Mesajı Okuyun
Old 27-12-2007, 14:56   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2006/13-261
Karar: 2006/258
Karar Tarihi: 03.05.2006

ÖZET: Kira sözleşmesindeki madde ile kira sözleşmesi devam etmekte iken ihtiyac halinde kiralayanın on gün önceden feshi ihbarda bulunarak her zaman tahliye isteyebileceğini öngörülmektedir. Maddede kira sözleşmesinin süresi bitmeden on gün önce feshi ihbarda bulunulmadığı takdirde kira sözleşmesinin bir yıl uzayacağı anlamında bir kararlaştırma yoktur. Davalı kiralayan, süresinin bitiminden itibaren hemen 4 ve 12 Mayıs 2004 tarihli yazılarla davacı kiracıdan kiralananın tahliyesini istediğine göre, BK. 267 maddesi hükmüne göre kira sözleşmesinin uzadığının kabulü mümkün değildir.

(818 S. K. m. 267)

Dava: Taraflar arasındaki <kiracılığın tespit>i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.9.2004 gün ve 2004/255-496 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 9.6.2005 gün ve 2005/4128-9754 sayılı ilamı ile,

(... Davacı, davalı idare ile aralarında 25.3.2004 tarihinde, 1.1.2004 ila 30.4.2004 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kira sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin 3/e maddesine göre sözleşme süresi bitmeden 10 gün önce davalı kiralayanı feshi ihbarda bulunmaması halinde sözleşmenin uzayacağını, davalının süresinde feshi ihbarda bulunmadığını ve sözleşmenin yenilenerek bir yıl uzadığını, ancak daha sonra 4.5.2004 tarihli ve 12.5.2004 tarihli yazılarla tahliye taahhüdünün olduğundan söz edilerek kiralanandan tahliyesinin istendiğini, oysa böyle bir taahhüdünün olmadığını, taşınmaza girişinin engellendiğini ileri sürerek müdahalenin meni ile muarazanın giderilmesini ve 500.000.000 TL. tazminatın 4.5.2004 tarihinden faiziyle tahsilini istemiştir.

Davalı, 5072 sayılı yasa gereği 6 ay içinde tahliyenin zorunlu olduğunu, davacının talebi ile mağdur olmaması için 4 ay uzatıldığını, süre sonunda icra kanalı ile tahliye edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Taraflar arasında 25.3.2004 tarihinde düzenlenen kira sözleşmesinin süresi 1.1.2004 tarihinden 30.4.2004 tarihine kadardır. Kira sözleşmesinin 3/e maddesi ile <TRT ihtiyacı halinde kiralanan yerlerin 10 (on) gün önceden haber vermek kaydıyla tahliyesini isteyebilir.> Hükmü getirilmiştir. Bu madde ile kira sözleşmesi devam etmekte iken ihtiyacı halinde kiralayanın on gün önceden feshi ihbarda bulunarak her zaman tahliye isteyebileceğini göstermektedir. Maddede kira sözleşmesinin süresi bitmeden on gün önce feshi ihbarda bulunulmadığı takdirde kira sözleşmesinin bir yıl uzayacağı anlamında bir kararlaştırma yoktur. Davalı kiralayan, süresinin bitiminden itibaren hemen 4 ve 12 Mayıs 2004 tarihli yazılarla davacı kiracıdan kiralananın tahliyesini istediğine göre, BK. 267 maddesi hükmüne göre kira sözleşmesinin uzadığının kabulü mümkün değildir. O nedenle davanın reddi gerekir. Mahkemece sözleşmenin 3/e maddesi hükmü yanlış değerlendirilerek yazılı şeklide hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 03.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************