Mesajı Okuyun
Old 24-08-2008, 21:20   #6
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Doğanel'in eklediği Yargıtay kararında, yapılan tebligatın tebligat yasasının 35 inci maddesine uygun olup olmadığı tartışılmaktadır. Kredi sözleşmesinin resmi merciler önünde düzenlenmediği ve alacaklı bankanın kamu kurumu niteliğinde sayılmadığı gerekçelerine dayalı olarak, zaten bozma gerekçesi açıklanmış hadisede, ayrıca İİK m.68/B-1 hükmüne değinilmesi ve bu hükmün yürürlük tarihi itibarıyla tatbik kabiliyetinin olmadığının belirtilmesi gerçekten duraksama yaratıyor. Ancak, sonuca varılan görüş doğrultusunda ve karşıt tezlerin tartışılarak bir sonuca varıldığı açık bir karar olmadığı gibi varılan sonuca aşağıdaki gerekçelerle katılmakta mümkün değildir.

Karşı görüşe ilişkin dayanaklar şöyle özetlenebilir:

1) Banka tarafından takipten önce gönderilen hesap özetinin, sözleşmede belirtilen adrese tebliğ edilememesine rağmen, İİK m.68/B-1 uyarınca, adrese ulaşma tarihinin tebliğ tarihi sayılmasının sonuçları, yine İİK da düzenlenmiştir.

a)Böylece, tebliğ tarihinden itibaren geçerli olan "takip öncesi bankaya itiraz" süreci başlayacak, belirlenen süre içinde itiraz etmeyen kredi kullanıcısı, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilecektir.

b)Diğer bir sonucu da, süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzların, bu arada sözleşmelerin İİK 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılmasıdır.

Bu düzenlemeler, İcra ve İflas Kanununda ve “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde itirazın kesin olarak kaldırılması” başlığı altında yeralmakta olup, tebligat hukuku yönünden ayrıca ve özel bir düzenleme yapılmamıştır.

2) Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre tebligat, iki durumda mümkündür.

a) Kanunun gösterdiği usullere göre önceden tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirip değişen adresini bildirmediği halde, tebliğ memurunca yeni adresi de tespit edilemediği takdirde, bundan sonraki tebliğlerin eski adrese yapılması, ( 7201 S.K m.35/1 )

b) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasındaki imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen veya kanunda sayılan kurum, kuruluş, sicillere verilen adreslere tebligat yapılabilmesi, ( 7201 S.K m.35/son )

-İcra takibi öncesinde, banka tarafından gönderilen ihtarname tebliğ edilemeyip, ihtarnamenin adrese ulaştığı tarih, tebliğ tarihi sayıldığına göre tebligat kanunu 35 inci maddesinin birinci fıkrasına göre tebligatın konu dışı olduğu açıktır.

-Sözleşmenin, İİK 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılması, ( İİK m.68/B-3 ) tebligat hukuku yönünden de sözleşmeyi “imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş” sözleşme niteliğinde değerlendirilmesini gerektirir mi ?

Esasen, ortada 7201 sayılı yasanın tarif ettiği gibi bir sözleşmenin olmadığı açıktır. Sadece, itirazın kesin olarak kaldırılmasını sağlayacak belgeler ile eşdeğer sayılma hali sözkonusudur.

Ancak, 7201 Sayılı yasanın 35/son hükmü, sözleşmeler açısından genişletilmeye müsait değildir. Maddedeki sayım sınırlayıcıdır. Belirtilen düzenlemede, eşdeğer sayılan ve itirazın kesin olarak kaldırılmasını sağlayan diğer belgelerden, imzası ikrar edilen adi yazılı sözleşmelere yer verilmemiştir.