Mesajı Okuyun
Old 06-12-2010, 23:31   #4
Av. Gökhan Tazegül

 
Varsayılan Umarım Aradığınız Karar Budur

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1986/9291
Karar: 1986/2775
Karar Tarihi: 13.03.1986

ÖZET: Takip bonoya dayanmaktadır. Borçlunun borcu ikrar etmesi ya da bu borcuna mahsuben ödemede bulunması, rehin veya kefil vermesi gibi borçludan sadır olan fiillerin, zamanaşımını kesmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, borçlunun lehtar ya da yetkili hamil aleyhine açtığı senet iptali (menfi tespit) davacı ve bu davada aldığı ihtiyati tedbir kararı zamanaşımının cereyan etmesini engelleyemez.

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 8.7.1985 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Karar: Takip bonoya dayanmaktadır. Zamanaşımı itirazının, TTK.'nun bu konuda düzenleme getiren 661,662 nci maddelerine uygun şekilde çözümlenmesi lazımdır. Kanunda zamanaşımını kesen sebepler teker teker sayılmak suretiyle gösterilmiştir. TTK.'nun 662 nci maddesinde yazılı bu sebepler tadadi olup bunlara, başkaca zamanaşımını kesici bir sebep ilave edilemez. Keza, TTK.'daki özel hükümlerin mevcudiyeti karşısında ticari senetlere ait zamanaşımı bakımından BK.'nun 132,133,134 üncü maddeleri hükümleri, daha genel nitelikte olduğundan uygulanamaz. Borçlunun borcu ikrar etmesi ya da bu borcuna mahsuben ödemede bulunması, rehin veya kefil vermesi gibi borçludan sadır olan fiillerin, TTK.'nun 662 nci maddesi hükmü uyarınca zamanaşımını kesmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, borçlunun lehtar ya da yetkili hamil aleyhine açtığı senet iptali (menfi tespit) davacı ve bu davada aldığı ihtiyati tedbir kararı zamanaşımının cereyan etmesini engelleyemez.

Olayda, takip konusu senedin vade tarihi ile takibin açıldığı gün arasında, TTK.'nun 662 nci maddesinde yazılı nitelikte zamanaşımını kesen bir sebep mevcut olmadığı gibi, anılan Kanun'un 661 inci maddesindeki sürenin geçtiği anlaşılmıştır.

O halde, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü suretiyle sonuca ulaşılması gerekirken, ret kararı verilmesi isabetsizdir.

Borçlunun diğer temyiz itirazları yersizdir.

Sonuç: Açıklanan durum karşısında borçlu vekilinin kısmen yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366 ve HUMK.'nun 428 inci maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.3.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.