Mesajı Okuyun
Old 15-04-2010, 15:49   #2
mantis

 
Varsayılan

Tutukluluk halinin ihbar sürelerini aşması halinde yapılan fesihte (m. 25/IV), işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Ancak zaten fesihin bu nedene dayanmasında ihbar öneli gözetildiğinden ihbar tazminatının gündeme gelmesi söz konusu olmaz. İşveren kıdem tazminatı ödemekten kaçınmak maksadıyla işle ilgili olmayan nedenle tutuklanan işçinin feshini m. 25/II'ye yapmış olması kuvvetle muhtemeldir.

Bu noktadan hareketle yapılan feshin 25/IV olarak kabülü ile kıdem tazminatı ödenmesine karar verilmesinin uygun olacağı görüşündeyim. Ancak öte yandan, tutuklanan işçinin görevi, işvereni temsil yetkisi ve yargılandığı suçun niteliğinin de, koşulları varsa, göz önüne alınması hakkaniyet gereği olacaktır.

Örneğin, bir banka ya da sair finans kuruluşunda şirketin yahut da doğrudan işverenin ticari itibarına etki edebilecek bir mevkide görev yapan işçinin doğrudan işi ile ilgili değil ve fakat işin mahiyeti ile ilgili bir suçtan (ör: parada sahtecilik, sahte çek vs.) yargılandığını farzedelim. Hatta diyelim ki, bu işçi yargılama sonunda beraat etsin. Bu durumda işverenin -yine de- 25/II gereği iş akdini feshedebilmesi gerekir.

Toparlamak gerekirse, somut olayın koşullarına göre, işçinin pozisyonu ve yargılandığı suç da göz önüne alınmak kaydıyla ve özellikli bir durum olmadığı varsayımıyla; yapılan fesih bildiriminde öne sürülen gerekçeye bakılmaksızın işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı görüşündeyim.