Mesajı Okuyun
Old 04-04-2007, 11:04   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Karmaşanın sebebini belirtmediği için çare bulmak da zorlaşıyor. Tahmin ederek görüş bildirmek ise büyük ölçüde yanılgıyla sonuçlanacaktır. Hal böyle olmasına rağmen yine de bir şeyler yazmak istiyorum:

Avukatlık mesleğinin en zor yanı (muhakkak diğer iş alanlarında da geçerlidir) yeterli ve düzenli para kazanamamaktır. Serbest çalışan bir avukat, dışarıdan bakıldığında "Avukattır", avukat gibi yaşamak, giyinmek, yemek, içmek zorundadır. Kendimden örnek vereyim: İlk büro açtığımda işim hiç olmadı, 1 yıl boyunca duvarlara ben de baktım. Bazen bunalıma girdim, otobüs bileti alacak param olmadı. Ama hiç yılmadım. Avukat, ütülü elbise giymek her zaman şık olmak zorundadır. Ütülü takım elbise ile alabileceği yolcunun iki ya da üç misli yolcusu olan belediye otobüsünden indiğimde, kıravatım bir yerde, ceketim bir yerde, saçım başım başka yerde çok tuhaflıklar yaşadım. Otobüsteki insanların o şık halimle bulunduğum kargaşaya tuhaf tuhaf bakışları da içimi çok acıttı. Hatta şunları da yaşadım: İş alabilmek adına hiç mizacıma uymasa da mecburen eş dostun önerdiği işyerlerine gittim. Parası olan, sonradan görme ve bir o kadar da cahil bazı tiplerin ukala sözlerine muhatap oldum. Okumayla alay edenler, bak işte avukat oldunuz da noldu sürünüyorsunuz, çırak girseydiniz benim gibi zengin lurdunuz diyebilecek kadar cahillere rastladım. Bunları hepimiz yaşadık, yaşıyoruz belki de yine yaşayacağız. İnatçı olmak, hayattan zevk almaya bakmak, mutlu olmaya çalışmak anahtardır. Yanılmıyorsam shoppennaur isimli düşünür söylemişti, yaklaşık olarak şöyleydi: "Mutlu olmak adına, yıllarca çalışıp, çırpınıp, para pul kazanmak için çabalar insanlar. Oysa bunlara hiç gerek yoktur mutlu olmak için. Bu çabaların binde birini doğrudan mutlu olmak adına kendinize harcasanız sorun kalmayacaktır." Bu durum, ilk zamanlarda ters etki yapar. Avukat gibi yaşamak istersiniz ancak iş yetersizliği yahut iş olsa bile kazanç yetersizliği ya da düzensiz kazanç insanı ikileme sokar, bunaltır.

Bu nedenle ben genç avukat meslektaşlarımıza kurumsal kimliği olan bir işyerinde maaşlı çalışmalarını öneririm. Belli bir bilgi birikimi, tecrübe ve en önemlisi en az 1-2yıl idare edebileceği bir maddi birikim sağladıktan sonra büro açılmalıdır. Aksi takdirde sıkıntı kaçınılmaz oluyor. İş bulmak kolay değil denebilir. Fakat il başlangıçta maaş ve konumu dert etmezsek ve işimizi iyi yaparsak olumsuzluklar hızla olumlu hale gelebiliyor. Hiç bir zaman yılmamak, mücadele etmek gerekiyor. Avukatlık, bir anlamı ile mücadele etmektir.

Bir nebze destek olabilmek adına düşüncelerimi yazdım. Umarım faydası olur.