Mesajı Okuyun
Old 01-11-2006, 16:52   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.ssefasekni,

Görev konusundaki görüşünüze katılıyorum, müddeabihe göre SHM değil, AHM görevli olmalıdır.
Ücüncü şahıs menfi tespit davası açabilir, ancak bunun açılması için 89/3'ün tebliğinden itibaren 15 gün içinde hareket etmiş olması gereklidir. Ancak 89/3 ün tebliği başka bir kişiye yapılmış ( isim aynı ama adres de mi aynı tam bilemedim, adreslerin farklı olduğu yorumundan hareket ediyorum.) Bu durumla ilgili olduğunu düşündüğüm yargıtay kararlarını ( özet olarak) aşağıda yolluyorum :


T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/3417

K. 1995/4269

T. 6.4.1995

• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI ( Tebliğ Usulüne Aykırı Yapılmış Olsa Bile Muhatap Tebliğe Muttali Olmuş ise Muteber Olması Muhatabın Beyan Ettiği Tarihin Tebliğ Tarihi Sayılması )

• USULSÜZ TEBLİGATTA MUTTALİ TARİHİNİN TEBLİĞİ TARİHİ SAYILMASI ( Tebliği Usulüne Aykırı Yapılmış Olsa Bile Muhatap Tebliğe Muttali Olmuş ise Tebliğin Muteber Olması )

• TEBLİGATIN MUTEBER SAYILMASI ( Tebliği Usulüne Aykırı Yapılmış Olsa Bile Muhatap Tebliğe Muttali Olmuş ise Muteber Olması Muhatabın Beyan Ettiği Tarihin Tebliğ Tarihi Sayılması )

• USULÜNE AYKIRI TEBLİĞİN HÜKMÜ ( Tebliğ Usulüne Aykırı Yapılmış Olsa Bile Muhatap Tebliğe Muttali Olmuş ise Muteber Olması Muhatabın Beyan Ettiği Tarihin Tebliğ Tarihi Sayılması )

7201/m.32

2942/m.11


ÖZET : Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/10623

K. 2003/10586

T. 10.11.2003

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Davalının Muttali Olduğunu Beyan Ettiği Tarihin Tebliğ Tarihi Olarak Kabulü )

• MUTTALİ OLMA TARİHİNİN TEBLİĞ TARİHİ OLARAK KABULÜ ( Usulsüz Tebligat )

• TEBLİGATIN USULSÜZ OLMASI ( Muttali Olunan Tarihin Tebliğ Tarihi Olarak Kabulü )

6762/m.1301

7201/m.21,32

2709/m.36

1086/m.73

ÖZET :Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davaya ilişkin dava dilekçesi ve duruşma günü, mümeyyiz davalı Yusuf A.'e tebliğe çıkarılmış ise de, muhatabın adresten bulunmadığı şerhi ile Tebligat Kanunu 21. madde hükmüne göre tebliğ şerhi yazılıp iptal edilmiş, yeni adresinde Tebligat Kanununun 21. madde şerhi yazılmadan doğrudan muhtara tebligat yapılmıştır. 7201 sayılı Tebligat kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, tebligat usulsüz olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise, tebligat geçerli olup, dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin olarak aynı yönde bir açıklamada bulunmayan davalının, o tebligattan haberi olmadığının kabulü gerekir.

Bu durumda menfi tespit davasının davacısı 89/3 e ilişkin ıttıla tarihini ne olarak belirtiyor ona bakmak gerektiği görüşündeyim.


Tedbir kararına gelince İİK 72/3 uyarınca dava icre takibinden sonra açıldığı için mahkemenin ancak, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesini durdurabileceği kanısındayım. Yani bu karar takibin durması olmamalı. Takibi durdurma yönünde işlem yapmakta ısrar eden mahkemeye karşı en azından takiple talep edilen alacağın tamamının nakit olarak vezneye depo ettirmesi savunmasının ileri sürülebileceğini düşünüyorum ( ben olsam kabul anlamına gelmemek kaydıyla diyerek böyle bir talepte bulunurdum daha doğrusu)

Saygılar.