Mesajı Okuyun
Old 21-04-2016, 23:18   #3
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Toplumsal ritüeller dediğinizi, örf ve adet hukuku olarak anlıyorum.

Bu durumda, her ikisi birlikte değerlendirildiğinde hukuk gelişir.

Bahse konu olayda, taraflar bir arada olabilmek için diledikleri gibi sözleşme yapabilirler ve yapmışlardır. Ancak sonucundan istifade edebilmek için gerekenleri yapmamışlardır ve yapmalıydılar...

Saygılar...

Sayın Av.Selim Balku,
'ritüeller' ifadesini Sayın Hakim kullanmış, ben onun demecinden alıntıladım. Hakimin Ritüelden kastı 'örf ve adet' mi bilemiyeceğim.
Benim garibime giden konu Sayın Hakimin 'nişan sözleşmesinin' geçerli olabilmesi için 'ritüel' olarak adlandırdığı birtakım koşulların gerçekleşmiş olmasını istemesidir. Eğer nişan bir hukuki sözleşme ise, bu sözleşmenin tarafları nişanlılardır; Anne ve baba, veya aile büyükleri değildir. Nişan için aile büyüklerinin rızası koşulunu getirdiğimizde hukukun sözleşme yapma hakkını verdiği kişilerin bu haklarını kısıtlamış oluruz.

Bu durumda, her ikisi birlikte değerlendirildiğinde hukuk gelişir., düşüncenize de katılamıyacağım, çünkü hukuken ne olduğu tüm hukukçular tarafından bilinen bir hukuk kurumu olan sözleşmeye, ritüelleri(örf ve adetleri) tamamlayıcı olarak getirirseniz, sözleşmeyi yeniden tanımlamak zorunda kalırız.

'Ancak sonucundan istifade edebilmek için gerekenleri yapmamışlardır ve yapmalıydılar...' ifadenizden hangi gerekeni kast ettiğinizi belirtmemişsiniz, eğer evlilik anlaşılacaksa, iyi ki evlenmemişler derim! Ayrıca, nişanlanma evlilik vaadi olsa ve nişanlılar bu vaatle evlenme yükümlülüğünü üstlenmiş olsalar bile, evliliğe zorlanamazlar.

Saygılarımla