Mesajı Okuyun
Old 07-10-2015, 10:50   #2
kezzy

 
Varsayılan

Belirttiğiniz kararların birince "ücret" ten bahsediliyor, diğerinde "yıllık ücretli izin" den.

Taraflar arasındaki sözleşmede aksine bir hüküm yoksa genel olarak işçiler, devlet memurlarından farklı olarak, çalıştıkları ayın ücretini, bu ayın sonunda talep ve davaya hak kazanırlar. Aylık ücretler için zamanaşımı, her bir ayın ücretinin muaccel olduğu tarihten itibaren ayrı ayrı işlemeye başlar ve beş yıl sonra zamanaşımına uğrar.

Fazla çalışma, hafta ve genel tatilde çalışma ücretleri ile ikramiye ve sosyal yardımlara ilişkin ücretler doğdukları anda muaccel olur ve bu tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar.

Tüm bu işçi alacakları için dava açıldığında, davalının zamanaşımı savunması ile karşılaşılırsa, beş yıllık zamanaşımı süresi, davanın açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanacaktır. Bu halde davanın açıldığı tarihten beş yıl önce muaccel hale gelen alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilecektir (İş Kanunu m.32/f.8).

İşçilerin yıllık izin ücretleri ise, yıllık iznin hak edildiği anda değil, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona erdiği anda muaccel olur. Diğer bir ifadeyle iş sözleşmesi devam ederken yıllık izinlerin ücreti talep edilemez.

Dolayısıyla belirttiğiniz kararlarda ki iki görüşte doğrudur