Mesajı Okuyun
Old 14-03-2007, 17:24   #38
Hekimbaşı

 
Varsayılan Toplum için işleri kolaylaştırmak tüm meslek sahiplerinin görevidir

Sn.Katılımcılar,

Ortada sorun olmadığı zamanlarla sorun olan zamanları ve bürokrasiyi birbirinden ayırmak gerekiyor. Ülkemizde bürokrasinin kendisi başlı başına bir sorun. Bu kadar içinde yaşamışlığıma rağmen, beni bile çileden çıkartabiliyor. Çok basit bazı şeyler söyleyeceğim.

Ülkemizde kimin neyin nesi olduğu artık belli; MERNİS projesi bitti. Bir birey oldüğünde onun mirasçıları da belli. Neden veraset ilamı almak için mahkemeye başvururuz da, ölüm belgesi düzenlenirken beraberinde bu bize verilmez? Eğer Sn.tiyerianri' nin dediği gibi bir durum söz konusuysa mahkemeye gidelim; değilse niye gidelim? Değer biçmek gerekiyorsa, bunu ilamdan sonra yapıyoruz zaten, vergi dairesine giderken.

Dilekçe 2 nüsha olsun, vukuatlı nüfus dökümü alın, onu öyle, bunu böyle yapın ... gibi şeyler neden her vatandaşın erişebileceği bir yere ve anlayabileceği biçimde yazılmaz? Bunları aldıktan ve dosyayı hazırladıktan sonra neden mahkeme meşgul edilir?

Başka konuları bilemem. Ama verasetle ilgili şeyler için konuşuyorum. Hepimiz ölüyoruz, hepimizin mirası konu oluyor. Bunun mahkemelik olanı olabilir; ama olması gerekmeyenler % 99.9 dur. O halde, % 0.1 için neden hepimizin zamanı, parası, işgücü harcanır; anlamam mümkün değil.

Aynı biçimde, iki taraf da boşanacağım diyorsa, neden ille de mahkeme gerekir? Mahkeme denen şey sizin hayatınızın bir parçası, kutsalınız ve bilgileriniz nedeniyle en önde değerlendirmeniz doğal. Ama normal vatandaş için mahkeme bir baş belası, ayak bağıdır; hele ortada anlaşılamayan bir konunun olmadığı durumlarda hiç çekilmez. Aylarca uğraşacaksınız, sürüneceksiniz. Ne için? Zaten bildiğiniz, kabul ettiğiniz ve başka türlüsü olamayacak birşey için.

Bu yetmeyecek; bir de bürokrasiyle uğraşacaksınız. Bu işler sırasında ayrıca kendini uyanık sanan memurların eziyetlerine katlanacaksınız. Adı lazım değil, bir mahkemede, kendi dosyamı bulabilmek için, bütün dosyaları tarih ve numara sırasına sokmak durumunda bile kaldım. Olacak şey değil. Ne o; zaten 4 kişiye 1/4 paylaşılacağını bildiğim birşeye ilişkin yazı alacağım.

Yapmayın Allah aşkına; ben avukatlık işlerden söz etmiyorum. Rutinden söz ediyorum. Bunları ayırmak, ayıklamak ve basitleştirmek de hukukçuların işi. Hem bu işi yapmayıp, hem de yapanlara karşı çıkmak hiç yakışmıyor. Bizlerin yaptığı işlerle benzetenler oldu. Hemen söyleyeyim; sekiz hemşire soru sorar, aşı yapar, bir tane hekim nezaret eder, gerekirse müdahale eder. Veraset, anlaşmalı boşanma gibi işler de benzer işler. Bunların gereğini yapmaz, vatandaşın eziyetine engel olmazsanız, arzuhalciler de olur, başka şeyler de. Elbette, benim gibi bunu beğenenler de çıkar.

Bu sizin mesleğinize ilişkin bir kanı değil, sizlerin veya meslek örgütünüzün yargının topluma yansıma biçimini yeterince önemsemediği ve sorunların çözümünü üstlenmediğine ilişkin bir eleştiridir. Benzer eleştiriyi kendi meslekdaşlarım ve meslek örgütüm için de yaptığımdan; ne derseniz deyin, hiç gocunmam. Olay ortadadır. Olmasına izin verdiğiniz bir boşluk, başkaları tarafından doldurulmaktadır.

Ele aldığım konu benim istemeden de olsa bulaştığım ve herkesin ister istemez bulaşacağı bir konu. Ama kim bilir buna benzer daha kaç tür mahkemede halledilmek zorunda kalınan olay vardır. Allah beni korusun. Bunları ayıklamak ve daha az bürokrasiyle, daha çabuk ve etkin biçimde halletmek o kadar da mı zor? Neden kimse yapmaz? Bunları kendi göreviniz olarak görmüyorsanız, hata ettiğinizi söylemekle yetineceğim. Bu mesleği yapıyorsanız, toplumdaki bireyler açısından işleri kolaylaştırmayı da mesleğinizin parçası olarak görmek zorundasınız. Görmezseniz, kolaylaştıranlara söz söyleme hakkınız da ortadan kalkar.

Umarım gerekçelerimi ortaya koyabilmişimdir.

Saygılarımla,