Mesajı Okuyun
Old 22-08-2008, 16:59   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

İmzasız çekler eksik senet sayılamayacağından iptal mümkün değildir. Muhatabın ödemeden men edilmesinin yeterli olması gerekir. Ancak kredi hususunda bankanın neden böyle bir şart aradığını anlayamadım.

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/5775
Karar: 2006/6299
Karar Tarihi: 29.05.2006

ÖZET: Henüz keşide edilmemiş, çek vasfında olmayan tamamen boş çek yaprakları tedavüle konmuş sayılamayacağından, hesap sahibi tarafından zayi nedeniyle iptal davası açılmayacağı, ele geçirenlerce imzalanıp doldurulması sonrasında, çeke dayalı hak iddia edene karşı menfi tespit davası açılabileceği, bu nedenle boş çek yapraklarına dayanarak iptal isteminde bulunmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmelidir.

(6762 S. K. m. 730, 592, 669, 673, 675, 676)

Dava: Hasımsız olarak açılan davada Küçükçekmece Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.10.2004 tarih ve 2004/445 - 2004/814 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, 3 adet çeki üzerine bir tutar, keşide tarihi ya da imza atmadan boş olarak kaybettiğini, bankaya bilgi verdiğini, ancak iptal kararı istendiğini, bulanların meblağ yazıp işlem yapmasından endişe duyduğunu ileri sürerek iptallerini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre 3 aylık ilan süresi içinde iki çek için başvuru yapılmadığı, biri için başvuru geldiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Davacı, imzasız tamamen boş, tedavüle konmamış üç adet çek yaprağını kaybettiğini ileri sürerek iptalini istemiş olup, mahkemece, bunlardan iki çek'in ilan süresi içinde ibraz edilmediği gerekçesiyle iptaline; diğer çek' in ibraz edildiği gerekçesi ile bu çek bakımından istemin reddine karar verilmiştir.

TTK'nun 730/1-20. madde ve bendi yollamasıyla aynı kanunun 592'nci madde hükmü uyarınca bir çek'in kısmen doldurulmuş ya da sadece imzalanmış olması halinde, tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup, böyle bir çek için 669'uncu vd maddeleri uyarınca, iptalini isteme hakkı sadece hamile aittir. Böyle bir iddiaya sahip keşideci, aynı kanunun 711/son madde hükmü uyarınca muhatabı çeki ödemekten men edebileceği gibi, elinden rızası hilafına çıkan, bir başka anlatımla imzasını içeren ve fakat kaybettiği çekin bedelinin kendisinden istenmesi halinde, aynı kanun'un 704'üncü madde hükmüne dayanarak borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açma olanağına sahiptir.

Diğer yandan, henüz keşide edilmemiş, çek vasfında olmayan tamamen boş çek yaprakları tedavüle konmuş sayılamayacağından, hesap sahibi tarafından zayi nedeniyle iptal davası açılmayacağı, ele geçirenlerce imzalanıp doldurulması sonrasında, çeke dayalı hak iddia edene karşı menfi tespit davası açılabileceği, bu nedenle boş çek yapraklarına dayanarak iptal isteminde bulunmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmelidir.

Dava konusu bir çek'in ibraz edildiği gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiş olup, aynı sonuca yukarıda açıklanan gerekçelerle varılması gerekir ise de, hüküm sonucu itibariyle doğru olmuştur.

Ne var ki, davacının dava dilekçesinde sıraladığı çek'lerden ikisi için yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, gerekirken, bu iki çek bakımından iptal kararı verilmesi doğru olmamış, çekişmesiz yargıya ilişkin bu tür davaların niteliği karşısında, temyiz eden davacı da olsa, davanın kısmen kabule ilişkin hüküm bozulması gerekmiştir.

2- Zayi edildiği öne sürülen dava konusu çek'lerden birinin yasal hamili olduğunu iddia ederek ortaya çıkan üçüncü kişi nedeniyle TTK'nun 675'inci maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, hamilin bu davayı açmış olması gerekir. Oysa bu davayı hamil açmamış olup, dava sırasında ortaya çıkan çek için yazılı şekilde hüküm kurulması da kabul şekli bakımından doğru görülmemiştir.

Diğer yandan, yapılan son ilanda da TTK'nun 673'üncü maddesinde öngörülen asgari 3 ay olarak verilen sürenin 09.10.2004 tarihinde dolmasından sonra, 27.10.2004 tarihinde yapılan başvuru ile anılan bir çek ortaya çıkmış olup, aynı kanunun 676/1 'inci madde hükmü uyarınca, iptal kararı verilebilmesi yine, hamilin bu davayı açmış olmasına bağlıdır. Bu itibarla, anılan bu çek bakımından mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulması da yine kabul şekli bakımından bu yönden de doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)