, Türk Lirası hesabında bulunan 11.006.002.636 lirasını da 30.12.2004 tarihinde çekerek TL.hesaplarını kapadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca iki adet arsasının yoğun imarsız ve ruhsatsız yapılanmanın olduğu Küçükçekmece İlçesi merkezinde bulunduğu ve davalının arsa payına karşılık apartman dairesinin olduğu saptanmıştır. Davalı son oturumda dairelerden birinde oturduğu diğerinin ise yarım inşaat olduğunu söylemiştir.
Mahkemece, davalının biriktirdiği ve bankadan çektiği nakit para miktarı ve taşınmazların değeri dikkate alındığında davalının maddi durumunun davacıdan daha iyi olduğu sonucuna varılarak davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Taraflar İstanbul 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/191 Es.-570 K.sayılı ilamı ile 5.10.2000 tarihinde boşanmışlardır. Kararda kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği kanaatiyle 60.000.000 TL.yoksulluk nafakasına ve 1.250.000.000 Tl.maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı kocanın da boşanma davası sırasında 3 dairesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı kadının nafakaya hükmedildiği tarihteki durumu ile bu durumunun devam edip etmediği ayrıca SSK veya Bağ-Kur'dan emekli maaşı alıp almadığı hususları araştırılarak tüm bu hususlar dikkate alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Daha somut veriler girerseniz daha ayrıntılı cevap alabilirsiniz.