Mesajı Okuyun
Old 04-04-2012, 23:19   #115
Gemici

 
Varsayılan

Seneca’nın bir sözü üzerine bir hayli kafa yormuşuz:
"Bedenin kölesi olan hiç kimse özgür değildir"
2003 yılında Sayın Av. H. Sancar KARACA tarafından açılan konuya 114 tane mesaj yazılmış. Yorumlar türlü çeşitli. Bu türlü çeşitlilik sadece bu konuya has değil elbette, söylenen her söz ve yazılan her yapıt için geçerli. Yazılan veya söylenen şeyi herkes kendi kafasına göre ve ulaşmak istediği amaca göre yorumlar . Sonunda öyle bir yere varırsınız ki, yorumladığınız sözün tam tersi bir anlam çıkar ortaya; Vardığınız yer sözü söyleyen kişinin anlatmak istediğinin tam aksi istikametindedir. Bir söz söylendikten sonra veya bir eser yazıldıktan sonra kendine has bir gelişim gösterir, söyleyenin veya yazanın isteğinin veya amacının dışında gelişen bir biyografisi vardır bazen.

Dönelim Seneca’ya; Lucius Annaeus Seneca Kordoba’da doğmuştur. Doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Milattan sonra 65 yılında Roma’da ölen Seneca Filosof, dram yazarı, tabiat bilimcisi ve devlet adamıdır. Seneca Roma’yı yakan Neron’un hocasıdır. 16 yaşında tahta geçen Neron ilk yıllarda Seneca’nın etkisi altındadır. Bu etki kendisini, Neronun İmparatorluğunun ilk beş yılının Roma İmparatorluğunun en iyi yıllarından sayılmasında gösteriyor. Büyük filosof ve devlet adamı Seneca’nın bir de felsefesi ile çelişen bir tarafı var; Eserlerinde mala mülke, değer vermeyen Seneca zamanla Roma’nın en zenginlerinden birisi olur ve Neron’un acımasız rejimini pekiştirmesine yardımcı olur. Buna rağmen ölümü felsefesine sadık bir şekilde olur; Seneca Neron’un despotik rejiminin yıkılması ve öldürülmesi için planlanan bir suikastın fikir babası olarak kabul edilmektedir. Suikastın ortaya çıkması ile Seneca ihbar edilir ve Neron’un emri üzerine kendi kendisini öldürür. Bu ölüm Seneca için beklemediği bir şey değildir. Ölüm ve ölüm korkusunu yenmeye dönük üğraşı Seneca’nın filosoaf olarak üzerinde düşündüğü konulardır. Arkadaşı Lucilius’a yazdığı ‘Ahlaki Mektuplar’ın dördüncüsünde şöyle der: ‘ Zincirlerini atar üzerinden; Ve bunu en zor zamanında değil, tam tersine kaderin kendisine tehlikeli göründüğünü sezdiği andan itibaren yapar ve kendi kendisi ile hesaplaşarak yaşamına bir son verip vermeyeceğine karar verir’ ‘Yaşam için herkes diğerlerinin muvafakatına saygı ve değer vermelidir; ölümü ise herkes kendi seçimine göre belirler, ne kadar kendi eğilimimize göre olursa o kadar iyi olur.’

Gelelim beden ve özgürlük konusuna:
"Bedenin kölesi olan hiç kimse özgür değildir" sözü Seneca’nın Lucilius’a yazdığı Ahlaki Mektuplar’ın 14.cüsünde geçer; Ama bizim şimdiye kadar bildiğimizden biraz değişiktir Seneca'nın asıl sözü ve anlatmak istediği.
Mektup şu şekilde başlar:
‘Kabul etmek zorundayım, bedenimize olan sevgi doğustandır ve bizim bedenimize karşı dikkatli ve şefkatli davranmamız gerektiğini inkar etmiyorum. İtiraf ediyorum ona ihtimamla bakmamız gerektiğini, ama ona (bedenimize) hizmet etmemiz gerektiğini inkar ediyorum(kabul etmiyorum anlamında). Çünkü bedeninin kölesi olan, bedenine çok değer veren ve herşeyi ona göre ayarlayan çoklarının kölesi olur. Sadece bedenimiz için yaşıyormuş gibi değil, bedenimiz olmadan yaşıyamazmışız gibi davranmalıyız. Bedenimize fazla önem verirsek, ona bağımlı olursak, korkular bizi sıkıntıya düşürür, kaygılar ve kuruntular bizi rahatsız eder ve rezil oluruz. Bedenini çok seven için onur ucuzdur, değersizdir. Elbette bedenizmiz için gereken ihtimamı göstermeliyiz, ama eğer akıl, onur ve göreve bağlılık gerektiriyorsa onu ateşe teslim edebilmeliyiz.’

Yazdıklarımızı ve yazılanları bir daha okumakta fayda var derim, Seneca ne anlatmak istemiş, biz ne anlamışız görebilmek için.

Saygılarımla