Mesajı Okuyun
Old 14-09-2009, 19:49   #5
üye16817

 
Varsayılan

Hemen önüme düşen iki Yargıtay kararını paylaştım. İlkinde görüleceği gibi parmak izi, ciddi bir bulgudur, bu yüzden oldukça önemli bir delildir. Ancak ikinci karardan da anlaşılacağı üzere, inandırıcı bir açıklaması olursa hakim tek başına bu delile dayanamaz.

Bu yüzden davanızın ayrıntıları oldukça önemli. Parmak izleri elde edilmiş ve inandırıcı bir açıklaması görülememişse hakim muhtemelen suçu sabit görecektir.


T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2005/13667
K. 2006/1455
T. 20.2.2006
• İDDİANAMENİN İADESİ ( Sübuta Etki Edeceği Kesin Sayılan Bir Kanıt Toplanmadan Düzenlenmesi ve Bütün Kanıtların Mahkemeye Verilmediğinin Saptanması - Suç Yeri İnceleme Parmak İzi Tesbit ve Karşılaştırma Belgelerinin Bulunmaması )
• HIRSIZLIK ( Yakınanın Parmak İzi İncelemesi İstemi İle İlgili Herhangi Bir İşlem Yapılıp Yapılmadığı/İddianamede Suç Yeri İnceleme Parmak İzi Tesbit ve Karşılaştırma Belgelerinin Bulunmaması - İddianamenin İadesi )
• PARMAK İZİ İNCELEMESİ ( Yakınanın İstemi İle İlgili Herhangi Bir İşlem Yapılıp Yapılmadığı/İddianamede Suç Yeri İnceleme Parmak İzi Tesbit ve Karşılaştırma Belgelerinin Bulunmaması - İddianamenin İadesini Gerektirdiği )
5271/m. 170, 174
ÖZET : Kamu davasının bir duruşmada sonuçlanmasını gerçekleştirecek oluşumun sağlanması amacıyla düzenlenen 5271 sayılı Yasanın 174. maddesinin 1. fıkrasının ( b )bendinde, iddianamenin dava açılması için gösterilen kanıtların yeterli şüpheyi oluşturmasına karşın, sübuta etki edeceği kesin sayılan bir kanıt toplanmadan düzenlendiği ve bütün kanıtların Mahkemeye verilmediğinin saptanması durumunda bu eksikliğin tamamlanması bakımından Mahkemece geri çevrilebilmesi hükme bağlanmıştır.

Dava konusu olayda şüphelinin açıklamalarının aksine, tanıkların taşırken gördüklerini ileri sürdükleri eşyanın şüpheliye ait evde bulunmadığının anlaşılması karşısında; yakınanın kolluğa başvurusu sırasında olay yerinde parmak izi incelemesi istemi ile ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılarak, varsa sübuta etkili olacağı kuşkusuz bulunan suç yeri inceleme, parmak izi tesbit ve karşılaştırma belgelerinin getirtilip iddianameye eklenmesi zorunludur.

DAVA : Hırsızlık suçundan şüpheli Yalçın Tanaç hakkında soruşturma evresi sonucunda Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12/07/2005 gün ve 2005/8938 hazırlık, 2005/4071 esas, 2005/2234 sayılı iddianamenin 5231 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesine uygun bulunmadığından bahisle, aynı Kanun'un 174. maddesi gereğince iadesine dair, Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2005 gün ve 2005/16 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, KOCAELİ 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 21/07/2005 gün ve 2005/559 müteferrik kararına karşı Adalet Bakanlığının 28/09/2005 gün ve 040593 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 13/10/2005 gün ve Y.E.2005/176090 sayılı yazısı ile infaz dosyası 25/10/2005 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:

KARAR : Anılan yazıda;

"... Tüm dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 174. maddesi gereğince iddianamenin iade edilebilmesi için anılan maddedeki veya aynı Kanun'un 170. maddesindeki unsurları taşımaması gerektiği, 5271 sayılı Kanun'un 170/2. maddesi gereğince suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluştuğunda Cumhuriyet savcısının kamu davası açtığı, iddianamedeki delillerin yeterli şüphe oluşturduğu, iddianamede dayanılmayan delillerin yokluğu belirtilerek delil tartışması yapmak suretiyle iade kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması..." Dairemizden istenilmiş ise de;

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre;

C.Savcısı, soruşturma evresinde toplanan kanıtların suçun işlendiği hususunda ve kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte makul ve yeterli şüphe oluşturduğunu görürse 5271 sayılı CMK.nun 170.maddesindeki yönteme uygun biçimde iddianame düzenleyerek, kamu davasını açmakla görevlidir.

Davanın tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve hatta olanaklı ise bir günde sonuçlandırılabilmesi için, iddianamenin hukuken geçerli, yeterli ve elverişli kanıtların toplanmasından sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak Mahkemeye verilmesi gerekir.

Kamu davasının bir duruşmada sonuçlanmasını gerçekleştirecek oluşumun sağlanması amacıyla düzenlenen 5271 sayılı Yasanın 174. maddesinin 1. fıkrasının ( b )bendinde, iddianamenin dava açılması için gösterilen kanıtların yeterli şüpheyi oluşturmasına karşın, sübuta etki edeceği kesin sayılan bir kanıt toplanmadan düzenlendiği ve bütün kanıtların Mahkemeye verilmediğinin saptanması durumunda bu eksikliğin tamamlanması bakımından Mahkemece geri çevrilebilmesi hükme bağlanmıştır.

Dava konusu olayda şüphelinin açıklamalarının aksine, tanıkların taşırken gördüklerini ileri sürdükleri eşyanın şüpheliye ait evde bulunmadığının anlaşılması karşısında; yakınanın kolluğa başvurusu sırasında olay yerinde parmak izi incelemesi istemi ile ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılarak, varsa sübuta etkili olacağı kuşkusuz bulunan suç yeri inceleme, parmak izi tesbit ve karşılaştırma belgelerinin getirtilip iddianameye eklenmesi zorunlu olup,

SONUÇ : Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.7.2005 gün ve 2005/559 müteferrik sayılı kararı bu nedenle yerinde görüldüğünden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 20/02/2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


-------------------------------------------------------------------------------------------


T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi
Esas: 2004/9980
Karar: 2005/19627
Karar Tarihi: 26.12.2005

ÖZET:Sanığın ziyaretinden kalmış olması muhtemel parmak izinin vitrin camında bulunması dışında savunmasının aksini kanıtlar ve cezalandırılmasına yeter nitelikte kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı nazara alınarak, sanığın beraatına karar verilmesi gerekir.
(765 S. K. m. 491)
Dava: H
ırsızlık suçundan sanık K. hakkında Pendik 3. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 17.09.2003 tarihinde, 2002/67 esas, 2003/398 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanık tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 18.05.2004 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Karar: Olay tarihinde sanığın müştekilere ait C. ….. isimli işyerine gece vakti vitrin camını kırarak girip muhtelif cins ve miktarda ticari eşya çaldığı iddia edilmiş ise de; müştekilerle eskiye dayalı ticari ilişkisi olması nedeniyle işyerine daha önce de geldiği anlaşılan sanığın, bu ziyaretinden kalmış olması muhtemel parmak izinin vitrin camında bulunması dışında savunmasının aksini kanıtlar ve cezalandırılmasına yeter nitelikte kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı nazara alınarak, sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Sonuç: Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA, 26.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.