Mesajı Okuyun
Old 15-10-2003, 11:48   #33
ege

 
Varsayılan

Merhaba
düşünceye kafa yordukça pencerelerin çoğalması kaçınılmaz tabi ki ve çok güzel.
Bu konu bana hep keyifli geldi.
Bir başka forumda aşağıdaki alıntıyı ekleyip tartışmaya sunmuştum .
İnsanın sorgulamaları öncelikle hep kendine olmalı ki;
"ne kadar özgürüz?" sorusu da Seneca'dan yola çıkılsa da aslında bir kendimize bir sorgu.
Ben şimdilik aynı alıntımı aşağıya ekleyip ,buna göre de düşüncelerimizi yönlendirip fırsat bulunca da kendi yorumlarımı ekleyeyim.
----------
"..Marjinalleşme "herhangi bir toplumda bir grup yada bireyin önemli iktisadi,dini ya da siyasal güç konumlarına sembollerine ulaşmasının engellendiği süreç"olarak tanımlanabilir.

bell Hooks'a göre "marjinal "olmak bütünün parçası olmakla birlikte esas gövdenin dışında kalmaktır.Bu şekilde dışarıda kalan/bırakılan insanlar gerçeği hem içerden hem de dışardan bakarak algılar.

Marjinallik ilişkisel bir kavram olduğundan,marjinalin tanımı kaçınılmaz olarak bir "merkez" tanımını da gerektirir.Bu merkez ,üstü kapalı bir biçimde de olsa,onlara uymayanları "öteki" olarak tanımlayıp, toplumun genelinden çeşitli şekillerde tecrit edecek standartları belirleme gücünü elinde tutmaktır..."
..
"ya dışardakiler?
Bizzat sözcük ihmal edilmişliği,horgörülmüşlüğü çağrıştırıyor.
Elbette bu yolu,içerde varolan güçlü rekabet koşullarından ya da yüksek kalite standartlarından kurtulmak için seçenler de olacaktır.
Ancak,
dışardakjileri ilgi odağı haline getiren onlar değildir.
Yeteneklerini içerde klamanın getirdiği rehavetle köreltmek yerine,zorlayanlar,bilinmeyeni deneme cesaretini gösterenlerdir.

O nedenle; sık sık-hatta kuaral olarak diyebiliriz- yeni fikirler dışarıdakilerden gelir.Örneğin bilimsel gelişmede öyle olur.Bilim camiası tarafından genellikle kabul gören görüşler aynı zamanda belirli bir tutuculuğa tekabül eder.
İçerdekiler,mevcut hipotezlerin ayrıntıları ile uğraşır,onları inceltmeye çalışır.O arada büyük dönüşümlere direnme eğilimi taşırlar.
Bu durumda yeniliği,dışardan birileri zorlamaya başlar.
..
Fakat; yaşam orada durmaz.Paradigmayı değiştirirken,dışardan olanın kendisi bir süre sonra paradigma kurucusuna dönüşür.
Böylece başkalarına,eskiden genellikle kabul edilene karşı başkaldırmışken,
şimdi kendisine karşı başkaldırılan niteliğine bürünen teorilere "karşı çıkma" fırsatı verirler..."

kaynak:

"dışarıda kalanlar/bırakılanlar" başlığıyla (bağlam yayıncılık-Nabi Avcı-Deniz Derman-Süheyla Kırca-Arus Yumul )