Mesajı Okuyun
Old 09-03-2012, 16:40   #8
Av. A. Hakan TOKSÖZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dursun KARACA
Burada "uzamış" ibaresi, 2918 sayılı yasadaki 2 yıllık süreye nazaran 765 sayılı TCK.da 5, 5237 s.TCK.da 8 yıllık süredir. 5 yıla göre 7,5 ya da 8'e göre 12 olan azami süre değil.
4.HD.kararı-özet-E:2001/5890
"...Dava konusu olay 19.8.1995 tarihinde gerçekleştiğine göre 2918 sayılı Yasanın 109/2, BK.nun 60/2 ve TCK. 102/4 maddelerinde öngörülmüş olan 5 yıllık zamanaşımı süresinin son günü 19.8.2000 tarihidir. Eldeki bu dava 9.6.2000 tarihinde açıldığına göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış bulunduğundan işin esası incelenmek ve varılacak sonuca göre bir hüküm kurulmak gerekirken davanın zamanaşımı yönünden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..."

Yargıtay diğer bir çok kararında, uzamış ceza zamanaşımı demektedir. Eğer yerleşik görüş, "...2918 sayılı yasadaki 2 yıllık süreye nazaran daha uzun olan ceza zamanaşımı..." nı kastetmiş olsaydı, içtihatlarda "uzamış ceza zamanaşımı" değil sadece "ceza zamanaşımı" şeklinde ifade kullanırdı.

Yargıtay'ın, uzamış ibaresinden kastının bu olduğu, 5237 s.k. madde 67/4 ve 765 s.k. madde 104/2(son cümle)incelendiğinde anlaşılıyor

B.K. ve 2918 s.k.'nın lafzî ve ruhî yorumuna bakıldığı zaman, her iki kanun da "... haksız fiil aynı zamanda suç teşkil ederse, bu durumda ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süreleri uygulanır..." diyor. Bu kanunlar, sizin bahsettiğiniz gibi sadece aslî ceza zamanaşımının uygulanmasını isteseydi (basit suçlarda eskiye göre azamî 7.5, yeniye göre azamî 8) doğrudan T.C.K madde 66 uygulanır diyebilirdi, ama dikkat edilirse ceza kanunundaki zamanaşımı diyor, bence T.C.K. madde 66 ve 67/4 beraber değerlendirilmeli.