Mesajı Okuyun
Old 16-10-2010, 17:54   #26
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın Av.Armağan Konyalı,
yürekte duyulan saygının dışa vuruşu konusunda ayrı düşünüyoruz gibime geliyor.
Sayın Gemici

Ben duyulan saygının saklanması ya da gösterilmemesi gerektiğini söylemediğim için aramızda bir düşünce ayrılığı olmadığını düşünüyorum.

Kanun emriyle ayağa kaldırılan insanların saygı duyup duymadığı anlaşılamıyor. Bırakın herkes kendi saygısını kendisi göstersin veya göstermesin. Böylelikle gerçek saygı ortaya çıksın.

Ben hüküm fıkrası okunurken değil de, doğruyu söyleyen tanık ifade verirken heyecanlanıyorum. Adalete duyduğum saygı gereği tanık ifade verirken ayağa kalkma gereği duyuyorum. Adalete duyulan saygı hüküm fıkrasına duyulan saygıyla sınırlı olmamalı. Doğruyu söyleyen tanığın ifadesi adalete bir saygı duruşudur. Tanık doğruyu söyleyerek saygısını yeterince ortaya koymuşken bir de ayrıca ayağa kalkmasını istemek nedendir? Adalete ayakta yalan söyleyenler varken doğruyu söyleyen baş köşeye oturtulmalı.

Adalete saygı göstermenin yolunu kanun göstermemelidir. Kanun hükmü, tıpkı sizin isabetle ifade ettiğiniz gibi ''göstermeliktir, zorlamadır, saygısızlıktır''. Bu göstermelik zorlama adaleti küçük düşürüyor diye düşünüyorum.

Adaletin küçük düşmesinin nedeni ise kanun koyucunun ''adaletin kendiliğinden saygın olamayacağı'' endişesidir. Duruşmaların düzenini korumak saygısızlığın önüne geçmekle mümkündür. Kanun koyucu saygısızlığın önlenmesini yeterli görmemiş ayrıca saygı duruşu istemiştir. Halbuki ne hakimlerin ne de adaletin zorlama saygıya ihtiyacı vardır.

Saygı ayakta değil, yürekte duyulur. Yüreğin sesi davuldan yüksektir.

Saygılarımla