Mesajı Okuyun
Old 14-08-2009, 22:36   #4
avahmetevcimen

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:2007/9-178
K:2007/179
T:28.03.2007

İŞ HUKUKU
BELİRLİ SÜRELİ HİZMET SÖZLEŞMESİ
BAKİYE SÖZLEŞME SÜRESİ ÜCRETİ
MAHKEMECE YAPILACAK İNDİRİM

Özet
Belirlisüreli hizmet sözleşmesinin haksız ve nedensiz feshedilmesi dolayısıyla bakiye sözleşme süresi ücreti istenmesi halinde, davalının talebinin olup olmadığına bakılmaksızın BK'nın 325/2 maddesi uyarınca indirim yapılmalıdır.
Bu indirim; hizmet
sözleşmesi feshedilen ve çalışma gücü serbest kalan çinin, öğrenim derecesi, mesleki yeterliliği, sosyal durumu, yetenekleri ve yaşı gözetilerek aynı veya pek yakın koşullarda gücünü ne kadar sürede değerlendireceğinin ve ne oranda kazanç sağlayacağının tespiti sonucunda belirlenen indirimler.

818 s. Yasa m. 90,325/2

Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.04.2005 gün ve 2004/1497-2005/518 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.02.2006 gün ve 2005/22117-2006/3839 sayılı ilamı ile:
(...1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının öğretmen olarak
e girdiği davalı yerinde genel müdürlük kadrosu kaldırılarak sözleşmesi feshedilmtir. Davalının davacının sözleşmesini fesih yoluna gitmeyip öğretmenlik teklifi edebilecekken bu yola gitmediği görülmektedir. Yaptığı in niteliği nedeniyle belirlisürelisözleşmesi yapılması mümkün olan davacıya sahibinin vermekte temerrüde düşmesi sonucu bakiye süre ücretinin tazminat olarak hüküm altına alınması isabetli ise de; BK'nın 325. maddesi uyarınca davacının kazanmaktan kasten feragat ettiği miktar ile çalışmamaktan dolayı tasarruf ettiği kısım için bir miktar indirime gidilmeden mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmtir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava,
akdinin feshi nedeniyle çalışılmayan süre ücretinin tahsili istemine ilkindir.
Hükme esas alınan bilirk
i raporunda, vasıta ve giyim giderlerinden tasarruf yapılabileceği düşüncesiyle mahrum kalınan süre ücretinden bir miktar indirime gidilerek, anılan devrede çalışma ile elde edilecek kazançlarla ilgili tasarrufların mahsubunun da yapılması gerektiği görüşü ifade edilmtir. Yerel mahkemece; akdinin feshi tarihinde öğrenim döneminin başlamış olduğu, bu itibarla da, davacının herhangi bir yerde bulma olasılığının çok düşük seviyede bulunduğu belirtilerek, tazminattan bu yönde bir indirime gidilmeyerek, istemin kabulüne karar verilmtir.
Alacaklının temerrüdü hakkındaki Borçlar Kanunu'nun 90. maddesindeki genel hükümden ayrı olarak
sahibinin temerrüdünü özel bir şekilde düzenleyen aynı kanununun 325. maddesi "İş sahibi i kabulde temerrüt ederse çi taahhüt ettiği i yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti istiyebilir. Şu kadar ki, i yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyi mahsup ettirmeye mecburdur." hükmünü içermektedir.
Maddenin ilk fıkrası, aynı Kanunun 90. maddesinin hizmet
sözleşmesindeki bir uygulama alanını oluşturmaktadır. İş sahibinin gerçekleşecek temerrüdünün sonucu olarak çi bu maddeye dayanarak, gerçekten görmüşçesine ücret istemek hakkına sahip olmaktadır. Bununla birlikte, sözleşmenin yerine getirilmesinden kurtulması, çinin tamamıyla başka bir yapmaması sonucunu vermemektedir. Çalışma gücü serbest kaldığı için çi yeni bir bulmak yoluna gidecek ve o ten sağlayacağı kazancı, mütemerrit verenden alacağı ücretinden indirecektir. Ancak burada çinin sadece mutat zamanı içinde kazanacağı para söz konusudur. Bu arada çinin ini yapmaması yüzünden tasarruf ettiği giderler de ücretinden indirilir. Bu giderlerin içine ulaşım, giyim ve somut çalışma ilkisine göre değik gereç ve malzeme giderleri girmektedir.
Öte yandan,
çinin kazanmaktan kasten kaçındığı para dahi mahsup lemine tabi tutulacaktır. BK'nın 325/2. fıkrasında öngörülen bu kural, aynı maddenin 1. fıkrasında dile getirilen kuralın kötüye kullanılmasını ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak zararı arttırıcı davranışı önlemek ve dolayısıyla "gayri safi zarar miktarını tenzil suretiyle tazmin edilecek zararın doğru ve gerçek miktarını tayine yarayan veya ücreti hakkaniyete uygun bir miktara indirgeyen bir kuraldır. Bu suretle mahsup edilen miktar takastan farklı olarak mütekabil bir alacak değildir". (V.Tuhr-Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Cilt: I ve II Ankara 1983, Sayfa 685)
Yukarıda değinildiği gibi, BK'nın 325/2. maddesinde sözü geçen mahsup deyimi, alacağın hesabına il
kin bir itirazı ifade etmektedir. Anılan maddede öngörülen indirime esas olan miktarlar birer karşı alacak değildir. Bu itibarla, haksız ve sebepsiz olarak feshedilen sözleşmesi dolayısıyla ücret istenmesi halinde BK'nın 325/2. madde hükmünün, davalının isteği olup olmadığına bakılmaksızın mahkemece doğrudan doğruya uygulanması gerekecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.02.1984 gün ve 1981/9-761 Esas. 1984/52 Karar sayûı Kararı).
O halde, yukarıdan beri vurgulanan ilke uyarınca, dayalı tarafından hizmet
sözleşmesi feshedilen ve çalışma gücü serbest kalan davacının öğrenim derecesi, mesleki formasyonu, sosyal durumu, yetenekleri ve yaşı gözetilerek, aynı veya pek yakın koşullarla gücünü ne kadar süre içinde değerlendirebileceği ve ne oranda bir kazanç sağlayabileceği hususunun tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz kanıtlara dayanılarak eski kararda direnilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.