Mesajı Okuyun
Old 24-03-2009, 00:01   #1
Gemici

 
Varsayılan Hukuk Dili Kurulu

‘Çocuğun yüksek menfaatleri’ !
‘Şahsiyete sıkı sıkya bağlı haklar’ !

Yukarıdaki iki kavramı okuyan çoğu kimsenin okuduğu bu iki kavram üzerinde fazla düşüneceğini ve benim bu kavramları neden tırnak içine aldığımı merak edeceklerini zannetmiyorum. Açıklaması gayet açık; çünkü bu iki kavramı okuyan hukukçuların çoğu bu kavramları öğrenim süreleri boyunca tekrarlamış ve yazdığım şekilde öğrenmişlerdir.

Yukarıdaki kavramların sıra dışıklıları ve Türkçeye ve mantığa biraz ters düştükleri üzerlerinde biraz düşününce, ya da dışarıdan bakınca göze çarpıyor bence.

Nedir sahiden ‘çocuğun yüksek menfaatleri’? Yetişkinlerin, kadınların, erkeklerin de mi bu türden yüksek menfaatleri var? Eğer yoksa neden yok? Neden sadece çocukların veya çocuğun yüksek menfaatleri var? Çocuklara fazla değer verdiğimiz için mi?

‘Şahsiyete sıkı sıkya bağlı haklar’ ne menem haklardır sahiden? Şahsiyete sıkı sıkıya bağlı hakların yanında bir de sıkı bağlı ve daha az sıkı bağlı haklar da mı var?
Sorduğum iki soruya mantıki bir cevap bulmak biraz zor, eğer bu iki kavramın Türkçeye, daha doğrusu hukuk Türkçesine nereden girdiklerini bilmiyorsanız?

Ben bu iki kavramın Türkçeye nereden ve nasıl girdiklerini ve neden böyle çarpık durduklarını, bildiğim düşüncesindeyim. Düşündüklerim doğru değilse, bilen doğrusunu yazsın.
Her iki kavram da Türkçeye yabancı dillerden girmiş benim düşünceme göre. Şimdi diyeceksiniz ki Türkçeye yabancı dillerden girmiş daha bir sürü kavram var, onlar neden çarpık durmuyorlar. Cevap gayet açık; Belirli kavramları yabancı bir dilden Türkçeye çevirenler, Türkçeyi ve çeviri yaptıkları yabancı dili biliyorlar. Biliyorlarsa neden bazı kavramlarda tekliyorlar diye sorarsanız, cevabım, eh o kadar da bilmiyorlar herhalde olacak.

Bu kadar uzun bir girişi neden yaptığımı açıklıyabilirim şimdi: Hukuki metinleri hazırlayan veya tercüme eden hukukçular Türkçeyi iyi bilmiyorlar, bilmedikleri için de ifadeleri bazen çarpık kaçıyor.
Hukukçu hukuk dilini bilmek ve doğru kullanmak zorundadır.; Bu cümle olması gerekeni belirtiyor. Olanla olması gereken devamlı olarak uyuşuyor mu peki? Cevap hayır. İnanmıyorsanız THS’deki mesajlara, yasalarımızın diline ve mahkeme kararlarındaki Türkçeye bakın.

Uzadı yine. Kısa keseyim. Bu mesajı yazmamın sebebi Federal Almanya Hukuk Bakanlığına bağlı olarak kurulan ve 01. Nisan 2009 tarihinden itibaren göreve başlıyacak olan ‘Hukuk Dili Kurulunu’ tanıtmaktı. Kuruldaki dilbilimciler yasa tasarısı hazırlamakla görevli bakanlıklardaki elemanları, hazırlıyacakları kanun tasarılarında dil bakımından destekliyecekler. Projenin amacı yasaların herkes tarafından anlaşılır ve kusursuz bir Almanca ile yazılması için çalışmak.

Darısı bizim başımıza. Sıkı sıkya, az sıkı, daha az sıkı, sıkı olmayan, gevşek bağlı türünden tanımlamaları Almanyadakine benzer bir kurumla aşabileceğimize inanıyorum.

Saygılarımla