Mesajı Okuyun
Old 07-07-2007, 23:19   #27
calikusu_kamuran

 
Acil OlgunlaŞmamiŞ Bİr DÜŞÜnce. Çelişkiler mevcuttur.

1-Kanıtlanmamış düşünce
2-Kanıtlanmış düşünce(Mümkün düşünce/icra edilebilir düşünce-aslında kullanıma hazır maddi varlık gibidir.)
3-Olgu(zaman ve mekan kullanımına girmiş olan)
Şimdi biz hukukta ağırlıkta bu üç olguya yer vermekteyiz. 2 ile 3 arasında sıkı bir ilişki vardır. Neredeyse ikisi aynı derecede değer taşır, insana etkileri neredeyse aynı ölçüdedir. Olgunun beyindeki karşılığı da düşünce olmasına rağmen bu düşüncenin kendisini de olgu olarak ele almaktayız. Diğer yandan kanıtlanmış düşünce de olgunun yerine geçmiş olmasına rağmen düşünce olarak ele almaktayız, yani kanıtlanmış düşünce adeta elimizde var olan hazır bir varlık gibidir ve istediğimiz an olgu alanına sokabiliriz.

Kanıtlanmamış düşünceyi her seferinde olmamış iş olarak görürüz ve ilk kez keşfedilecek bir iş gibi görürüz(herhangi bir yere koymadan, uzay boşluğunda gibi salt yalnız başına olarak görürüz-işte burada amaç cereyan eden maddi alemde bir yere koyabilmekte miyiz onu arıyoruz-maddi alemde bir şey/yer inşaa edebiliyor mu?). Baştan yokluğunu düşünürüz ve eğer kanıtlanmış ise artık bir akıl varlığı olarak her insanın beynine bir varlık/kazanım olarak girer. Yani her kanıtlama beyin için yeni bir kazanımdır. ilk görünüşü için bir olgu/kanıtlama sonraki benzerleri içinse bir kriter olarak yer alır artık(sonraki benzerlerinin bu kazanıma/kritere eşitlenmesi işi başlar). Yani artık kullanıma hazır bir olanak olarak hep vardır. Düşünce onu maddi gerçeğin içinde olarak düşünebilmektedir artık. Onu salt kendi başına değil de maddi gerçeğe bağlı olarak determine edebilmektedir. Kanıtlanmamışlık içinde iken bir düşünce bir mutlaklık/bağımsızlık/kendi başınalık/saltlık/soyutluk/yalınlık sıfatına hakimiyeti vardır. Kanıtlamak onu bir icraat/cereyan içinde kullanabilmektir. Cereyan aleminin bir kazanımı olarak gösterebilmektir.

Bu anlamlarda hukuk; kanıtlanmış ve kullanıma hazır varlıklardır. Ve fakat onlar kriter olarak mevcutturlar ve şekli olarak vardırlar ve olguların eşitlenebileceği şekil/model/kriter olarak varlık gösterirler. İstenildiği anda cereyan/icraat/olgu içine alınabilir varlıklardır onlar ve cereyanca kazanımları bile önceden kanıtlıdır, çünkü beyinde önceden varlık sahibidirler ve meşruiyetleri yalnızca var olduklarından gelir/Bir mevzuat bir kazanım olarak beyne konulmuş varlıklardır.. Ha cebimdeki kalemle fiilen yazmaya başladım, ha böyle bir eylemle düşünceden ibaret olan kalem şeklini fiiliyata aldım. Her ikisi de eşit kural ve şartlar ile işlediğinden İKİSİNİ DE ÖNCEDEN BAŞARDIM ve bu yüzden beyin emindir.

Hukuk, olguları eşitlemek için kriter hizmeti gören bir varlıktır. Bu anlamda bizim esas tanıdığımız/bildiğimiz kendimizde önceden var olan şey olarak var olan hukuktur ve biz olguyu değil hukuku tanıyoruz ve dış alemin gerçekliğini değil önceden kendimizde olanla dış alemi tanımlıyoruz, yani esasta yine dış aleme değil kendimizde olana temas ediyoruz. Önceden hazır kurulu kalıplarımıza, dış alemdeki olguları eşitleyip yargılarda bulunuyoruz.

Sadece gelişigüzel düşünmek adına yazdım, ilerdeki yazılarım için bir kaynak olması adına. Umarım kabul görür. Çünkü insan bazen unutkan olabiliyor.

Sevgilerimle.