Mesajı Okuyun
Old 27-12-2010, 12:25   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ismaildeger
Sanırım, tazminat miktarını tartıştığımız bu sohbette maddi ve manevi tazminatı ayrı ayrı değerlendirmeliyiz. Örneğin ABD deki örnekteki tazminat miktarı ölümden kaynaklanan ve mirasçılara ödenen maddi ve manevi tazminattır.

Türkiye'de de maddi tazminat belirlenirken zenginleşme gibi bir kritere bakılmamaktadır. Örneğin, bir davada sadece bir ayağı sakatlanan vatandaşa, 50.000 TL üzerinde maddi manevi tazminat ödendiğine bizzat şahit oldum. Ölüm hallerinde ise ödenen maddi tazminatın yüz milyarlarca (mağdurun yaşı, kusur oranı, mirasçılarının niteliği-niceliği vs.e göre) tuttuğu bilinmektedir.

Maddi tazminat bellidir. Maddi zararın hesabı ölçümlenebilir. Dayanakları somuttur. Maddi zararın mutlak tazmin edilmesi gereği prensip olarak kabul edilmiştir.

Manevi tazminat ise somut verilere dayanılamaz.

Zenginleşmeye sebep olmama yalnızca manevi tazminat miktarı belirlenirken dikkate alınan bir prensiptir. Manevi tazminat, AB üye ülkelerinin bir çoğunda "Hakkaniyet Prensibine" göre uygulanır... Almanya da manevi tazminatta her iki tarafın kazadan önceki ve sonraki şartları dikkate alınarak "hakkaniyet" değerlendirmesi yapılır. Bu sistemle Almanya da, fakir olan mağdur duyduğu acı karşılığı zenginden daha fazla bir tazminat alamadığı gibi tersi de olmaz. Ancak mağdur, sebep olan sorumlunun umursamaz bir davranışından doğan tehlikede zarar görürse ödenecek tazminat miktarı daha fazla olur. Burada söz konusu olan; toplum kurallarını dikkate almayan keyfi davranışlardır. Şehir içinde hız gösterisi yapan sürücüler bunlara örnek gösterilebilir. Dr. Mustafa Kılıçoğlu-Tazminat Hukuku syf.230

Bu konuda Yargıtay ın, görüşü de şu şekildedir; "Hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarar uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 11. HD. 2009/1900-5886

Türkiye mahkemelerinin de, manevi tazminatı belirlerken, Almanya daki gibi, sorumlunun umursamaz davranışı gibi durumları dikkate almalı ve bu durumda manevi tazminat miktarını daha fazla tayin etmelidir. Kanımca Türkiye yargısının manevi tazminatı belirlerken ele aldığı diğer prensipleri yerindedir.

Saygılarımla.

Sayın meslektaşım,

Yargıtay'ın görüşü olarak naklettiğiniz kararda da aynen: "Zarar görenin zenginleşmemesi zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir." denilmekte ve zenginleşmeme/fakirleşmeme ölçüsüne vurgu yapılmakta hatta, bunu bir "gereklilik" olarak ele almaktadır.

Bu itibarla mesajınızda yer alan ve aynen: "Türkiye'de de maddi tazminat belirlenirken zenginleşme gibi bir kritere bakılmamaktadır." şeklindeki görüşünüzle, naklettiğiniz Yargıtay kararındaki görüşün çeliştiğini düşünüyorum.

Yoksa bu konuda farklı bir hususa mı değinmek istediniz, açabilirseniz sevinirim.
Saygılarımla.