Mesajı Okuyun
Old 27-03-2007, 17:05   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

zamanaşımı konusunda da şu içtihatı bir göz gezdirin derim.



YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ, Esas.1981-7470, Tarih 24/12/1981






Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı, davalıların maliki oldukları taşınmazlarda inşaat yaptığını ve fidan diktiğini, sökülmesinde aşırı zarar bulunduğunu ileri sürerek, MK. m. 649 uyarınca adalete uygun (muhik) giderim olarak 130.201.85 liranın ödetilmesi için istemde bulunmuştur. İleri sürülüş biçimine göre, davacı, kendi gereçleriyle başkasının toprağına yapı yapmış ve de kendi fidanını başkasının toprağına dikmiştir. MK.m.648/II uyarınca, bir kimse kendi gereçleriyle başkasının toprağına yapı yaparsa, bu gereçler, toprağın bütünleyici parçası olur. Bir kimse kendi fidanını başkasının toprağına dikerse, MK.m.655 ile yapılan yollamadan ötürü, MK. m. 648 vd. uygulama alanı bulur. Davacı, dava temelini oluşturan MK. m. 649 uyarınca adalete uygun (muhik) giderim istemiştir. Bu giderim alacağı, nedensiz edinme (zenginleşme) den doğan bir geri alma alacağı niteliğinde olduğundan, bu giderime, BK. m. 66'daki zamanaşımının uygulanması gerekir. Öyleyse, iyi niyetli olduğunu savlayan davacınına giderim istemi yönünden BK. m. 66'daki 1 yıllık zamanaşımının işlemeye başladığı günün belirlenmesiyle yerel mahkemenin zamanaşımına dayanarak davayı reddetmesinin doğru olup olmadığı ortaya konabilir. Geçerli olmayan kütük dışı satışa dayanarak eline (zilyetliğine) geçirdiği taşınmazda inşaat yapan alıcının iyi inançlı sayılması ve satıcının bu yönden ötürü=altık (zımni) onamının (rızasının) bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın 5.7.1944 gün ve 12/26 sayılı inançları Birleştirme Kararı ile de benimsenen görüş böyledir. Somut olayda elatmanın önlenmesi davası açılıp böylece taşınmazların geri istenmesiyle davacı, kamusal biçime uyularak taşınmaz mülkiyetinin kendisine geçirilmeyeceğini öğrenmiş bulunmaktadır. Şu durum karşısında, yapı ve dikilen şeylerin davacının (gereç malikinin) zilyetliğinde bulunmasından ötürü, 1 yıllık zamanaşımının başlangıcı, taşınmaz malikinin "iadeyi talep ettiği tarihtir". Öyleyse, davacıya karşı elatmanın önlenmesi davası, (972/62 esas sayılı dosya ile) 1972 de açılıp kesinleştiğine, böylelikle taşınmazların 1972'de "iadesinin talep edilmiş" olmasına ve de MK. m. 649'dan kaynaklanan giderim alacağının ödetilmesi davasının 1979'da açılmış bulunmasına göre, 1 yıllık zamanaşımı gerçekleşmiştir. Durum böyle olunca, davanın zamanaşımı yönünden reddine ilişkin yerel mahkeme kararı onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün ONANMASINA,onama harcının peşin harçtan çıkartılmasıyla arta kalan 1000 liranın istek olursa iadesine 24.12.1981 oybirliği ile karar verildi.