Mesajı Okuyun
Old 15-01-2007, 14:13   #2
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Seyda
Arkadaşlar merhaba; sorum deniz ticaret hukuku ile ilgili : Bir yat sahibi olan A yatını B'ye veriyor kullanması için,yat ABD bayraklı.Sonra B sahte evraklarla yatı kötüniyetli C'ye,C de yine sahte evraklarla iyiniyetli D'ye satıyor ve devrediyor.D de yata Alman bayrağı çektiriyor. A olaylardan haberdar olunca dava açmaya karar veriyor. Bu dava nerde açılmalı ? Ayrıca burda tasarrufun iptali davası mı açılmalı sizce?? Şimdiden teşekkürler..

Sorunuzdan anlaşıldığı kadar, olayda Türk gemi siciline tescilli olmayan bir gemi (yat) söz konusudur. Bahsettiğiniz yatın özel amaçlarla kullanılan bir yat ve Türkiye'de bulunuyor varsayımı ile sorunuza cevap veriyorum.

Gemi hukuki niteliği itibariyle bir menkul (taşınır) maldır. Yabancılık unsuru taşıdığından, MÖHUK m. 23'e göre, "Taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar malların bulunduğu yer hukukuna tabidir." Dolayısıyla Türkiye'de bulunan bu yatın mülkiyetinin el değiştirmesine ilişkin uygulanacak kurallar. Türk Hukuk Kuralları olacaktır.

TTK m. 822'ye göre, " Hususi kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, bu kanunun hükümleri ticaret gemileri hakkında tatbik olunur.
Ancak:
1. Donatanın gemi adamlarının kusurundan doğan mesuliyetine mütaallik 947 nci madde ile 948 inci maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendi, bu kitabın gemi, kaptan ve gemi alacaklıları hakkındaki fasılları ile deniz ödüncü, çatma, kurtarma ve yardım hakkındaki kısımları; yatlar, denizci yetiştirme gemileri gibi münhasıran gezinti, spor, eğitim, öğretim ve ilim gayelerine tahsis edilmiş gemilere; dahi tatbik olunur."

Bu atıf hükmü nedeniyle, gemi siciline tescilli olmayan olaydaki yatın mülkiyetinin devrinde, TTK m. 867 hükmü uygulama alanı bulur. Bu hükme göre, "Bir Türk gemi siciline kayıtlı bulunmıyan gemiler üzerindeki mülkiyet ve sair ayni haklar hususunda, Medeni Kanunun menkullere mütaallik hükümleri tatbik olunur. Şu kadar ki; böyle bir geminin veya gemi payının temlikinde akıdlar mülkiyetin sadece akitle intikal edeceğini kararlaştırmışlarsa zilyedliğin devrine hacet kalmaksızın mülkiyet temellük edene geçer. Bu şekildeki temliklerde hüsnüniyetle iktisabın muteber olması temellük edenin zilyedliği devraldığı sırada dahi hüsnüniyet sahibi olmasına bağlıdır." Bu hükümde belirtildiği üzere, olayı Medeni Kanun m. 763 vd. hükümlerine göre çözeceksiniz. Bu davanın nerede açılacağı (yetki) konusunda özel bir kural yok ancak, görevli mahkeme Denizcilik İhtisas Mahkemesi olacaktır (TTK m. 4/Son Fıkra). Tasarrufun iptali davası açabilmeniz için İİK m. 277 vd. hükümlerin şartlarının gerçekleşmiş olması gerekir. Olayda ise devirlerin alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla yapılmadığı anlaşıldığından tasarrufun iptali davası söz konusu olmayacaktır.