Mesajı Okuyun
Old 02-01-2008, 16:45   #4
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/2866
K. 1998/3547
T. 25.3.1998
• RAKAM VE YAZI İLE GÖSTERİLEN DEĞERLER ARASINDA FARK BULUNMASI ( Sayı Kısmında Tahrifat Yoksa Yazıya İtibar Edileceği )
• BONO ( Rakam ve Yazı ile Gösterilen Değerler Arasında Fark Bulunması-Rakam Kısmında Tahrifat )
• RAKAMDA TAHRİFAT ( Yazıya İtibar Edileceği Kuralının Uygulanmayacağı )
6762/m.588,690
ÖZET : Bonoda rakam ve sayı ile gösterilen değerler arasında fark bulunması durumunda, rakamda tahrifat olmaması durumunda, yazı ile gösterilen değere itibar edilir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 9.3.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, İİK.nun itirazın incelenmesine başlıklı 169/a-1 maddesi gereğince, Merci Hakimi duruşma neticesinde borcun olmadığının veya icra ihmal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Anılan maddede borca itirazın kambiyo senetlerine mahsus takiple hangi belgelerle kanıtlanacağı bu şekilde açıklanmasına rağmen mercice tanık dinlenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 18.11.1997 tarihli raporda bononun rakamla değer bildiren bölümünün başlangıçta ( 35.000.000.-TL. ) iken sonradan baştarafına ( 2 ) akamının ilave edilmesi sureti ile mevcut duruma getirildiği açıklanmıştır. Bu durumda rakamla değer bildiren bölümde tahrifat yapıldığı sabit olmuştur. TTK.nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 588/1. maddesi gereğince bonoda rakam ve yazı ile değer gösteren bedeller arasında fark bulunması durumunda yazı ile değer bildiren kısma itibar edileceğine ilişkin hüküm, rakamda tahrifat olmaması halinde uygulanır. Adli Tıp Raporunun sonuç kısmında 2 nolu bendde açıklandığı üzere yazı ile değer bildiren bölümün bir defada kaleme alınmış olması, bir başka deyişle burada tahrifat olmaması yukarıda açıklanan gerekçeye göre sonuca etkili değildir. O halde takibin 200.000.000.-TL. için iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, merci görevine girmeyen ve takip hukukuna aykırı biçimde 35.250.000.- TL. teminatın borçluya tazminat olarak ödenmesine ilişkin karar da yasaya uygun bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 25.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1989/5881
K. 1990/5936
T. 1.10.1990
• BONODA RAKAMLA VE YAZIYLA GÖSTERİLEN MİKTARLARIN FARKLI OLMASI ( Hangisinin Geçerli Olduğunun Tesbiti )
• RAKAMLA VE YAZIYLA GÖSTERİLEN BONO BEDELLERİNİN FARKLI OLMASI ( Hangisinin Geçerli Olduğunun Tesbiti )
• YAZIYLA VE RAKAMLA GÖSTERİLEN BONO BEDELİNİN FARKLI OLMASI ( Rakamla Gösterilen Bedele Göre Yapılan Takibin Geçerliliği )
6762/m.558
ÖZET : Ttk. 588. Maddesi gereğince bono borçlusu, bonoda yazı ile yazılmış bedel ile sorumluysa da, takibin rakamla yazılı daha yüksek bedel üzerinden yapılmış olması ve davalının gerçek alacağının rakamla yazılı miktar olduğunu savunması karşısında, gerçek alacağın tespiti için davalı delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Bandırma Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 26.4.1989 tarih ve 577 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekilleri, müvekkillerinin borçlu bulunduğu bononun yazı ile olan miktarhanesinde ( iki yüz yetmiş bin lira ) yazılı olmasına rağmen ve, TTK.nun 588. maddesine göre, bu miktara itibar edilmesi gerekirken, davalının bononun rakam hanesinde yazılı bulunan 2.170.000 TL. üzerinden takibe giriştiğini ileri sürerek, müvekillerinin takip konusu bono nedeniyle davalıya 1.900.000 lira borçlu olmadığının tesbitine ve % 15 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, takibin 2.170.000 TL. üzerinden kesinleşmesi nedeniyle davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, davada tanık dinlenemeyeceğini ve tazminat istenemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya ve toplanan delillere göre, takip konusu bononun rakam ile yazılı bedel hanesinde 2.170.000 TL. rakamının, yazı ile yazılı olan bedel hanesinde ise ( iki yüz yetmiş bin lira ) yazısının bulunduğu, bu durumda TTK.nun 588. maddesi gereğince yazı ile yazılı bulunankısma itibar edilmek gerektiği, sonucuna varılarak, davanın takip konusu bononun 1.900.000 TL.'lık kısmı ile davalıya borçlu olmadığının tesbitine ve İİK.nun 72. maddesi gereğince 285.000 TL.'nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
TTK.nun 588. maddesi hükmüne göre, her ne kadar senette yazı ve rakamla gösterilen iki bedel arasında fark bulunduğu takdirde yazı ile gösterilen bedele itibar olunur ise de, olayımızda icra takibinin rakamla yazılı miktar üzerinden yapılmış olması sebebiyle ve davalı tarafından, o miktarın gerçek alacak olduğu miktarı yönünden, davalının sunduğu uygun delilleri sorulup, dayandığı takdirde, yemin delili de gözönünde tutularak inceleme yapılıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklann nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının, iteği halinde, temyiz edene iadesine, 1.10.1990 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Takip dava konusu bonoya dayalı ve bonoda borç miktarının rakam ve yazı ile yazılan kısımlarında fark olup % davacı borçlu, yazı ile yazılan miktarda borçlu olduğunun, rakamla daha yüksek olarak yazılı miktar ile yazı ile yazılan miktar arasındaki fark olan 1.900.000 TL. ile borçlu olmadığının tesbitini istemiş, mahkemece de iddia kabul olunmuştur.
Alacaklı tarafından sonradan ileri sürülen ve esas ilişki nedeni ile senetteki rakamla yazılı miktar kadar alacaklı olduğu hususu, bu davada dinlenemez. Alacaklının senedin gerçek tutarından fazla ve asıl ilişkiye dayalı bir alacağı var ise, bu ayrı bir iddia ve dava konusu olabilir.
Bu nedenle mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ile çoğunluğun bozma kararına karşıyım.
Yavuz Okçuoğlu
Başkan
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/6116
K. 1998/6647
T. 8.6.1998
• SENETTE RAKAM VE YAZI BÖLÜMLERİNDE FARKLI DEĞERLER BULUNMASI ( Esas Alınacak Miktar )
• RAKAM VE YAZI BÖLÜMLERİNDE FARKLI DEĞERLER BULUNAN SENET ( Esas Alınacak Miktar )
• YAZI KISMINA İTİBAR EDİLMESİ ( Senette Rakamla ve Yazıyla Yazılan Değerlerin Farklı Olması Durumunda )
• HARÇLANDIRILMAMIŞ İLAM SURETLERİ ( İnfaz Edilemeyeceği )
• İNFAZ KABİLİYETİ ( Harçlandırılmamış İlam Suretlerinin )
• İNFAZ EDİLEMEYECEK İLAM SURETLERİNİN İNFAZI ( Bu Belgelere İlam Niteliği Kazandıramayacağı )
2004/m.21,37,38
6762/m.588
ÖZET : Senette rakam ve yazı bölümlerinde farklı değerlerin bulunması durumunda, tahrifat olmaması koşuluyla yazı ile yazılan kısma itibar edilmesi gerekirse de, yazı ile yazılan kısımdaki yazı geçerli bir miktar göstermediğinden uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 22.5.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip dayanağı senette rakamla yazılan bedel hanesinde 11.400.000 yazılı olduğu halde, yazı ile gösterilen değer bölümünde ( "onbirbin dörtyübin ) yazılmıştır. Her iki bölümde farklı değerlerin gösterilmesi durumunda tahrifat olmaması kaydıyla yazı ile yazılan kısma itibar edilmesi gerekir ise de, yazı ile yazılan kısımda yazılı değerin geçerli bir değer gösterilmediğinden alacağın ne miktar üzerinden tahsil edileceği yargılamayı gerektirir. İtirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan nedenle İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 3.6.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx