Bilindiği gibi yargı, yürütme ve yasamanın bağımsızlığı, günümüz demokrasi anlayışının temelini oluşturmaktadır. Ancak gerek ülkemizde, gerekse geriye kalan tüm ülkelerde -bu gruba demokrasinin mabedi sayılanlar da dahildir- ortaya konan uygulamalar, bunun böyle olmadığını; işlerin gücü elinde tutan otoritenin istediği doğrultuda geliştiğini göstermektedir.
Bu otoritenin kim veya kimler olduğu, ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Görüşüme göre öncelikle -gerçekten kaygımız adaletse- üzerinde durulması gereken asıl mesele budur. Zannımca Avrupa'nın fikir mimarlarının ortaya koyduğu, yukarıda işaret ettiğim kuvvetler ayrılığı fikri, insanlığın dertlerine çare olamamış; dünya dünün meseleleri neyse bugün de onların altında inlemeye devam etmiştir. Fotoğraf hepimizin önündedir; malumu anlatmaya da gerek yoktur. İnanıyorum ki bu soruyu cevaplayabilen kişi, sadece kendi milletinin değil; tüm insanlığın kurtarıcısı olacaktır. Gelecekte peygamberler kadar da saygıyla anılacaktır.
Sözün özü şu ki meselenin özüne kafa yormamız gerekiyor. Çözüm ise belki.
Saygılarımla.