Mesajı Okuyun
Old 04-03-2006, 03:00   #9
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
adi satış sözleşmesi ile 1988 yılında 150.000 TL bedellle , bir arsanın mjhtelif hissesi ,tapu dairesince satışına izin verildiği takdirde devredilmek kaydıyla satılmıştır.Ancak satın alan kişi 1 sene önce ölmüş ve ölümünden sonra bu sözleşme ortaya çıkmıştır.

Olayda açıklığa kavuşmamış yada benim tam olarak kavrıyamadığım birkaç nokta var.
Mirasçılar gizli bir definenin planını ellerine geçirmiş gibi bir durumdalar gibime geliyor. Define halen yerinde duruyor mu durmuyor mu, yahutta böyle bir define var mı bilmiyorlar, ama bir umutları var, şöyle ki:
Ellerinde sadece 1988 senesinden kalma bir sözleşme var, bu sözleşme yapıldıktan sonra alıcı ile satıcı arasında neler yaşandı, anlatılanlardan tam olarak anlaşılmıyor. İşin en önemli tarafı anlatılanlardan satış bedelinin ödenip ödenmediği ortaya çıkmıyor. Satıcı mı malı satmaktan vazgeçti, yoksa alıcı mı malı almaktan vaz geçti ve parayı ödemedi belli değil.

Alıntı:
açacağımız sebebsiz zenginleşme davasında acaba arsanın şu an ki değerini tespit ettirerek bu bedel üzerinden talep imkanımız var mıdır?Yoksa sadece 150.000 TL 'nin 1988'den itibaren yasal faizi ile işletilirek bulunan komik rakamla mı yetinmek gerekecektir?

Cümlesinden satış bedeli ödenmiş sonucuna varıyorum.

Böyle olduğunu düşünelim. Alıcı parasını geri istemediyse, veya malın üzerine geçirilmesini istemediyse, yani zaman aşımını durdurcu veya kesici herhangi bir eylemde bulunmadıysa, zaman aşımı söz konusudur. Ve muris ölmemiş olsa ve şimdi herhangi bir talepte bulunsa kendisine karşı zamanaşımı defii öne sürülür. Hukuken mirasçılara murisin sahip olduğu haktan fazlasını tanımak kabul edilemez bence. Böyle olunca da Sayın Av.M.Aydın Bilen'e hak vermek gerekir.

Alıntı:
Muris mezardan kalkıp bu davayı bizzat hak sahibi olarak açsa zamanaşımı iddiası ile karşılaşmayacak mıdır?
Cevap evet ise; asıl hak sahibine tanınmayacak olan bir hakkın mirasçılara tanınmasını benim hukuk mantığım kabul etmiyor.

Mirasçılara Murisin sahip olduğu hakkın fazlasını tanımak ve onlara karşı zaman aşımının iddia edilemiyeceğini söylemek zaman aşımı kurumunu tamamen ortadan kaldırabilir ve anlamsızlaştırır. Mirasçının mirasçısının mirasçısı gelir ve ben olayı daha yeni öğrendim, ortada zaman aşımı yoktur derse, kanunda yer alan on yıllık zaman aşımı süresi otuz kırk yıla çıkar duruma göre.

Olayda taşınmazın kimin zilyetliğinde olduğu da belli değil. Böyle olunca da örnek olarak verilen yargıtay kararları da olaya tam olarak uygulanamaz.

Not : Define arayıcısı derken mirasçıların kötü birşey yaptıklarını belirtmek istemiyorum. Olayı araştırmak en tabii hakları.

Saygılarımla