Mesajı Okuyun
Old 02-08-2011, 12:06   #2
tiryakim

 
Olumlu Sulh hukuk Mahkemesi

Alıntı:
Yazan Av.Abidin MUTLU
Elimde kiracısı tarafından imzalı olmayan ancak kiracının gayrıresmi eşi tarafından kefil sıfatıyla imzalı bulunan bir sözleşme var. İcra takibi yaptım, kiracı imzam olmadığından kiranın muhteviyatına itiraz ediyorum demiş. son iki aya ilişkin ptt'den yatırılmış kiralar var. Ancak biz son 5 ayın alacağına dair takip yapmış idik.

Bu kira sözleşmesi geçerli olur mu?
Bu durumda temerrüte dayalı olarak tahliyeyi icra mahkemesinde mi yoksa sulh mahkemesinden mi istesem daha mantıklı olur?

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8. Maddesine Göre ;

Alıntı:

Vazife
Madde 8 -
II- Dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın;
1. İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları,

Sizin dava konunuz yargılamayı gerektirdiğinden davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması sizin menfaatinizedir.

Sizin olayınızla birebir örtüşen Yargıtay Kararı ise ;

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/4437
Karar: 2010/9913
Karar Tarihi: 28.09.2010
ÖZET: Davacı tarafça sahte olarak düzenlendiği iddiası ile şikayete konu edilen adi belgenin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Bunun halli dar yetkili icra mahkemesinde çözümlenemeyeceğinden ve uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden mahkemece davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekir.
(1086 S. K. m. 7, 8)
Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava, icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak iki ayrı icra takibi yapılmış, davalı her iki itirazında da borcunun olmadığını beyanla, davacı alacaklının imzasını taşıyan 19.1.2009 tanzim tarihli, adı yazılı belgeyi icra dosyalarına ibraz etmiştir. Adli tahkikata konu olan işbu belge nedeniyle Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan bilirkişi raporunda, imzanın davacının eli mahsulü olduğu kanaati bildirildikten sonra, belge içeriğinin incelenmesinden söz konusu belgedeki imzanın farklı bir amaçla atıldığı halde sonradan kira ödeme belgesi şeklinde oluşturulduğu görüşü açıklanmıştır. Mahkemece, bu bilirkişi raporu doğrultusunda ibraz olunan belgenin, borcun ödendiğini kanıtlamaya yeterli belgelerden olmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmişse de; varılan bu sonuç davanın niteliğine ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Davacı tarafça sahte olarak düzenlendiği iddiası ile şikayete konu edilen adi belgenin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Bunun halli dar yetkili icra mahkemesinde çözümlenemeyeceğinden ve uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden mahkemece davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı