Mesajı Okuyun
Old 16-07-2003, 22:55   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

12 Kritik Alan Temelinde Tartışılanlar ve Sonuçlar


Kadın ve Yoksulluk




Oniki kritik alandan ilki olan "kadın ve yoksulluk" başlığı altında özellikle kadın ile erkek arasındaki ekonomik eşitsizlik vurgulanmıştır. Yoksulluktan en fazla etkilenenlerin kadınlar olduğu, ve yoksulluğun "feminizasyon" süreci içinde olduğu, yani ağırlıklı olarak kadınların çektiği bir yük olduğu kabul edilmiştir. Bunun yanında globalizasyon ve yapısal uyum programlarının da olumsuz etkilerini en çok kadınlar üzerinde gösterdiği açıktır. Bu konuda üzerinde durulan bir diğer önemli nokta da kadınların hiçbir maddi karşılık almadan yaptıkları ev, tarla işi veya benzeri diğer işlerdir. Bu işlerin maddi karşılığının belirlenmesi ve devlet bütçelerinde yer alması tartışılmış, ancak Sonuç Belgesinde yer almamıştır.
Yoksullukla ilgili paragraflarda özellikle "G77 ve Çin"* grubu, kadınların ve genel olarak ülkelerin gelişme haklarını (right to development) güçlü bir şekilde savunmuşlardır. Yapılan tartışmaların temelinde, gelişmekte olan ülkelerin daha zengin olan ülkelerden maddi destek beklentisi içinde olmaları, buna karşın gelişmiş ülkelerin maddi destek vermede isteksiz olmaları yer almıştır. Gelişmekte olan ülkeler, haklı bir şekilde dünya kaynaklarının çoğunun gelişmiş ülkeler tarafından tüketildiğini, oysa kendilerinin de üretim ve tüketimden eşit pay almaları gerektiğini vurgulamışlardır. Yapılan tartışmalardan sonra sonuç belgesinde, gelişmiş ülkelerin gayri safi milli hasılalarının %0.7'sinin gelişme yardımı olarak gelişmekte olan ülkelere aktarılması yolunda Pekin'de verilmiş olan taahütlerin yerine getirilmesi yer almıştır.
Üzerinde durulan bir diğer nokta da, gelişmekte olan ülkelerin dış borç sorunlarını çözerken gelişme yönelimli ve kalıcı çözümler bulunması, ayrıca toplumsal cinsiyet bakış açısının (gender perspective) gelişme sürecine entegre edilmesinin gerekliliği olmuştur. Bu şekilde bir taraftan gelişirken diğer taraftan da kadın-erkek eşitliğini sağlamada önemli adımlar atılmış olacaktır. Bunun aksine, sadece ekonomik ve teknolojik gelişme yönelimli olunması, eşitlik yönünden kadınlar için daha olumsuz koşulların ortaya çıkmasına yol açabilecektir.

Cinsiyet eşitliğini sağlamada en değerli yollardan birisinin öğretim/eğitim olduğu ortak kabul gören bir görüştür. Ancak eğitim eşitliğinin sağlanmasında gerekli kaynakların ayrılması, altyapının tamamlanması gibi çeşitli konularda politik istek ve iradenin zayıf olması Eylem Platformu amaçlarını gerçekleştirmede bir engel olarak kabul edilmiştir. 2015 yılından önce bütün kız ve oğlan çocuklarının ücretsiz ve zorunlu ilk öğretimden yararlanabilmelerinin sağlanması, Pekin'de olduğu gibi bu dökümanda da vurgulanmıştır. İş yaşamındaki ayrımcılığın en temel nedenlerinden birisi olarak "kalıplaşmış cinsiyet rolleri" (stereotipler) tanımlanmıştır. Örneğin, kız çocukları ve kadınlar için uygun görülen dersler ve meslekler, erkekler için uygun olduğu düşünülen mesleklerden oldukça farklıdır ve özellikle kız çocuklar hakkında çizilen olumsuz portreler, çocukluktan başlayarak kız çocuklarının gelişimini etkilemektedir. anaokullarından başlayarak toplumsal cinsiyet rollerine duyarlı bir müfredat programı hazırlanması, böylece kız çocuklarının kalıplaşmış rollerin dışına çıkabilmelerinin sağlanması ülkeler tarafından kabul edilmiştir.
*Afrika ve Latin Amerika ülkeleri dahil 130'dan fazla ülkeyi içermektedir



Hacettepe Ünv. Kadın Sorunları Araştırma Ve Uygulama Merkezi
Web Sayfasından Alınmıştır.

Metnin devamı sonraki sayfadadır.