Mesajı Okuyun
Old 25-04-2014, 09:17   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Eşler fiilen ayrı yaşıyorlar.Lakin bu ayrılık sürecinde kadın boşanmayı düşündüğü eşinden hamile kalıyor.Ve kürtaj oluyor.Kürtajada eşinin zorladığını söylüyor.(münasebete değil, kürtaja zorlamış).Ve kadın şiddetli geçimsizlik sebebine daya olarak boşanma davası açıyor.Cevaben özetle diyeceğizki "ortada şiddetli bir geçimsizlik yok böyle olsa münesebet mümkün olmazdı".
Konu ile ilgili fikri olan,fikri gelen,içtihadı bulunan meslektaşlarımızın yorum ve cevaplarını bekliyorum.Saygılar
Sayın benmcbc;

Açmış olduğum bir boşanma davasında (TMK 161-zina nedenine dayanarak) her şey lehimize devam ederken ve davalı kadının başka kimselerle çektirdiği fotoğrafları da dosyaya sunarak yolumuza devam ettiğimiz süreçte ortak çocuklardan birinin mahkemede ifade verirken "annem eve gelmeye başladı ve akşam olduğunda birlikte babamla yatak odasına giriyorlar" şeklindeki beyanıyla "zina" fiilini ispatlayamadığımız gerekçesiyle dava reddedilmişti.

Müvekkil, davalı eşinin eve gelip gittiğini bana söylememişti ve bu, kendisi açısından büyük bir hataydı.

Benim hatam ise, aldatma olgusunu son derece net delillerle ispatlayabildiğimiz için davanın kabulü noktasında tereddüt göstermeyerek mahkeme aksi kanaatte olur ise TMK 166'da düzenlenen "evlilik birliğinin sarsılması" nedenine tali olarak dayanmamış olmamdı.

Sizin aktardığınız durum da buna benzer mahiyette değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Zira evlilik birliği sarsılmış ve şiddetli geçimsizlik söz konusu olsa eşlerin birlikte olmalarının -bir zorlama durumu müstesna- hayatın olağan akışına uygun olmadığı savunulabilir.

Saygılarımla..