Mesajı Okuyun
Old 06-01-2007, 20:30   #38
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Korku dağları ve niyet okuyuculuk

yazımız sürgiti (devamı)

Alıntı:
7- ...savunma hakkının kötü niyetle kullanılabilme ihtimali...
Halk arasında bir çok deyim vardır:"Takke düştü, kel göründü" ya da "Foyası meydana çıkmak" gibi.
Foyası meydana çıkmak: Kuyumculuk sanatında değerli taşlarla süslü nesnelerin iyi parlaması için altlarına konulan ışık yansıtıcı, parlaklık veren tabaka var olup süsdeki parlak görünen taş düşünce, bulunduğu yerden çıkınca önceki parlaklığının kalmaması, bunun nedeninin de altındaki foya tabakasından uzaklaşması, foya tabakasının görünmeye başlamasını anlatmaktadır.

Sayın görevlinin yukarıda süsleyerek gerek kendi bakanlığını övme yazıları, gerekse savunma mesleğine sahip çıkma yazıları işte bu noktada kendini ele veriyor. Burada bu cümle yazarın kendi bireysel düşüncesi olmakla kalmayıp, örgüte yayınlandığına göre kurumsal bir düşünüş biçimini, bir görüşü aktarıyor. Diğer parlak sözlerden sonra bu cümleyi nasıl değerlendirmek zorlandım.

Öncelikle, AVUKATIN NİYETİNİ KİM OKUYACAKTIR, BU YETENEK DÜNYA ÜZERİNDE VAR MIDIR, BU ÖZEL YETENEĞİN KULLANILMASIYLA ULAŞILACAK DEĞER YARGISININ İSE YALNIZCA BİR OLASILIK OLDUĞUNU sayın yazar kendisi YAZMAKTADIR.

Bu yetenekle ben karşılaştım; hem de mahkemede başkanlık makamında ve sözleri tutanağa yanlış yazdırırken, daha doğrusu, ilk iki kelimesi söylenmiş cümlenin sonunu söylenmediği halde ve yanlış yazdırmak isterken.
Bir duruşmada, Mahkeme başkanı sanık avukatına savunma yapacak mısınız diye sorması üzerine, sanık avukatı "Biz savunmamızı..." dedikten sonra, başkan "Tamam, yerinize oturun, bir dakika bekleyin" demesi üzerine yerimize oturup bekledik. Bu sırada Mahkeme başkanı tutanağa, "sanık avukatından soruldu, biz savunma yapmayacağız dedi" biçiminde yazdırtmak istedi.
Bu duruma itiraz ederek söz aldık. İsteğimiz şu oldu: Mahkeme başkanının sanık avukatına savunma yapacak mısınız sorusuna, sanık avukatı söz alarak iki kelime söylemiş iken Mahkeme Başkanlık kürsüsü tarafından beklememiz ve oturmamız söylendiği için, biz kürsüye itaat ettik ve susarak bekledik. Bizim ağzımızdan o sözü tutanağa yazdırtamazsınız, çünkü o söz bize değil size aittir.
Şimdi benim sözlerimin tutanağa şimdi şöyle yazdırılmasını istiyorum:
"Bize sorulan soruya karşılık olarak "Biz savunmamızı" diyerek yalnızca iki kelime söyledik ve Başkanlık kürsüsü bize bekleyin, bir dakika, tamam, oturun demesi üzerine cümlemizi bitirmeden oturarak bekledik. Biz susmuş ve beklerken, mahkeme başkanı kendi niyet okuyuculuk yeteneğine dayanarak bizim cümlemizi tamamlamıştır. Ancak bu yeteneğini yanlış kullanmıştır. "Savunma yapmayacağız" olarak yazdırılan sözü kabul etmiyoruz. Çünkü biz savunmamızı yapacağız." dedik ve başkan yazdırdığı sözlerin silinmesini Tutanak Yazıcı görevliye buyurdu, başkana ait sözler silindi, bizim sözlerimiz ise eksik yazıldı.
Anlaşılan savunma makamında görev yapan avukatların niyetini okumak, üstelik "savunma görevinin kötü niyetle kullanılabilme olasılığı" olarak birilerinin değer yargıları oluşturmak salt bir iki kişinin değil, belirli bir kesimde görevli olanların önyargısı olmuş durumdadır. İşte bu bakanlık yazısı, bu anlayışı çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır.


Alıntı:
8- dosyaların kimin tarafından, ne zaman incelendiğinin tevsiki bakımından, yasalarda da engel bir hüküm olmaması da dikkate alınarak
Yönetim hukuku ilkelerinden biri şudur; "Yönetimde yetkisizlik asıldır" Yasalar tarafından açıkça verilmeyen bir yetki hiçbir makam veya kişi tarafından kullanılamaz. Burada yasal engel olmaması değil, yasaların bu yönde bir yetki tanımaması sözkonusudur. Öyleyse, yasal dayanaksızlık, ANGARYA niteliğinde ödev yaratmaya dayanak yapılamamalıdır; yapılırsa da hukuksal olmayacağı kanısındayız.


Alıntı:
9- ...Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinde yapılan değişikliğin avukatlar lehine sınırsız bir serbesti tanımadığının...
Bu yasa İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi tarafından ilk kuruluş yılları olan 1998-1999-2000 yıllarında tasarı olarak hazırlanmış, TBB ve Bakanlığın birçok engelleme çalışmalarına karşın TBMM'ne gelmiş, burada Tunceli Milletvekili K...r G..ç'in "Avukatlar cumhuriyeti yaratmak istiyorlar" çıkışmasıyla karşılaşmış ve o ünlü özel yasalarındaki hükümler saklı kalmak üzere eklentisi yapıldıktan sonra AKP, CHP ve DYP ile Bağımsız vekillerin katkısıyla yasalaşmıştır.
Evet, yasa metninde bu kısıtlama vardır ve bu yasa değişinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Ancak, ortadaki sorun, yasanın şu anda ne olduğundan daha ötede, olması gereken yasa "de lege feranda" açısından bakış açımızın açık ve net olması dileğimle.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık