Mesajı Okuyun
Old 04-06-2008, 12:02   #9
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım,
Konuyu savunma dokunulmazlığı ve Avukatlık meslek kuralları çerçevesinde değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
5237 sayılı TCM m. 128
Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
Madde gerekçesi ise şu şekildedir:
Somut uyuşmazlıkla ilgili olmakla birlikte iddia ve savunma sınırını aşan hakareti mutazammın yazı ve sözlerin iddia ve savunma hakkı kapsa¬mında mütalâa edilmesi mümkün değildir. Ancak, bu ifadelerin kullanılma¬sına müsamaha ile bakılabilir. Çünkü, bu gibi durumlarda iddia ve savun¬manın sınırı genellikle öfke ve gazabın etkisiyle aşılmaktadır. Aslında öfke ve gazap hâli, kusurluluğun bir unsuru olan irade yeteneğini etkileyen bir faktördür ve bu durum, kişinin işlediği hakaret suçu dolayısıyla kusurunun tespiti bağlamında değerlendirilmelidir.
Madde metni ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde bir avukatın meslektaşı hakkında bu türden bir ifade kullanması savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyecektir. Zira, "müşteki vekilinin şikayet dilekçesi yalan ve iftiralarla doludur" tarzı bir ifadenin, somut olayla bağlantılı olduğu, gerçek vakıalara dayandığı düşünülemez. Kaldı ki; avukat, savunmayı ruhsat sahibi kimliğ ile icra etmektedir. Savunmasındaki isnatları ve sonuçlarını, sıradan insanlardan daha ayrıntılı ve özenli tartabilmelidir. Tüm bu nedenlerle sayın sailor1981'in, suç duyurusundan ziyade öncelikle Baro'ya şikayet hakkı olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla.